3. Hukuk Dairesi 2019/1913 E. , 2019/9726 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı .... vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; ... Gölü Sulama Kooperatifinin 1971 yılında kurulup 1999 yılına kadar faaliyette bulunduğunu, bölgedeki suların azalması üzerine kooperatif faaliyetlerinin durdurulması yönündeki idari işlem aleyhine Yozgat İdare Mahkemesinde açılan davanın reddedilmesi üzerine kooperatif faaliyetlerinin tamamen durdurulduğunu, ancak bilgisizlik nedeniyle kooperatifin feshedilmediğini, 2005 yılından sonra kooperatifin hiçbir faaliyeti bulunmadığı halde su saatinin bulunduğu kilitli kapının davalı şirket elemanlarınca kırılıp içeriye girilmek suretiyle kooperatif adına 2011/5 döneme ilişkin elektrik tüketim faturası düzenlendiğini, söz konusu tüketim faturasına istinaden kooperatif aleyhine icra takibi başlatıldığını ileri sürerek, takibe konu 4.870,00 TL borçtan kooperatifin sorumlu olmadığının tespiti ile % 40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; 17/05/2011 tarihinde kooperatife ait sayaca ulaşıp endeks tespiti yapıldıktan sonra fatura tahakkuk ettirildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; Tüketici Mahkemesi Sıfatı ile yapılan yargılama sonucunda, davacı tarafça aboneliğin iptal ettirilmediği, bu nedenle aboneliğe bağlı kullanım nedeniyle oluşan borçtan davacının sorumluluğunun devam ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün süresi içerisinde davacı tarafça temyiz temyiz edilmesi üzerine Dairemiz 2016/19129 Esas 2018/6749 Karar sayılı ilamı ile “...Dosyadaki bilgi ve belgelerden uyuşmazlığa konu aboneliğin tarımsal sulamaya ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
O halde; taraflar arasında tarımsal sulama aboneliği bulunduğundan yargılamanın genel mahkeme tarafından yapılması gerekirken, somut uyuşmazlığın çözümünde görevli olmayan Tüketici Mahkemesi sıfatı ile yargılama yapılması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece; bozma ilamına uyulmasına karar verilerek; genel mahkeme sıfatıyla yargılamaya devam edilmiş, taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinin devam ettiği bu nedenle aboneliğe bağlı kullanım nedeniyle oluşan alacakta davacının sorumluluğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı kooperatif vekilince temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 373/4 maddesi; "Yargıtayın bozma kararı üzerine ilk derece mahkemesince bozmaya uygun olarak karar verildiği takdirde, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir." hükmünü, Geçici 3/2 maddesi; "Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez." hükmünü içermektedir.
Yukarıda açıklanan yasa maddelerinin düzenleniş amacı, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlara karşı Yargıtay yoluna başvurulmasını ve karar kesinleşinceye kadar kanun yolu denetiminin Yargıtay tarafından yapılmasını sağlamaktır.
Diğer bir anlatımla, Yargıtay’ın verdiği bozma kararları üzerine verilen kararların tekrar Yargıtay denetiminden geçmesi, başka bir deyişle Yargıtay kararının istinaf yolu ile denetlenmesinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta; Mucur Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesinin kararı hakkında bozma kararı verilmiştir. Bu aşamadan sonra, görevli Mucur Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından esasa ilişkin yargılama yapılıp, karar verilmiştir.
Aleyhine kanun yoluna gidilen karar, Mucur Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı olup, bu karar ile ilgili olarak Yargıtay’ın bir denetimi söz konusu değildir.
Bu itibarla, 12/09/2018 tarihinde verilen ve daha önce Yargıtay denetiminden geçmeyen kararın kanun yolu denetimi "İstinaf" olup, görevli mercinin Bölge Adliye Mahkemesi olduğu anlaşıldığından, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine İADESİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.