20. Hukuk Dairesi 2020/767 E. , 2020/1344 K.
"İçtihat Metni"İİK"nın 277. maddesinden kaynaklanan tasarrufun iptali istemine ilişkin olarak açılan davad......Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan argı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, İİK"nın 277. maddesinden kaynaklanan tasarrufun iptali davasıdır.
....ikamet adresinin mahkememizin yetki alanının dışında olduğu tasarrufun iptali davalarında genel yetki kuralının geçerli olduğu, davalılardan birinin usulüne uygun yetki itirazında bulunmuş olması mahkememizi yetkisiz hale getireceği zira tarafların danışıklı işlem yapıp yapmadığı yargılama aşamasında ortaya çıkacağı bu sebeple her iki davalının yetki itirazında bulunması koşulunun aranması durumunda hakkaniyete uygun yargılama yapılamayacağı bir bakıma usulünce yetki itirazında bulunan davalı açısından belki de bir daha görüp karşılaşmayacağı diğer davalının da yetki itirazında bulunması koşulunun aranması evrensel hukuk düzeni ile bağdaşmayacağı, herkes hukuki hakkını bireysel olarak kullanabilme hak ve özgürlüğüne sahip olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
....... Mahkemesince ise davaya dayanak....s sayılı icra takibinde alacağı temlik eden ....vekili tarafından genel kredi sözleşmesinin müteselsil kefili olan borçlu.... ve asıl borçlu dava dış....aleyhinde başlatılan ilamsız icra takibinin itiraz edilmeksizin kesinleştiği, açılan dava ile davaya konu...199 ada, 33 parsel, 15 nolu bağımsız bölümün 12.06.2015 tarihinde davalı borçlu ....tarafından diğer davalı...devrine dair tasarrufun iptalinin talep edildiği, davalı.....nun adresinin.....yerleşim yeri adresinin ise mahkememiz yargı çevresi içinde kaldığı, davalılardan....."un istifa eden vekili aracılığıyla davaya cevap süresi içinde yetkisizlik kararı veren.... Mahkemesinin 05.04.2018 tarihli 2016/312 Esas ve 2018/163 Karar sayılı dosyasına yetki itirazında bulunduğu, mahkemenin verdiği yetkisizlik kararının İstinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesiyle dosyanın mahkememize gönderilerek yukarıda belirtilen esas sırasına kaydının yapıldığı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları İİK"nın 282. maddesi gereği dosya borçlusu olan davalı...... ile ondan dava konusu taşınmazı devralarak doğrudan borçluyla işlem yapan diğer davalı ..... arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğunun izahtan vareste olduğu, zorunlu dava arkadaşlarının usul işlemlerini birlikte yapmaları gerektiği, yetki itirazının da usuli bir işlem olduğunun açık olduğu, ne var ki somut olayda sadece davalılardan ..... tarafından yetki itirazının ileri sürüldüğü, yukarıda açıklanan içtihatlar ve yasa maddesi gereği bu durumda zorunlu dava arkadaşı olan her iki davalının birlikte veya ayrı ayrı yetki itirazında bulunmadıkları takdirde yapılan yetki itirazının bir sonuç doğurmayacağı, bu durumda usulüne uygun yetki itirazı bulunmaksızın...... verilen yetkisizlik kararının Anayasa"da güvence altına alınan tabii hakim ilkesine de aykırılık teşkil edeceği, zira davacının somut olayda davalılardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde dava açma hakkı bulunduğu ve bu hakkın usulsüz bir şekilde engellenemeyeceği açık olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
Dava İİK"nın 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İptal davaları için yasada özel bir düzenleme öngörülmediğinden davanın HMK"nın 6. maddesi gereğince davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde açılması gerekir. Aynı Kanunun 7/1. maddesi gereğince de davalı birden fazla ise dava bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. İptal davaları ayni hakka değil kişisel hakka dayanan davalardan olduğundan davanın konusu taşınmaz bile olsa HMK"nın 12. maddesinin uygulanma imkanı yoktur. İİK"nın 282. maddesi gereğince davalı borçlu ile doğrudan veya dolaylı işlem yapan 3. kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ve zorunlu dava arkadaşları usul işlemlerini birlikte yapmak zorunda olduklarından yetki itirazının davalılarca birlikte ileri sürülmesi yasa gereğidir. Yalnız bir davalı tarafından ileri sürülen yetki itirazı hukuki sonuç doğurmaz.
HMK"nın 6/1. maddesi uyarınca "(1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir." Bu yetki kuralı kesin olmadığından HMK"nın 19. maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir ve mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemez. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz" hükmünü içermektedir. Yine, 116/1-a maddesinde "Kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazını "ilk itiraz" olarak düzenlemektedir. 117/1. madde ise "İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez." hükmünü içermektedir. Son olarak; "Cevap dilekçesini verme süresi" başlıklı 127/1. maddesi ise "Cevap dilekçesini verme süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak, durum ve koşullara göre cevap dilekçesinin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor yahut imkansız olduğu durumlarda, yine bu süre zarfında mahkemeye başvuran davalıya, bir defaya mahsus olmak ve bir ayı geçmemek üzere ek bir süre verilebilir. Ek cevap süresi talebi hakkında verilen karar taraflara derhâl bildirilir" şeklinde düzenleme getirmektedir.
Somut olayda; davalı..... davaya cevap vermediği, davalılardan .....tarafından yetki itirazında bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın davanın ilk açıldığı yer olan.... görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince .... YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 12/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.