21. Hukuk Dairesi 2016/3152 E. , 2017/4735 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekilince duruşmasız, ... Ltd. Şti vekilince de duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının her iki davalı şirket işyerinde geçen hizmetlerinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacıya ait hizmet cetvelinde ihtilaf konusu dönem içerisinde 17/08/2010-31/12/2010 ve 19/03/2011-02/05/2012 tarihleri arasında geçen hizmetlerinin davalı ... sicil no ile davalı ... Ltd.Şti. tarafından Kurum"a bildirilmiş olduğu, 15/03/1996-17/04/2006 tarihleri arasında ... sicil no ile davalı ... San.Ltd.Şti.nin, 17/04/2006-31/07/2010 tarihleri arasında ... sicil no ile davalı ... San.Ltd.Şti.nin, 28/07/2010 tarihinden itibaren de ... sicil no ile davalı ... Ltd.Şti.nin tuğla imalatı faaliyetinden dolayı Kanun kapsamına alınmış olduğu, 03.09.1990 tarihinde davalı ... San.Ltd.Şti.nin, 16/06/2010 tarihinde diğer davalı işyerinin ticaret siciline tescil kaydının yapıldığı, dava konusu işyerinin davalı şirketler arasında 30/06/2010 tarihli ve noter onaylı “Araç Kiralama ve Fabrika Kira Sözleşmesi” ile kiralanmış olduğu, davalı işyerleri arasındaki kira ilişkisinin 26/12/2013 tarihli fesih ile sonlandığı, 1028162 sicil no lu davalı ... San.Ltd.Şti. ünvanlı işyerinde yapılan denetim raporları, 15/12/2014 tarihli yoklama fişi, zabıta araştırması neticesi düzenlenen tutanak ile alınan bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu, duruşmalarda davacı ve davalı tanıklarının dinlendiği, Mahkemece davacının davalı işyerlerinde mevsimlik olarak çalıştığının kabulü ile yazıldığı şekilde sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; duruşmalarda sadece davacı ve davalı taraf tanıklarının dinlendiği, dinlenilen tanıkların Yargıtay"ın aradığı nitelikte tanıklardan olmadığı ve Mahkemece davacının çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla, hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde tespit edilemediği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; öncelikle tanık beyanlarının çelişkili olması nedeniyle davacıya davalı şirketler nezdinde geçen çalışmasını açıklattırmak, davacının yapmış olduğu işin hamallık olduğunun anlaşılması halinde piyasa hamalının sigortalı olamayacağı açık olduğundan, davalıya ait işyerinde işlerin iş yerine bağlı sürekli hamallarla mı yoksa piyasa hamallarıyla mı yapıldığı hususunun, her gün hamala ihtiyaç olup olmadığı davacıya her gün iş verilip verilmediği, çalışmanın tam zamanlı çalışmaya dayanıp dayanmadığı, ücretin kim tarafından ödendiği ve ödenen ücret miktarı ve nasıl ödendiği (günlük, haftalık, aylık) hususları belirlenmeli, davalı işyerlerine ait ihtilaf konusu dönem puantaj kayıtları, ücret tediye bordroları, hasta sevk kağıtları, yaptığı işe göre davacının isim ve imzasını taşıyan fatura ve benzeri her türlü belge getirtilmeli; ilgili meslek/ticaret odasından davalı işyerlerine ait kapasite raporu celbedilmeli, tüm vergi beyannameleri (gerektiğinde keşif yapılarak tespit edilecek) işyeri mekan ve büyüklüğü/fiziki şartları, ciro, elektrik, su tüketimi ve her türlü veri gözetilmek suretiyle çalışması gereken sigortalı sayısı, gerektiğinde alanında uzman ilgili meslek mensubu, mali müşavir ve hukukçudan oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınarak belirlenmeli, bu raporda dava konusu dönemdeki dönem bordrolarında çalıştığı bildirilen sigortalı sayısı ile de karşılaştırma yapılmalı, ihtilaf konusu döneme ilişkin olarak düzenlenmiş Kurum denetim tutanaklarında davacının kayıtlarda yer almayan çalışmasının nedeni araştırılmalı, yine duruşmalarda dinlenen tanık beyanlarının hüküm kurmaya elverişsiz olması nedeniyle dava konusu dönemde davacı ile birlikte çalışan ve işverenlerin bordrolarında kayıtlı kişiler ile komşu veya benzeri işleri yapan işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler re"sen saptanarak somut bilgi ve görgülerine başvurulmalı ve bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum ve davalı ... San.Ltd.Şti. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan ...Ltd.Şti."ne iadesine
01/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.