Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2505
Karar No: 2019/2655
Karar Tarihi: 15.04.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/2505 Esas 2019/2655 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2018/2505 E.  ,  2019/2655 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ ... HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın davacı vasisi tarafından istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vasisi tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    -KARAR-
    Dava, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı vasisi, kısıtlı ...’ın hastalığından yararlanan davalı ...’ın ...’a ait ... parsel sayılı taşınmazdaki 8 nolu bağımsız bölümü bedelsiz olarak adına tescilini sağladıktan sonra davalı ...’e devrettiğini, ...’ın temlik tarihinde hukuki ehliyetinin bulunmadığını, davalıların bu durumu bildiğini ve birlikte hareket ettiklerini ileri sürerek tapunun iptali ile ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ..., 5 yılı aşkın süredir kısıtlı ile birlikte yaşadığını, dava konusu taşınmazı 100.000,00 TL bedel ile satın aldığını, temlik tarihinde ...’ın fiil ehliyetini haiz olduğunu, davalı ..., taşınmazı bedeli karşılığı ...’tan satın aldığını, iyi niyetli alıcı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, ...’ın temlik tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğunun Adli Tıp Kurumunca düzenlenen raporla belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın davacı vasisi tarafından istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, kısıtlı ...’ın maliki bulunduğu ... parsel sayılı taşınmazdaki 8 nolu mesken niteliğindeki bağımsız bölümü 28.10.2014 tarihinde bizzat davalı ...’a 76.000,00 YTL bedelle satış yoluyla devrettiği, ... 21. Sulh Hukuk Mahkemesinin 09.10.2015 gün ve 2015/680 E-2015/949 K. Sayılı kararı ile davacının TMK.nun 405/1. maddesi gereğince kısıtlanarak yeğeni ...’ın vasi tayin edildiği, vasi tarafından eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; 15.07.2018 tarih 30479 sayılı Resmi Gazete ile yayınlanan 4 nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin (Adli Tıp Kurumu Teşkilat Kararnamesi) Adli Tıp Üst Kurullarının Görevleri başlıklı 16. maddesinin “d”fıkrası; “Adli Tıp ihtisas kurulları ile Adli Tıp Kurumu dışındaki sağlık kuruluşlarının heyet halinde verdikleri rapor ve görüşler arasında ortaya çıkan çelişkileri, konu ile ilgili uzman üyelerin katılımıyla inceler ve kesin karara bağlar." hükmünü amirdir.
    Bu düzenlemeden de açıkça anlaşılacağı üzere,; Adli Tıp Üst Kurulları çeşitli sağlık kuruluşları ile Adli Tıp İhtisas Daireleri raporları arasında çıkabilecek çelişkileri son merci olarak inceleyip kesin olarak karara bağlayacaktır.
    Öte yandan, çelişkili raporlardan birisine itibar edilmesi diğer taraf bakımından tatmin edici olmadığı gibi, halkın adalete olan güveninin sarsılması yanında kamu vicdanının yaralanacağı da açıktır.
    Somut olayda; ... 21.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 09.10.2015 tarih 2015/680 E.-2015/949 K. sayılı vesayet dosyasında alınan ... ... Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 14.07.2015 tarihli heyet raporu ile davacı ...’ye” alzheimer-bipolar duygulanım bozukluğu” teşhisi konulduğu, bu rapora dayanarak ...’nin vesâyet altına alındığı ve yeğeni ...’ın vasi olarak atandığı ve bu dava için vasiye husumete izin verildiği, eldeki dosyada Adli Tıp Kurumu Dördüncü İhtisas Kurulunundan alınan 16.08.2017 tarihli raporda; davacı ...’nin 18.07.2016 tarihinde Kurulca yapılan muayenesi ve psikometrik değerlendirilmesi sonucunda elde edilen bilgi ve bulguların yorumlanmasından hâlihazır durumu ile fiil ehliyetini müessir ve kişide şuur ve hareket serbestisi ile olayları kavrayıp onlardan sağlıklı sonuçlara varabilme yeteneğini ortadan kaldıracak mahiyet ve derecede olan (demans) denilen bunama halinin saptanmasına rağmen akit tarihinden yaklaşık 1,5 ay önce düzenlenmiş ... Hospital Hastanesi’nin 16.09.2014 tarihli (Psikiyatri Uzmanı ...) raporunda; “kişinin 15.09.2014 tarihinde psikiyatri bölümüne muayene edildiği, yapılan muayene sonucunda vekâletname vermesine engel bir akıl hastalığı saptanmadığının belirtildiği, akit tarihinde herhangi bir akli arıza içinde olduğunu gösterir tıbbi belge ve bulgu mevcut olmadığı, kişide tespit edilen akli arızanın klinik, fizyopatolojik ve ilerleyici özellikleri özellikleri göz önüne alındığında akit tarihi olan 28.10.2014 tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğunun kabulü gerektiği" açıklanmıştır.
    Ancak, her ne kadar Adli Tıp 4.İhtisas Kurulunca davacının fiil ehliyetini haiz olduğunun kabulünde ... Hospital Hastanesi’nin 16.09.2014 tarihli sadece psikiyatri uzmanı tarafından verilen rapor esas alınmasına rağmen, davacı hakkında yine ... Hospital Hastanesince düzenlenen akit tarihinden yaklaşık 2 ay önce 20.08.2014 tarihli epikriz raporunda kesin tanı olarak alzheimer hastalığının olduğu, yine aynı özel hastaneye ait akit tarihinden yaklaşık 1 ay sonra 26.11.2014 tarihli epikriz raporlarında alzheimer tanısı ile takip edilen hastanın kontrol amaçlı başvurduğu belirtilmiştir.... ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Nöroloji Kliniğinin 26.11.2014 tarihli epikriz raporunda da hastanın 6 aydır etrafındakileri tanımada zorluk çekmesi nedeniyle servislerine başvurduğu belirtilmiştir.Ayrıca, dinlenen tanık beyanlarında; davacının rahatsızlanması sonucu 2013 yılında bunama teşhisi konduğu, akit tarihinde akıl sağlığının yerinde olmadığı, davranışlarını yönlendirme yeteneğini kaybettiğine ilişkin tavır ve hareketlerinin bulunduğunun belirtildiği bu durumda; Adli Tıp Kurumundan verilen rapor ile diğer kurumlarca verilen raporlar arasında çelişki olduğu anlaşılmaktadır.
    O halde; 15.07.2018 tarihinde yürürlüğe giren 30479 sayılı Resmi Gazete ile yayınlanan 4 nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin (Adli Tıp Kurumu Teşkilat Kararnamesi) 16/d maddesinde; "“Adli Tıp ihtisas kurulları ile Adli Tıp Kurumu dışındaki sağlık kuruluşlarının heyet halinde verdikleri rapor ve görüşler arasında ortaya çıkan çelişkileri, konu ile ilgili uzman üyelerin katılımıyla inceler ve kesin karara bağlar." hükmü gereğince çelişkinin giderilmesi zorunludur.
    Hâl böyle olunca; dosyanın tümüyle Adli Tıp Kurumu Üst Kuruluna gönderilerek, belirtilen raporlar irdelenmek, tanık beyanları ve tüm dosya değerlendirilmek suretiyle raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi, temlik işleminin yapıldığı 28/10/2014 tarihinde davacı ...’ın fiil ehliyetine haiz olup olmadığının tespiti, yönünde yeniden rapor alınıp hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken çelişkili raporlardan birisine itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davacı vasisi vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ... ... 28. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi