22. Hukuk Dairesi 2016/2124 E. , 2019/21270 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilin 05/09/2003 tarihinde davalı üst işveren bağlı olarak alt işveren konumundaki şirketlerde hizmet dökümünde gözüken tarihlerde işçi olarak ve üst işveren ... (...-...) Müesese Müdürlüğünde, son altı işveren olarak da ... Gıda Temizlik Bilgi İşlem İnş. Taah. Tekstil Taşımacılık. Tic. Paz. Ltd. Şti."nde bizzat çalıştığını, son altişverenin, 30/09/2013 tarihinde müvekkilinin iş çıkışını yaptığını, müvekkilin işe giriş tarihinden çıkarıldığı tarihe kadar aynı işyerinde aynı işi yaptığını, ancak bu süre içerisinde müvekkilin bağlı çalıştığı alt işverenleri birden fazla el değiştirdiğini beyan ederek davanın kabulü ile iş akdinin haksız feshinden dolayı tazminatlarının üst işveren Tedaş(Aras-Edaş) Genel Müdürlüğünden ve diğer davalı olan alt işverenlerden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, fesih tarihi itibariyle bir işveren sıfatı taşımayan davalı ...‘ın sorumluluğunun bulunmadığı kanaatine varılmış, ... yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-İş yeri devrinin iş ilişkisine etkileri ile işçilik alacaklarından sorumluluk bakımından taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
İş yeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanunu"nun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, iş yerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu oldukları aynı Kanunun üçüncü fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.4857 sayılı Kanun"un 120. maddesi hükmüne göre, mülga 1475 sayılı İş Kanunu"nun 14. maddesi halen yürürlükte olduğundan, iş yeri devirlerinde kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yöntemi bakımından belirtilen madde hükmü uygulanmalıdır. Anılan maddeye göre, işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi iş yeri veya iş yerlerindeki hizmet sözleşmeleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, iş yerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır.4857 sayılı Kanun"un 6. maddesinde yazılı olan “hukukî işleme dayalı” ifadesi geniş şekilde değerlendirilmeli, yazılı, sözlü ve hatta zımnî bir anlaşmada yeterli görülmelidir.İş yeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesi mümkün olmaz. Aynı şekilde iş yeri devri kural olarak işçiye haklı fesih imkânı vermez.Bu açıklamalar ışığında, iş hukukunda iş yeri devrinin işçilik alacaklarına etkileri üzerinde ayrıca durulmalıdır. İş yeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Mülga 1475 sayılı Kanun"un 14. maddesinin ikinci fıkrasında, devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı Kanun"un 6. maddesinde sözü edilen devreden işveren için öngörülen iki yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. O halde kıdem tazminatı iş yeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.Feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden son işveren sorumlu olup, devreden işverenin bu işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.Dosya içeriğine göre, davacı, davalı ... "a ait iş yerinde çalışırken, işyeri 24.07.2006 tarihinde İşletme Hakkı Devir sözleşmesi ile işletme devir hakkı ... şirketi tarafından devralınmıştır. Davalı ..."ın asıl işveren olarak müteselsil sorumluluğu bulunduğundan, davalı özelleştirme öncesi kıdem tazminatından, işçiyi çalıştığı süreyle ve devir esnasında işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlı olarak sorumludur. Bu husus gözetilmeksizin davalı ... yönünden davanın reddi hatalı olup bozmayı gerektirir.Diğer taraftan, dava davalı ... ve ... şirketine yönelik açılmış, davalı ... tarafından ... şirketinin davaya dahil edilmesi talep edilmiş, Mahkemece ...’a dava ihbar edilmiş, ... tarafından davaya davalı olarak cevap verilmiş, yine gerekçeli kararda da davalı olarak yer almış ancak hakkında hüküm kurulmamıştır. Davada ihbar olunan olarak yer alan ...şirketinin gerekçeli kararda davalı olarak gösterilmesi bir başka hatalı husustur.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.