Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2680
Karar No: 2019/9802
Karar Tarihi: 09.12.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/2680 Esas 2019/9802 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/2680 E.  ,  2019/9802 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; oğlu ..."nin ... İnşaat ve Montaj Sanayi Ticaret Ltd. Şti. nin yetkilisi olduğunu, şirkete ait depo ve işyeri olarak kullanılmak üzere dava konusu meskeni 01/09/2007 tarihinde kiraladığını, bahse konu meskene ait su aboneliğini üzerine almak için 2009 yılında davalı kuruma başvuruda bulunduğunu, kurum kayıtlarında başvurunun mevcut olduğundan bahisle abonelik işlemlerinin davalı tarafından sürüncemede bırakıldığını, aboneliğin İSKİ yenileme sözleşmesi ile 22/03/2012 tarihinde kendisi adına yapıldığını; 21/07/2012 tarihinde 46.357,00 TL bedelli fatura tahakkuk ettirildiğini, faturaya itiraz ettiğini ve davalı kurum tarafından bir yanlışlık yapıldığı belirtilerek, faturanın yeniden 32.034,00 TL olarak belirlendiğini, bahse konu fatura bedelinin fahiş olduğunu, işyeri faaliyetleri kapsamında dışarıdan su kullanıldığını, bunun haricinde sadece iki musluktan su tüketildiğini, haksız olarak tahakkuk ettirilen fatura bedelinin ödenmemesi nedeniyle aboneliğinin sonlandırıldığını, maddi ve manevi sıkıntıya düştüğünü ileri sürerek; 37.739,08 TL tutarındaki güncel fatura bedelinden davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı; davaya konu meskene ait su aboneliğinin 24/04/1999 tarihinde dava dışı ... adına yapıldığını, aboneliğe ait borçların ödenmemesi nedeniyle aboneliğin 20/09/2001 tarihinde iptal edildiğini; davacı ile aralarında abonelik sözleşmesinin ise, 22/03/2012 tarihinde düzenlendiğini, aboneliğin bulunduğu adreste ilgili işyerinin 2007 yılından bu yana faaliyet gösterdiğini, davalı kuruma müracaat edilmeksizin su kullanıldığının tespit edildiğini, davaya konu fatura bedelinin yönetmeliğe uygun tahakkuk ettirildiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; yargılama sırasında alınan 18/11/2013 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda; davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin, 28/03/2016 tarihli ve 2015/5598 E. - 2016/4616 K. sayılı ilamı ile; "...Kural olarak abonelik sözleşmelerinde kullanılan su tüketiminden abone ile birlikte fiili kullanıcı da sorumludur. Abonelik sözleşmesi bulunmayan yerlerde kullanılan kaçak su bedelinden ise , ancak kaçak kullanım yapan gerçek ve tüzel kişiler sorumludur. Bu noktada davacının hangi tarihten itibaren fiili kullanıcı olup olmadığının tespiti önem arz etmektedir. Mahkemece, tutanak tarihinde ve tutanakta belirlenen adreste davalının hangi tarihten itibaren ticari faaliyette bulunduğunun tespiti için ilgili Ticaret Odası Başkanlığı, Ticaret Sicil Müdürlüğü, Vergi Dairesi Müdürlüğü, Belediye Başkanlığı, Esnaf Odası, SGK, Muhtarlık ve diğer kurumlardan sorularak saptanması ayrıca kaçak su bedelinin yukarıda anılan yönetmeliğin 36. Maddesi hükmünde açıklanan yönteme göre , kaçak su kullanan birimin türüne, niteliklerine ve çalışan kişi sayısına göre belirlenmesi gerekir. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan hukuki ve maddi olgular dikkate alınarak, işyerinin tutanak tarihindeki büyüklüğü, kaçak su kullanan birimin türü, nitelikleri ve çalışan kişi sayısına göre duraksamasız saptanmalı, daha sonra uzman bilirkişiden yönetmelikteki esaslar da değerlendirilerek kaçak kullanım olup olmadığı var ise alacak miktarının belirlenmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı ve sonucuna karar verilmelidir. Mahkemece, böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın, eksik araştırma ve soruşturma ile yetersiz rapor doğrultusunda yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir..." gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde ve alınan 24/04/2018 tarihli bilirkişi ek raporu doğrultusunda; davanın kısmen kabulüne, davacının, davalı kuruma 36.729,87 TL den borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; kaçak su tutanağına istinaden tahakkuk ettirilen fatura bedelinden borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, her ne kadar bozmaya uyma kararı verilmiş ise de; bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki;
    Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.)
    Somut olayda; davacı ile davalı arasında ilgili işyerine ait abonelik sözleşmesinin 22/03/2012 tarihinde düzenlendiği, daha önceki 24/04/1999 tarihli aboneliğin ise dava dışı ... adına mesken aboneliği niteliğinde olduğu, borçtan ötürü ilgili aboneliğin iptal edildiği, davalı kurum çalışanları tarafından düzenlenen 21/03/2012 tarihli kaçak su tespit tutanağı ile, "kapama bağ mührünü kopararak / kapama aparatını sökerek aparatı tahrip etmek suretiyle kapalı suyu açarak" davacının kaçak su kullandığının tespit edildiği; davacının beyanıyla da sabit olduğu üzere bahse konu işyerinin 2007 yılından bu yana faaliyet gösterdiği anlaşılmıştır.
    Dairemiz bozma ilamında; davacının kaçak su kullanıp kullanmadığının açıklığa kavuşturulması, kaçak kullanım var ise, davacının kaçak su kullanımı nedeniyle davalıya borçlu olduğu miktarın belirlenmesi noktasında, tutanak tarihinde yürürlükte bulunan İSKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 36. maddesinde belirtilen yönteme göre hesaplamanın yapılması gerektiği açıkça ifade edilmesine ve mahkemece de bozma ilamına uyulmasına rağmen; hükme esas alınan 24/04/2018 tarihli bilirkişi ek raporu, bozma öncesi alınan bilirkişi kök raporu ile çeliştiği gibi, bozma sonrası alınan ek raporların da birbiriyle çeliştiği, hükme esas alınan ek raporda ilgili yönetmelik maddesinin irdelenmediği, kıyas yöntemi uygulanmak suretiyle hesaplama yapıldığı, mahkemece raporlar arası çelişki giderilmeksizin karar verildiği anlaşılmıştır.
    HMK"nın 281. maddesinde; tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
    Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
    Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
    Hal böyle olunca, mahkemece; dosyanın önceki bilirkişi dışında seçilecek konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi ile, kaçak tahakkuku nedeniyle davalı kurumun, davacı taraftan isteyebileceği bedelin duraksamasız belirlenmesi noktasında, Dairemizin 28/03/2016 tarih ve 2015/5598 E. - 2016/4616 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere, kaçak tutanak tarihinde yürürlükte bulunan İSKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 36 ve devamı maddelerinde belirtilen yönteme uygun hesaplamayı içerir, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken; bozma gerekleri yerine getirilmeksizin, raporlar arası çelişki giderilmeksizin, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi