11. Hukuk Dairesi 2019/1408 E. , 2019/8203 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 29/03/2018 tarih ve 2017/1009 E- 2018/282 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine , istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi"nce verilen 07/02/2019 tarih ve 2018/1623 E- 2019/138 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, dava dışı ...’nın müvekkiline olan borcuna karşılık 2 adet her biri 40.000.- TL olan bonoları tanzim ederek teslim ettiğini, tahsil için banka şubesine teslim edilen bonoların davalı banka nezdindeyken kaybedildiğini, davalı banka tarafından zayi nedeniyle iptal kararı alındığını, yine de müvekkilinin bu bonolar kapsamındaki alacağını tahsil edemediğini, borçlunun yeni senetler de vermediğini ve ödeme yapmadığını, borçlu hakkında başlattıkları takibin semeresiz kaldığını, davalı bankanın hatalı işlemi nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek bono miktarları toplamı 80.000.- TL’nin avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, senetlerin zayi olması üzerine mahkemeden iptal kararı aldıklarını, iptal kararının senet yerine geçtiğini, uygulama ve pratik açıdan senet ve karar arasında fark olmadığını, borçlunun mal varlığının bulunmaması nedeniyle tahsilat yapılamadığını, zayi nedeniyle bir zararın doğmadığını, davacının geçici aciz belgesi aldığını, kaldı ki kambiyo senetlerine mahsuh haciz yolu takibi ile yapmış olması halinde dahi sonucun değişmeyeceğini, malvarlığı sorgulamasının her halükarda yapılabileceğini, dava dışı borçlu ..."dan alacağın tahsili için tüm hukuki yolların denendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından, Bakırköy 12. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2013/186 E. sayılı dosyasından verilen iptal kararı ile başlatılan ilamsız takibin itiraz edilmeden kesinleştiği, haciz işlemlerinde dava dışı borçlunun malvarlığı tespit edilemediği için tahsilatın yapılamadığı, alacağın tahsil edilememe nedeninin bononun zayi olması değil, borçlunun malvarlığının bulunmaması olduğu, borçlunun senedin zayi olduğu tarih ile tahsil edilememe tarihi arasındaki süreçte malvarlığını borcunu ödemekten imtina etmek maksadıyla 3. kişilere devrettiğine veya başkaca yollar vasıtasıyla mallarını kaçırdığına yönelik delil de olmadığı, bu nedenle bankanın bonoları kaybetmesi ile borcun tahsil edilememesi arasında illiyet bağı bulunmadığı, eş anlatımla bono kaybedilmeseydi dahi borcun tahsil edilemeyeceğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 16/12/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.