Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/5705
Karar No: 2019/9807
Karar Tarihi: 09.12.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/5705 Esas 2019/9807 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/5705 E.  ,  2019/9807 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalı ile aralarında Adana 4. Noterliği"nin 18/05/2014 tarih ve 14703 yevmiye numaralı 500.000,00 TL bedelli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin düzenlendiğini, sözleşmeye konu taşınmazların davalıya miras yoluyla intikal ettiğini ve iştirak halinde mülkiyet şeklinde tapuya kayıtlı olduklarını, iştirak halinde mülkiyetin paylı mülkiyete dönüştürülememesi nedeniyle gayrimenkullerin kendisi adına tescilinin mümkün olmadığını, bahse konu taşınmazların fiilen de kendisine teslim edilmediğini, halen tereke temsilcisinin idaresinde bulunduğunu; sözleşmede belirlenen 500.000,00 TL satış bedelinin tamamının çeklerle davalıya ödediğini, ödeme belgelerinin mevcut olduğunu, davalının da bu hususta herhangi bir itirazının bulunmadığını, taşınmazlar üzerindeki iştirakın yaklaşık 10 yıla yakın bir sürede çözülmediğini ve davalı tarafından bu hususta gerek idari gerekse adli herhangi bir işlem de yapılmadığını, bu nedenle ödenen satış bedelinin tarafına iadesi amacıyla davalı aleyhine Adana 1. İcra Müdürlüğü"nün 2014/5817 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötüniyetli itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı; davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; taraflar arasında Adana 4. Noterliği"nin 18.05.2004 tarih ve 14703 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış sözleşmesinin düzenlendiği, sözleşmeye konu taşınmaz satış bedelinin tamamının çeklerle davalıya ödendiği, taşınmazlar üzerinde iştirak halinde mülkiyetin bulunduğu, bu nedenle taşınmazların davacı adına tescil edilemediği, davacı tarafından, çek bedellerinin faizi ile birlikte tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından takibe itiraz edildiği, davacının fazlaya dair haklarını saklı tutarak eldeki davayı açtığı , davacının dava tarihi itibariyle ifa imkansızlığı nedeniyle müspet zararını isteyebileceği, buna rağmen ısrarla ödenen paranın faiziyle birlikte iadesinin talep edildiği, takip öncesine ait faiz isteminde bulunulamayacağı, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatının da talep edilemeyeceği, fazlaya dair kısmın ek bir dava ile istenebileceği gerekçesiyle; davacının fazlaya dair istem hakkı saklı kalmak üzere, davanın kısmen kabulüne, davalının Adana 1. İcra Müdürlüğü"nün 2014/5817 E. sayılı takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptali ile takibin asıl alacak üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren faiz işletilmesine, icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
    1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-) Davacı vekilinin icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
    İcra ve İflas Kanunu"nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
    Öte yandan, alacağın likit ve belli olması gerekir. Başka bir ifade ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifade ile borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
    Somut olayda; mahkemece, takibe konu asıl alacağının likit ve muayyen olduğu dikkate alınarak, davacının icra inkar tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile bu yöndeki istemin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    Ne var ki, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle kararın hüküm fıkrasında yer alan, " Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı isteğinin reddine," ifadesinin hükümden çıkarılarak yerine " Takibe konu 500.000,00 TL asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine," ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi