
Esas No: 2016/23777
Karar No: 2019/21345
Karar Tarihi: 25.11.2019
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/23777 Esas 2019/21345 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait baraj ve tünel inşaatında 21.07.2010-10.07.2013 tarihleri arasında jumbo operatörü olarak çalıştığını, iş akdininin işveren tarafından feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini beyanla, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere şimdilik; kıdem ve ihbar Tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili ulual bayram genel tatil ve yıllık ücretli izin alacağının faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş akdinin kıdem ve ihbar tazminatılarının ödenerek feshedildiğini, davacının işçilik alacağının bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Taraflar arasında davacının yıllık izin ücreti alacağının hesaplanması noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.4857 sayılı İş Kanunu"nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır.Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü, işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile ispatlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir. Somut olayda, davacının 28 gün yıllık izne hak kazandığı kabul edilmiş ancak dosya içinde yer alan davacının 03.10.2011-26.10.2011 tarihleri arası 21 iş günü hafta sonu ve yıllık izin, 28.02.2013-28.03.2013 tarihleri arası 24 gün hafta sonu ve yıllık izin kullanımına ilişkin belgeler, bu belgelerdeki kullanılan izinlerin ne kadarının yıllık izin ne kadarının hafta sonu izni olduğunun tespit edilemediği gerekçesi ile dikkate alınmamıştır. Davacı tarafından imzalanmış ve imzası inkar edilmeyen belgelere göre, davacı 03.10.2011-26.10.2011 tarihleri arası 21 iş günü, 28.02.2013-28.03.2013 tarihleri arası 24 gün hafta sonu ve yıllık izin adı altında izin kullanmış olup, davacı tarafından sunulan belgelerdeki imzalar inkar edilmemiştir. Bu nedenle ilgili belgeler dikkate alınarak davacının yıllık iznini kullandığının kabulü ile davacının yıllık izin alacağının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Hafta tatili ücretlerinin hesabı yönünden taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Çalışılmayan hafta tatili günü için bir iş karşılığı olmaksızın işçinin ücreti tam olarak ödenir (İş K. m.46/2).İş Kanununda hafta tatilinde çalışan işçinin ücretinin nasıl hesaplanacağının düzenlenmemiş ise de, hafta tatilinde yapılan çalışmanın fazla çalışma sayılacağı ve buna göre ücretin yüzde elli zamlı ödenmesi gerektiği görüşü Dairemizce benimsenmiştir. Buna göre hafta tatilinde çalışılmışsa, çalışma karşılığı olmaksızın ödenmesi gereken bir yevmiye yanında çalışmanın karşılığı da bir buçuk yevmiye olarak ödenmelidir. Şu hale göre çalışılan hafta tatilinin ücreti 2.5 yevmiye olmalıdır.Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde pazar günleri karşılığında 2 ay aralıksız devam eden çalışmanın ardından her ay için 4 gün takas niteliğinde izin kullandırıldığını beyan etmiş, bilirkişi tarafından toplu olarak ay sonunda 4 gün izin kullandırıldığı ancak toplu olarak izin kullandırılmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile kullanılan izinler dikkate alınmadan tüm hafta tatillerinde davacının çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır.
Dosya içindeki belgelere göre davacı 30.06.2013- 10.07.2013 tarihleri arası 9 gün hafta sonu izni adı altında, 06.06.2013- 16.06.2013 tarihleri arasında 11 gün hafta sonu izni adı altında, 28.02.2013-28.03.2013 tarihleri arası 24 gün hafta sonu ve yıllık izin adı altında, 20.12.2012- 22.12.2012 tarihleri arasında 2 gün hafta sonu izni adı altında, 03.10.2011- 26.10.2011 tarihleri arasında 21 gün hafta sonu ve yıllık izin adı altında izin kullandığı anlaşılmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 46"ncı maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı Yasanın 63"üncü maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmidört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46"ncı maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır. Hafta tatili izni kesintisiz en az yirmidört saattir. Bunun altında bir süre için haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez. Hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Mahkemece de belirtildiği gibi, hafta tatili izinlerinin işçinin dinlenme hakkına ilişkin olduğu açıktır. Bu bakımdan, mahkemenin hafta tatili izninin yasal düzenlemenin amacına aykırı şekilde toplu olarak kullandırılamayacağına ilişkin kabulü isabetlidir. Ancak hafta tatili izninin toplu olarak kullandırılması halinde, hafta tatili ücreti alacağının hesaplanmasında, hafta tatilinin toplu kullanılmasına ilişkin belgelerde yazılı izin günlerinden ilgili haftaya (yedişergünlük zaman dilimleri nazara alınarak) denk gelen hafta tatili gününde işçinin dinlendiğinin kabulü gerekir. Ayrıca işçinin toplu olarak izin kullandığı dönemde çalışması karşılığı olmayan 1 yevmiye tutarındaki ücretin de davacıya ödendiği dikkate alındığında davacıya sadece 0,5 yevmiyesi kadar ödeme yapılmalıdır. Bir diğer anlatımla davacının pazar günleri karşılığı devam eden 2 aylık çalışması nedeni ile kullandığı 4 günlük iznin 1 gününün hafta tatili izni olarak kullanıldığının kabulü gerekir. Davacının diğer 3 günlük izninin ise hafta tatili olarak kabulü mümkün değilse de, sonuç itibari ile davacı fiilen bu günlerde çalişmamış ve fiilen çalışmadığı halde davacıya 3 günlük ücret ödemesi yapılmıştır. O halde, 3 günlük hafta tatili ücreti olarak yevmiyenin 1,5 katı üzerinden ödenmesi gereken 4,5 yevmiyelik ücretten, fiilen çalışılmayan 3 gün için ödenen 3 günlük yevmiyenin mahsubu ile davacının bakiye hafta tatili ücreti alacağının 1,5 yevmiye olduğunun kabulü gerekir. Buna göre de, mahkemece davacının toplu olarak kullandığı izinlerin hafta tatilinden sayılmayan ve fiilen çalışılmayan her bir günü için, 0,5 yevmiye üzerinden hesaplama yapılmalı ve davacının hafta tatili alacağı belirlenmelidir. Mahkemece davacının hiç hafta tatili izni kullanmadığı kabul edilerek hesaplanan alacağının hüküm altına alınması anılan nedenlerle hatalı olup kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.Sonuç:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.11.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.