3. Hukuk Dairesi 2019/862 E. , 2019/9860 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, taraflar arasında ilk olarak 09/02/1981 tarihli kira sözleşmesi yapıldığını, daha sonra 27/12/1990 tarihli yap-işlet-devret sözleşmesi ve buna ek 11/07/1994 tarihli ek sözleşme düzenlendiğini, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde 1998/667 esas sayılı dosyası ile kira sözlemesinin 06/07/2001 tarihinde kendiliğinden münfesih olduğunun hükme bağlandığını, taraflar arasındaki kira ilişkisi anılan tarihte mahkeme kararı ile sona erdiğinden davalının fuzuli işgali nedeniyle ecrimisil ödemekle yükümlü olduğunu, ayrıca kira sözleşmesi devam ettiği sürece davalının kira bedellerini de eksik ödediğini belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla 1.302.863.374.245- TL ecrimisil bedelinin ve 460.570.035.158-TL eksik ödenen kira bedelinin ait olduğu dönemlerden itibaren işleyecek reeskont temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, taraflar arasında düzenlenen sözleşmelerin halen geçerli ve yürürlükte olduğunu, kiracılık sıfatının devam ettiğini, kira bedellerinin tam ve zamanında, sözleşmede öngörülen şekilde gerekli artışlar yapılarak eksiksiz ödendiğini beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 09/02/1998-11/03/1998 tarihleri arası kira sözleşmesi alacağının 1.370,57 TL; 12/03/1998-06/07/2001 tarihleri arası kira sözleşmesi alacağının 115.205,68 TL; 07/07/2001-15/04/2005 tarihleri arası ecrimisil alacağının 1.626.545,49 TL olmak üzere toplam 1.743.121,74 TL olduğunun tespitine, davalı tarafından toplam 686.759,82 TL ödeme yapılması nedeni ile bakiye alacak olan 1.056.361,92 TL alacağın dönem sonlarından geçerli yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
1-) 6100 sayılı HMK 297 maddesi gereğince de; hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin yer alacağı belirtildikten sonra, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Buna göre; hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekmektedir.
Somut olayda, Mahkemece, davalının, dava konusu olan ve hüküm altına alınan dönemlerde yaptığı ödemelerin tespit edilen toplam borç tutarından mahsubu ile bakiye alacağa dönem sonlarından itibaren faiz işletilmesine karar verilmiş olup karar bu hali ile açık ve infaza elverişli değildir. O halde, Mahkemece, davalı tarafından yapılan ödemelerin, ait oldukları dönem borçlarından mahsup edilerek her dönem için alacak miktarı ve tahakkuk tarihleri hükümde açıkça gösterilmek suretiyle infaza elverişli şekilde hüküm kurulması gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde HMK"nın 297. maddesine aykırı hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/12/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.