
Esas No: 2021/11219
Karar No: 2022/5662
Karar Tarihi: 16.05.2022
Danıştay 6. Daire 2021/11219 Esas 2022/5662 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2021/11219 E. , 2022/5662 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/11219
Karar No : 2022/5662
TEMYİZ EDEN TARAFLAR : I- (DAVACILAR)
1- ...
2- ...
VEKİLİ : Av. ...
II- (DAVALI)
...Bakanlığı - ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : .... İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Bursa ili, Osmangazi ilçesi, ...Mahallesi, ...ada, ...parsel sayılı taşınmazın imar planında lise alanı olarak ayrılmasından dolayı tasarruf hakkının engellenmesi suretiyle oluştuğu ileri sürülen zararın tazmini istemiyle açılan davada, ...Asliye Hukuk Mahkemesince ...günlü E:..., K:...sayılı karar ile hükmedilen tazminat miktarından arta kalan ve davacıların hisselerine düşen toplam 10.000,00-TL (ıslah sonrası 196.214,00-TL) tazminatın adli yargıda dava açma tarihi olan 28.09.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davanın kabulü, 188.414,00-TL kamulaştırma bedelinin (....... Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan) ilk dava tarihi olan 28/09/2011 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacılara (payları tutarında) ödenmesi yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesi'nin 01/11/2016 tarih ve E:2016/6515, K:2016/6619 sayılı kararı ile bozulması sonrasında, bozma kararına uyulmayarak, .... İdare Mahkemesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla önceki kararda ısrar edilmesi ve Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 10/04/2019 tarih ve E:2018/2885, K:2019/1633 sayılı kararıyla ısrar kararının onanması ve dosyanın esası hakkında inceleme yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi üzerine, kararın Danıştay Altıncı Dairesi'nin 23/11/2020 tarih ve E:2020/2734, K:2020/11264 sayılı kararı ile bozulması sonrasında, bozma kararına uyularak, davanın kısmen kabulüne, davacıların her biri için 77.856,00-TL maddi tazminat olmak üzere toplam 155.712,00-TL kamulaştırmasız el atma bedelinin 28/09/2011 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin tazminat talepleri yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI:
1-Davacılar tarafından; taşınmaz bedelinin düşük belirlendiği, gerçeği yansıtmadığı belirtilerek, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
2-Davalı idare tarafından; .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararı ile taşınmazın bedelinin 126.000,00-TL olarak belirlendiği, talep doğrultusunda 7.800,00-TL bedele hükmedildiği, taşınmazın idare adına tescil edildiği, davacının ancak fazlaya ilişkin 118.200,00-TL bedeli talep edebileceği, fazlaya ilişkin haklara dair açılan bu davada yeniden inceleme yapılarak 155.712,00-TL'ye hükmedilmesinin davacı açısından haksız kazanca ve kamu zararına sebebiyet vereceği, bedelin yüksek belirlendiği, tüm tazminat için dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu, husumetin idareleri ile görülemeyeceği belirtilerek, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :
1-Davacılar tarafından; savunma verilmemiştir.
2-Davalı idare tarafından; davacıların temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Bursa ili, Osmangazi ilçesi, ...Mahallesi, ...ada, ...parsel sayılı taşınmaza hisseleri oranında malik olan davacıların, anılan taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "lise alanı" olarak belirlenmesine ve planın üzerinden uzun bir süre geçmesine karşın herhangi bir şey yapılmadığı ve hukuken el konulduğu gerekçesiyle açılan davada .... Asliye Hukuk Mahkemesinin ...günlü E:..., K:...sayılı kararıyla fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile 7.800-TL tazminat bedeli ile davacılar adına olan tapu hisselerinin iptali ile Maliye Hazinesi adına tesciline karar verildiği, Yargıtay tarafından anılan kararın onandığı ve kesinleştiği, davacılardan ...adına kayıtlı 26/2400 hisseye, ...adına kayıtlı 26/2400 hisseye ilişkin tapu kayıtlarının iptal edilerek, iptal olunan payların Maliye Hazinesi adına tescil edildiği, ....... Asliye Hukuk Mahkemesinin E:...sayılı dosyasında taşınmazın kamulaştırma bedelinin bilirkişi marifetiyle 126.000,00-TL olarak belirlenmesi nedeniyle hükmedilmeyen fazlaya ilişkin 118.000,00-TL'nin tazmini istemiyle .... Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde ikinci davanın açıldığı, bakılan davada .... Asliye Mahkemesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararı ile "görev yönünden ret" kararı vermesi üzerine hükmedilen tazminat miktarından arta kalan davacıların hisselerine düşen toplam 10.000,00-TL (ıslah sonrası 196.214,00-TL) maddi zararın ilk dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinde: "Belediyeler; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlarlar. Beş yıllık imar programlarının görüşülmesi sırasında ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarının temsilcileri görüşleri esas alınmak üzere Meclis toplantısına katılır. Bu programlar, belediye meclisinde kabul edildikten sonra kesinleşir. Bu program içinde bulunan kamu kuruluşlarına tahsis edilen alanlar, ilgili kamu kuruluşlarına bildirilir. Beş yıllık imar programları sınırları içinde kalan alanlardaki kamu hizmet tesislerine tahsis edilmiş olan yerleri ilgili kamu kuruluşları, bu program süresi içinde kamulaştırırlar. Bu amaçla gerekli ödenek, kamu kuruluşlarının yıllık bütçelerine konulur.
İmar programlarında, umumi hizmetlere ayrılan yerler ile özel kanunları gereğince kısıtlama konulan gayrimenkuller kamulaştırılıncaya veya umumi hizmetlerle ilgili projeler gerçekleştirilinceye kadar bu yerlerle ilgili olarak diğer kanunlarla verilen haklar devam eder." hükmü yer almaktadır.
3194 sayılı İmar Kanununun 04.07.2019 tarihli değişiklikle getirilen "İmar planlarında umumi hizmetlere ve kamu hizmetlerine ayrılan yerler" başlıklı 13. maddesinde; "Özel hukuk kişilerinin mülkiyetinde olup uygulama imar planında düzenleme ortaklık payına konu kullanımlarda yer alan taşınmazlar;
a) Bu kullanımlardan umumi hizmetlere ayrılan alanlar öncelikle 18 inci maddeye göre arazi ve arsa düzenlemesi yapılarak,
b) 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında sırasıyla, ilgisine göre Hazine veya ilgili idarelerin mülkiyetindeki taşınmazlar ile trampa yapılmak veya satın alınmak suretiyle,
ilgili kamu kurum ve kuruluşunca kamulaştırılarak kamu mülkiyetine geçirilir.
Düzenleme ortaklık payına konu kullanımlardan yol, meydan, ibadet yerleri, park ve çocuk bahçeleri hariç olmak üzere yapı yapılabilecek diğer alanlarda; alanların kamuya geçişi sağlanıncaya kadar maliklerinin talebi hâlinde ilgili kamu kuruluşunun uygun görüşü alınarak plandaki kullanım amacına uygun özel tesis yapılabilir.
İlgili mevzuat uyarınca hiçbir şekilde yapı yapılamayacak alanlarda muvakkat da olsa yapı yapılmasına izin verilmez. Mevcut yapılar kamulaştırılıncaya kadar korunabilir. Bu alanlarda beş yıllık imar programı süresi içinde, birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerine göre işlem tesis edilerek parsel, kamu mülkiyetine geçirilmek zorundadır. Bu süre en fazla bir yıl uzatılabilir.
Parsel maliklerinin hisselerini idareye hibe etmeleri veya bedelsiz devretmeleri durumunda, idare devir işlemlerini bedel almaksızın gerçekleştirmekle yükümlüdür. Bu işlemler için parsel maliklerinden hiçbir vergi, resim, harç, döner sermaye ücreti ve herhangi bir ad altında bedel alınmaz.
Kamu kullanımına ait sosyal, kültürel ve teknik altyapı alanlarının, Hazine veya kamu mülkiyetindeki alanlarla trampa yapılması hâlinde, şahıs veya özel hukuk kişilerinden hiçbir vergi, resim, harç, ücret, döner sermaye ücreti ve herhangi bir ad altında bedel alınmaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça hazırlanan yönetmelikle belirlenir.
" düzenlemesi yer almaktadır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun Ek 1. maddesinde; "Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır." hükmü yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın imar planında "lise alanı" olarak belirlenmesi ve uzun süre herhangi bir uygulama işlemine alınmaması veya kamulaştırılmamasının hukuka uygunluğunun denetimi ve zarar doğurucu sonuçlarının giderilmesine ilişkin daha önce adli yargı mercii tarafından karara bağlanmış tazminat talebinin saklı tutulan fazlaya ilişkin kısmına yöneliktir.
Dosyanın incelenmesinden; davacılar tarafından, davaya konu taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "lise alanı" olarak belirlendiği ve planın üzerinden uzun bir süre geçmesine karşın herhangi bir şey yapılmadığı ve hukuken el konulduğu gerekçesiyle 7.800,00-TL tazminat talepli olarak .... Asliye Hukuk Mahkemesinin E:...sayılı dosyası ile 28/09/20211 tarihli dava açıldığı, dosya kapsamında yapılan keşif ve bilirkişi inceleme sonrasında düzenlenen bilirkişi heyeti raporunda taşınmazın değerinin toplam 126.000,00-TL olarak belirlendiği ve yargılama neticesinde ...günlü E:..., K:...sayılı kararla fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile 7.800-TL tazminat bedelinin davacılara ödenmesine, davacılar adına olan tapu hisselerinin iptali ile Maliye Hazinesi adına tesciline karar verildiği, Yargıtay tarafından anılan kararın onandığı ve kararın 12.06.2013 tarihinde kesinleştiği, davacılardan ...adına kayıtlı 26/2400 hisseye, ......adına kayıtlı 26/2400 hisseye ilişkin tapu kayıtlarının iptal edilerek, iptal olunan payların Maliye Hazinesi adına tescil edildiği, taşınmazın kamulaştırma bedelinin bilirkişi marifetiyle 126.000,00-TL olarak belirlenmesi nedeniyle hükmedilmeyen fazlaya ilişkin 118.000,00-TL'nin tazmini istemiyle .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:...sayılı dosyası ile 17/07/2013 tarihinde ikinci davanın açıldığı, .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilmesi üzerine hükmedilen tazminat miktarından arta kalan davacıların hisselerine düşen kısım için bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda; .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı dosyasında düzenlenen bilirkişi raporunda belirlenen 126.000,00-TL taşınmaz bedelinin, adli yargıda fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak suretiyle hüküm altına alınan 7.800,00-TL'lik kısmının mahsubu sonrasında kalan 118.000,00-TL'lik bedelin ek dava ile talep edilmesi mahiyetinde .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:...sayılı dosyası ile adli yargıda açılan davanın devamı olan bu davada, taşınmazın adli yargıda verilen ve kesinleşen karar uyarınca davalı idare adına tescil edilmiş olması, uyuşmazlığın sadece bedel yönünden devam etmekte olması ve taşınmazın bedelinin adli yargıda açılan ve kesinleşen ilk davada düzenlenen bilirkişi heyeti raporu ile netleştirilmiş bulunması durumları göz önüne alındığında, tekrar bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın, adli yargı aşamasında yaptırılan bilirkişi incelemesinde belirlenen miktardan, yine adli yargı aşamasında hüküm altına alınan bedel mahsup edildikten sonra, bakiye bedelin hüküm altına alınması gerekirken, tekrar bilirkişi incelemesi yaptırılarak verilen temyize konu kararda hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Öte yandan, hukuki el atma nedeniyle açılan tam yargı davaları, adli yargıdaki fiili el atma nedeniyle açılan davalardan farklı olarak, 3194 ve 2942 sayılı Kanunlar kapsamında açılan davalar olduğundan, hükmedilecek faizin; dava açma tarihi itibariyle talep edilen miktar için dava tarihinden geçerli olmak üzere, ıslah edilen kısım için ıslah tarihi itibariyle hesaplanması gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davanın kısmen kabulü, kısmen reddine ilişkin temyize konu .... İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının BOZULMASINA,
2.Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
3.2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 16/05/2022 tarihinde esas yönünden oybirliği, gerekçe yönünden oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X) :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasında, İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalar, iptal davaları; İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar da, tam yargı davaları olarak sayılmıştır.
İlgili idarelerin hareketsiz kalarak İmar Kanununda öngörülen sürede kamulaştırma yoluna gitmemek suretiyle taşınmaz sahibinin mülkiyet hakkının süresi belirsiz bir şekilde kısıtlanması idari işlem ve eylem niteliğinde olup bu işlemin iptali ve bu işlem ve eylemden doğan zararın tazmini idari yargıda açılacak iptal ve tazminat davasının konusunu oluşturur.
Bir başka ifade ile, hukuki el koyma kavramı yerine, daha doğru bir tanımlama ile "taşınmazın kamulaştırılmaması" suretiyle tasarruf hakkının kısıtlanmasına ilişkin davalar, idari yargıda açılacak iptal ve tam yargı davasının konusudur. İmar Kanununun 10. maddesinde öngörülen 5 yıllık sürenin sonunda kamulaştırmama işlemi iptal davasının; idarenin hareketsiz kalması nedeniyle 5 yıllık sürenin bitiminden kamulaştırma tarihine ya da mülkiyetin idareye geçtiği tarihe kadar varsa uğranılan zararın tazmini ise idari yargıda açılan tazminat davasının konusudur. Ancak burada söz konusu olan, kişilerin mülkiyet hakları üzerinde süresi belli olmayan sınırlama şeklindeki idarenin işlem ve eyleminden doğan zararın tazmini olup mülkiyetin bedele çevrilmesi ise idari yargıda açılan tazminat davasının değil, adli yargıda açılacak bedel tespiti ve tescil davasının konusuna girer.
Kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat davaları, taşınmaz mülkiyetinin bedeli karşılığında kamuya aktarılması yoluyla mülkiyete yapılan fiili müdahaleyi sonlandırmayı hedeflemesiyle, sadece idarenin işlem ve eylemlerinden doğan zararın tazminini sağlayan, mülkiyete ilişkin herhangi bir sonuç doğurmayan idari yargıda açılan tam yargı davalarından farklılaşmaktadır. Mülkiyetin bedele çevrilmesi ise, idari eylem ve işlem nedeniyle doğan bir zarar niteliğinde olmadığından idari yargıda görülen tazminat davasının konusuna girmez.
El atmanın önlenmesi davası ile, mülkiyet hakkına yapılan fiili müdahalenin giderilmesi amaçlanmakta iken kamulaştırmama işlemine karşı açılan iptal davasında ise tam tersine idarenin kamulaştırma bedelini ödemek suretiyle taşınmaz mülkiyetini üzerine alması sağlanmaya çalışılmaktadır. İdarenin hukuka aykırı işleminin iptal edilmesi sonucunda kamulaştırma işlemi gerçekleştirileceğinden, kamulaştırma yükümü altında olan idare tarafından bedel tespiti ve tescil için açılacak dava ise iptal davasının dolayısı ile kamulaştırma işleminin sonucu ve tamamlayıcısıdır.
Buna göre, imar planında kamu alanında kalan taşınmazlar için süresinde kamulaştırma yapılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının kısıtlanmış olduğu, bu nedenle mülkiyetin bedele dönüştürülmesi suretiyle tazminat verilmesi istemiyle açılan davalar, esasen idarenin kamulaştırmama ya da parselasyon yapmama yolundaki olumsuz idari işleminin iptali yoluyla taşınmaz bedelinin ödenmesine ilişkin davalardır. İdarenin taşınmazı kamulaştırmaması nedeniyle mülkiyet hakkının kısıtlanması durumunda, kişinin bu işlem nedeniyle taşınmazının değerini talep edebilmesi için öncelikle kamulaştırmama işleminin iptalini sağlaması, bunun yasal sonucu olarak da mülkiyetin bedele çevrilmesini talep etmesi gerekmektedir. Zira, imar planının uygulanması nedeniyle, mülkiyet hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı, idarenin İmar Kanunundaki hükümlere uygun hareket edip etmediği ve kamulaştırma kanunu hükümleri uyarınca kamulaştırma işleminin tesisinin zorunlu olup olmadığı ve bu işlemin hangi idare yada idarelerce gerçekleştirileceğinin tespiti ancak bu konuda açılacak iptal davası ile açıklığa kavuşturulabilecektir. Bedel tespiti ve tescili ise ancak kamulaştırma işleminin gerekliliği ve kamulaştırmayı yapacak idarenin tespitinden sonra kamulaştırma sürecinin bir parçası, tamamlayıcısı niteliğindedir. Nitekim, Kamulaştırma Kanunundaki düzenleme de bu şekilde olup kamulaştırma işleminin uygulanması, gerçekleştirilmesi amacıyla açılan bedel tespit ve tescil davası idarenin taşınmaz mülkiyetini üzerine almasını temine yöneliktir.
3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili mevzuat yönünden yapılacak değerlendirme sonrasında, tasarruf hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle idarenin kamulaştırmama işleminin iptaline karar verilmesi halinde, iptal hükmü gereği taşınmazın değerinin belirlenmesi ve taşınmaz malikine ödenmesi için kamulaştırma kanunundaki sürecin işletilerek idarenin işlem yapması, bu kapsamda asliye hukuk mahkemesinde bedel tespiti ve tescil davası açılması sonucunu da doğuracağından, iptal kararından sonra mülkiyetin bedele dönüştürülmesine ilişkin tazminat istemi hakkında ayrıca inceleme yapılarak karar verilmesine gerek yoktur. Bir başka ifade ile, iptal kararının uygulanması bağlamında idarece kamulaştırma kanununa göre gerekli işlemler başlatılacak olup, ihtiyaç duyulması halinde taşınmazın aynına ilişkin ve tescil sonucunu doğuracak olan bedele ilişkin uyuşmazlık iptal kararının sonucu olarak adli yargı yerinde çözümlenecektir.
Bu durumda taşınmazdaki mülkiyet hakkının imar planı nedeniyle süresi belirsiz zaman diliminde kısıtlanması halinde idari yargıda sadece kamulaştırmama işleminin hukuka uygunluğu incelenerek kısıtlılık durumunun mevcut olup olmadığı yönünde değerlendirme yapılarak, kamulaştırma yapılmaması yolundaki olumsuz idari işlem hakkında karar verilmesi; mülkiyetin bedele dönüştürülmesi istemiyle tescil sonucunu doğuracak tazminat taleplerine yönelik ise, ortada idari yargı yetkisi kapsamında incelenecek bir tazminat davasının bulunmaması nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığı şeklinde karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, tazminat isteminin esası hakkında da inceleme yapılarak karar verilmesi nedeniyle Mahkeme kararının belirtilen gerekçe ile bozulması gerektiği oyuyla Dairemiz kararına gerekçe yönünden katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.