23. Hukuk Dairesi 2015/4579 E. , 2016/1330 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı, davalı kooperatifin üyesi olduğunu, kendisine verilen dairenin depremde yıkılmasından sonra binanın yerine yeni bina yapılmasına rağmen kendisine daha önce tahsis edilen yerin başkasına verildiğini ileri sürerek, kendisine daire verilmemesi nedeni ile oluşan zararlarına karşılık şimdilik 10.000,00 TL"nin tahsilini istemiş, ıslah ile talebini 50.715,00 TL"ye çıkarmıştır.
Davalı vekili, davaya cevap vermemiş, yargılama sırasında davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının, davalı kooperatifin üyesi olduğu, deprem nedeniyle dairelerin yıkılıp yeniden yapılması neticesinde davacıya daire verilmediği, davacıya verilmesi gereken dairenin arsa payı bedelinin 32.148,00 TL olduğu, ayrıca davacıya daire verilmiş olsaydı 18.567,54"lık yarar elde etmiş olacağı gerekçesiyle, davanın kabulü ile, 50.715,00 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Davada, davacı kooperatif ortağına düşen dairenin 2003 yılında meydana gelen depremde yıkılmasından sonra yapılan yeni dairenin başkasına tahsis edildiği iddia edilerek oluşan zararın tahsili istenmiştir. Davalı diğer savunmalarının yanında inşaatın bulunduğu taşınmazın Hazineye ait olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Dosyada tapu kaydı bulunmamaktadır. Bu itibarla mahkemece, ilgili tapu müdürlüğünden ve gerekirse ilgili diğer idari birimlerden kooperatife ait yapıların bulunduğu taşınmazın hukuki durumunun tespit edilip, tapu kaydı getirtilerek taşınmaz üzerindeki kooperatif binalarının 3194 sayılı İmar Kanunu"na uygun inşaa edilip edilmediği, inşaatın yasal olup olmadığı, yasal değil ise yasal hale getirilme imkanının bulunup bulunmadığı hususları üzerinde durularak, bu konuda gerektirdiği takdirde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak, inşaatın yasal olmadığı ve yasal hale getirilme imkanının da bulunmadığının anlaşılması halinde kaçak yapılara yasallık kazandıracak şekilde bedelinin tahsiline karar verilemeyeceği, dolayısı ile davanın reddinin gerekeceği dikkate alınmadan, eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir
Kabule göre de; kooperatife ait yapıların yasal olduğu saptanması veya yasal hale getirilmesi halinde öncelikle davacının tüm aidat borçlarını ödeyip ödemediği araştırılıp, ödemiş olması halinde dairenin rayiç değerinin tespit ettirilerek bu bedelin, eksik ödemesinin bulunduğunun anlaşılması halinde, Dairemizin yerleşmiş içtihatları doğrultusunda benimsenen formül gereğince tazminat hesabı yapılması gerekmektedir. Bu durumda, mahkemece davacının koopeartife yaptığı ödeme miktarı belirlenerek, 1- Önce, ortaklara tahsis edilen konut veya işyerinin dava tarihi itibariyle rayiç değeri saptanmalı, 2- Davalı kooperatife normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın ödemelerinin, ödeme yaptıkları tarihler itibariyle toplam ödemeleri dava tarihine kadar (Toptan Eşya Fiyat Endeksi Artış ortalama rakamları esas alınarak) taşınarak, güncel değeri bulunmalı, 3- Bundan sonra, yukarıda (1) numaralı bentte bulunan değerden (2) numaralı bentte bulunan değer çıkarılarak kooperatife normal ödeme yapan bir ortağın, bu ödemelerine karşı ne miktarda yararlanma elde ettikleri ortaya çıkarılmalı, 4- Bunu takiben, davacı eksik ödeme yapan ortağın ödentileri (2) numaralı bentteki ilkelere göre dava tarihine taşınarak eksik ödeme miktarı da güncelleştirilmeli, 5- Bu hesaplamalardan sonra, normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın yukarıda (2) numaralı bentte bulunan ödemelerinin güncel değeri karşılığı, yine yukarıda (3) numaralı bentte bulunan bir yararlanmayı sağladığına göre, davacının (4) numaralı bentte eksik ödemelerinin güncel değerinin ne miktarda yarar sağlaması gerektiği, orantı kurallarına göre belirlenmelidir. Yani sonuç olarak, (4) numaralı bentte bulunan miktar, (3) numaralı bentte bulunan değerle çarpıldıktan sonra bulunan miktarın (2) numaralı bentte bulunan miktara bölünmesi sonucu bulunacak miktara (4) numaralı bentte bulunan davacı ödemelerinin güncel değerinin ilave edilmesi sonucu bulunacak miktar, davacı ortağın bu davada kooperatiften talep etmesi mümkün olan zarar miktarını belirleyecek ve mahkemece (talep miktarı aşılmadan) bu miktara hükmedilecektir. Yukarıda açıklanan şekilde hesaplama yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.