20. Hukuk Dairesi 2016/11701 E. , 2017/1070 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi ve davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi, ... ilçesi, ... parsel sayılı taşınmazın yörede 11.04.1980 tarihinde kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığını, davalı adına olan tapu kaydının iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne; 25.02.2001 tarihli krokide (A) harfli 238 m2, (C) harfli 4,35 m2’lik kısımların tapusunun iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Orman Yönetimi ve davalı T.Emlak Bankası Genel Müdürlüğü tarafından temyiz edilmekle, Dairenin 16.12.2002 gün ve 2002/9389 - 10218 sayılı kararı ile “Kesinleşen orman harita ve tutanaklarının uygulamasının yetersiz olduğu bu nedenle, yeniden yapılacak keşifte orman tahdit haritası tutanakları ve kadastro paftası sağlıklı biçimde yerine uygulanıp çekişmeli taşınmazın değişik açı ve uzaklıklardaki en az 5 - 6 orman sınır noktasını birleştiren hatta göre konumunu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması, bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmesi” gereğine değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, Dairenin 19/03/2007 gün 2007/2046 -3399 sayılı kararı ile “Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen, bozmanın gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Yörede ilk orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması 1744 sayılı Kanuna göre 31 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından 1979 yılında yapılmış ve 1981 yılında ilan edilerek kesinleşmiştir. Bu uygulamanın dayanağı olan haritaya göre; önceki keşifte çekişmeli taşınmaz 55, 56, 57 ve 58 OTS noktalarını birleştiren hatta göre kısmen orman sınırları içinde kaldığı belirlenmesine rağmen, hükme esas alınan 22.05.2006 tarihli bilirkişi kurulu raporunda, aynı noktalar arasındaki açı farklı gösterilmek suretiyle önceki raporla çelişkili olarak çekişmeli taşınmazın tamamı orman sınırları dışında gösterilmiş ve raporun gerekçesinde daha önce arazi üzerinde kendileri tarafından bulunamayan 56, 57 ve 58 nolu orman sınır taşlarının yerlerinin uyarılar üzerine 169 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından belirlendiğini ve bu belirlemeye göre inceleme yapıp rapor verdiklerini bildirmişlerdir. O halde; öncelikle, 1979 yılında yapılan ilk tahdide ve 1988 yılında yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ilişkin orman tahdit haritalarının orijinalinden çekilmiş onaylı örnekleri ve uzman bilirkişi kurulunun raporlarında sözünü ettikleri Orman
Yönetiminin düzeltme tutanağı varsa ve buna ilişkin harita ve 1979 yılında ilk orman kadastrosu yapılırken esas alınan en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafı ile amenajman planları keza; arazi kadastrosuna ait 43 ve 44 nolu kadastro paftaları getirtilmeli, bundan sonra; önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 5 ya da 6 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli; 39 nolu OTS"den başlayarak 70 nolu OTS noktasına kadar orman tahdit sınır noktalarının tamamını gösterecek şekilde, kadastro paftası ile tahdit haritasının ölçekleri denkleştirilip birbiri üzerine aplike edilerek çekişmeli taşınmazın konumu çevre parsellerle birlikte haritaları üzerinde işaretlenmeli; tahdit haritası ile tutanakların çelişmesi halinde tahdit haritalarının yapımında kullanılan hava fotoğrafları, memleket haritası ve çalışma tutanaklarındaki açı ve mesafelerden yararlanılarak teknik izahnamedeki kurallarda dikkate alınarak taşınmazın yeri belirlenmeli, 1979 tarihli tahdit haritası ile 1/25000 ölçekli memleket haritasının ölçekleri denkleştirilerek taşınmazın ve paftasındaki devlet kara yolunun da konumları memleket haritası ve tahdit haritasında gösterilmeli; kesinleşen tahdidi yasal yollar hariç hiçbir merci ve makam değiştiremeyeceğinden dava sırasında 6831 sayılı Kanunun 9/2. maddesi hükümlerine uyulmadan kadastro komisyonunun yaptığı düzeltme işleminin geçerli olmayacağı düşünülmeli; bozma kararından önce verilen hükümle (A) ve (C) harfleri ile işaretli bölümlerin orman niteliği ile Hazine adına tesciline ilişkin hükmün davalı kooperatifce temyiz edilmediğinden kesinleştiği, bu bölümler yönünden davacı Orman Yönetimi yararına usulî kazanılmış hak oluştuğu da dikkate alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olduğu” gerekçesiyle ikinci kez bozulmuştur.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı Orman Yönetimi vekili tarafından temyizi üzerine dairenin 12/11/2013 gün ve 2013/5431 E. - 2013/10038 K. sayılı ilamıyla ""Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına"" karar verilmiştir.
Davacı Orman Yönetim vekili, çekişmeli taşınmazın bozma kararından önce verilen hükümle (A) ve (C) harfleri ile işaretli bölümlerinin orman niteliği ile Hazine adına tesciline ilişkin hükmün davalı kooperatifce temyiz edilmediğinden kesinleştiği, bu bölümler yönünden davacı Orman Yönetimi yararına usulî kazanılmış hak oluştuğu Dairenin ikinci kez oluşturulan 19/03/2007 gün 2007/2046 - 3399 sayılı ilamında belirtildiği halde, mahkemece, bu hususun gözardı edildiğini ileri sürerek, onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının bu yönde bozulmasını istemiyle karar düzeltme isteminde bulunmuş, Dairenin 24/11/2014 gün ve 2014/6034 E. - 2014/9729 K. sayılı ilamıyla "Dairenin yeniden araştırma ve uygulamaya yönelik 19/03/2007 gün 2007/2046 - 3399 sayılı ilamında; ""...Bozma kararından önce verilen hükümle (A) ve (C) harfleri ile işaretli bölümlerin orman niteliği ile Hazine adına tesciline ilişkin hükmün davalı kooperatifce temyiz edilmediğinden kesinleştiği, bu bölümler yönünden davacı Orman Yönetimi yararına usulî kazanılmış hak oluştuğu da dikkate alınması"" gereğine değinildiği halde, mahkemenin usulî kazanılmış hak ilkelerini aşarak yazılı şekilde hüküm kurması bozma nedeni yapılarak dairenin onama kararının ortadan kaldırılmasına ve yerel mahkemenin hükmünün bozulmasına” karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan davanın kısmen kabulüne; 25.02.2001 tarihli krokide (A) harfli 238 m2, (C) harfli 4,35 m2’lik kısımların tapusunun iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Orman Yönetimi ve davalı T.Emlak Bankası Genel Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1744 sayılı Kanuna göre 02.11.1981 tarihinde ilanı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması ile daha sonra 3302 sayılı Kanuna göre 19.04.1988 tarihinde yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacı Orman Yönetimine yükletilmesine, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 13/02/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.