21. Hukuk Dairesi 2016/1890 E. , 2017/4904 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1- Dosyadaki yazılara, temyiz edenin sıfatına ve temyiz kapsam ve nedenlerine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
Dava, sigortalının iş kazasından sürekli iş göremezliğe uğraması nedeniyle sigortalının maddi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; 5.000 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 06.10.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Somut olayda, 06.10.2009 tarihinde gerçekleşen iş kazası nedeniyle davacının %7,2 oranında malul kaldığı, davacının %20 oranında müterafik kusurunun bulunduğu, mahkemece hükme esas alınan 28.08.2014 tarihli hesap raporunda maddi tazminat alacağının 15.241,90 TL olarak hesap edildiği, dava dilekçesinde maddi tazminat isteminin kısmi dava olarak 5.000 TL olarak talep edilmedi nedeniyle mahkemenin taleple bağlı kalarak hüküm kurduğu anlaşılmıştır.
Tazminatın belirlenmesi için sigortalının pasif devre zararınında esas alınması gereken ücret konusunda uyuşmazlık bulunduğu anlaşılmaktadır. Gerçekten 01.01.2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 5615 sayılı yasanın 2.maddesiyle değişik 193 sayılı gelir vergisi kanununun Asgari geçim indirimi başlıklı 32. maddesine göre “Ücretin gerçek usûlde vergilendirilmesinde asgarî geçim indirimi uygulanır. Asgarî geçim indirimi; ücretin elde edildiği takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgarî ücretin yıllık brüt tutarının; mükellefin kendisi için % 50’si, çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eşi için % 10’u, çocukların her biri için ayrı ayrı olmak üzere; ilk iki çocuk için % 7,5 diğer çocuklar için % 5’i dir. Gelirin kısmi döneme ait olması halinde, ay kesirleri tam ay sayılmak suretiyle bu süreye isabet eden indirim tutarları esas alınır. Asgarî geçim indirimi, bu fıkraya göre belirlenen tutar ile 103 üncü maddedeki gelir vergisi tarifesinin birinci gelir dilimine uygulanan oranın çarpılmasıyla bulunan tutarın, hesaplanan vergiden mahsup edilmesi suretiyle uygulanır. Mahsup edilecek kısmın fazla olması halinde iade yapılmaz. Öte yandan, pasif devre de herhangi bir işte çalışılmasa bile, sigortalının salt yaşamsal faaliyetlerini sürdürmesinin ekonomik bir değer taşıması nedeniyle bundan yoksun kalan bakımından bir zarar oluşacağı ve bu zararın karşılanması amacıyla pasif devre zararının hesaplanması gerektiği, bu zararın hesaplanması sırasında esas alınması gereken ücretin asgari ücret olduğu Dairemizin ve giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Diğer bir deyişle pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan asgari ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Bu duruma göre ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif devre zararının hesaplanması sırasında dikkate alınamayacağı açıktır.
Somut olayda, hükme esas alınan hesaba ilişkin bilirkişi raporundan pasif dönem zarar hesabı yapılırken asgari geçim indiriminin de hesaplamaya dahil edildiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; davacının pasif dönem zararının hesaplanmasında asgari geçim indirimsiz asgari ücretin gözetildiği yeni bir hesap raporu alınarak, dosyadaki tüm deliller ile birlikte davacı tarafın ilk kararı temyiz etmemesi nedeniyle usuli kazanılmış hakları da gözeterek bir sonuca varmaktan ibarettir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 06.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.