3. Hukuk Dairesi 2019/2894 E. , 2019/9936 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; mülkiyeti kendisi ve müştereklerine ait ... ili ..., ... köyü, terk edilmiş köy boşluğu üzerine saman yığdığını, davalıya ait elektrik trafosundan çıkan kıvılcımlar ve oluşan bir kısa devrenin samanın tutuşmasına sebebiyet verdiğini, bu maksatla Adıyaman Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/62 D.iş sayılı dosyası ile hasar tespiti yaptırdığını ve bilirkişinin oluşan zararı 3.600,00 TL olduğunu tespit ettiğini, raporun davalıya tebliğ edilmesine rağmen bugüne kadar zararının karşlanmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3.600 TL maddi zararın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davaya konu yangının, davalı şirkete ait olup, enerji nakil hattındaki trafonun kısa devre yapması nedeniyle meydana geldiği, dolayısıyla davalı şirketin zarardan sorumlu olduğu, bunun yanında saman yığınının trafonun yer aldığı elektrik direğinin altına ve çevresine yerleştiren davacının zararın artmasında kusurlu olduğu kanaatine varılarak toplam zarar miktarından % 10 oranında hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği kabul edilerek; davanın kısmen kabulüne, 3.240,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm; davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Hükmün davalı tarafça temyizi üzerine Dairemizin 27.11.2017 tarih, 2016/9791 E. - 2017/16485 K. numaralı kararı ile; “ Mahkemece, gerekirse mahallinde keşif yapılarak, dava konusu yangının çıkış sebebinin, eş söyleyiş ile dava konusu yangına davalıya ait elektrik tellerinin neden olup olmadığı hususunun kesin bir şekilde belirlenmesi ve dava konusu olayda tarafların kusur ve sorumluluklarına ilişkin uzman bilirkişi heyetinden taraf ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınmak suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirilerek, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği”nden bahisle bozma kararı verilmiştir.
Mahkemece; bozma ilamına uyma kararı verilerek yeniden yapılan yargılama neticesinde; 27.07.2018 tarihli elektrik bilirkişi raporu hükme esas alınarak davalıya ait enerji nakil hattının kısa devre akımlarının yangına sebebiyet verdiği kabul edilmiş, davanın kabulüne; 3.600,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm; davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Her ne kadar mahkemece bozmaya uyma kararı verilmiş ise de, bozma ilamına uygun bir karar verilmemiştir. Şöyle ki;
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıda belirtilenler dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep(kazanılmış) hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz.
Bozulan bir hükmün, bozma sebepleri dışında kalan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle; kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Zira, kesinleşmiş olan kısımlar, lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak teşkil eder.
Somut olayda, mahkemece verilen ilk kararda; davacıya ait saman yığınının trafonun yer aldığı elektrik direğinin altına ve çevresine yerleştiren davacının zararın artmasında kusurlu olduğu kanaatine varılarak toplam zarar miktarından % 10 oranında hakkaniyet indirimi yapılmasına karar verilmiş, hükmü davacı temyiz etmemiş Dairemizin 27.11.2017 tarih, 2016/9791 E. - 2017/16485 K. numaralı kararında da bu husus bozma sebebi yapılmamıştır. Bu husus davalı lehine kazanılmış hak doğurmuştur.
Ne var ki mahkemece bozma ilamından sonra yeniden yapılan yargılama neticesinde kurulan hükümde; davalı lehine oluşan usuli müktesep hakka aykırı olarak, hükmedilen 3.600,00 TL tazminat miktarından davalı yararına %10 hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği gözden kaçırılmıştır.
O halde mahkemece yukarıda açıklanan hususlar göz ardı edilerek davalı lehine oluşan usuli müktesep hakka aykırı hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.