3. Hukuk Dairesi 2019/5192 E. , 2019/9953 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın görev nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalıların murisi ..."un işyerinde kullanılan elektrikten dolayı borcunun bulunduğunu, fatura ve abone sözleşmesine rağmen borcun ödenmediğini, murisin vefat etmesi üzerine davalı mirasçılar aleyhine Kocaeli 4. İcra Dairesinin 2014/4538 sayılı dosyası ile yapılan takipte davalıların borca itiraz ederek takibi durdurduklarını beyan ederek itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar; davanın zamanında açılmadığını, murislerinin 21 yıl önce vefat ettiğini, elektrik kullanıcısının ..., ... Boya ve Kimya San Tic. Ltd. Şti olduğunu belirterek davanın zamanaşımı değil ise esastan reddine karar verilmesini dilemişlerdir.
Mahkemece; her ne kadar abonelik sözleşmesinin bulunduğu yerin iş yeri olarak kullanıldığı beyan edilmiş ise de davacı ve davalılar arasında bir abonelik sözleşmesi bulunmadığı, davalıların gerçek kişi olup tacir olmadığı bu yönü ile Ticaret Mahkemesinin görevli olmadığı görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu gerekçesi ile TTK’nın 4-5. maddeleri gereğince yapılan incelemede Ticaret Mahkemesinin görevsiz olduğu görevli mahkemenin Kocaeli Nöbetçi Tüketici Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşıldığından HMK’nın 114/1.c maddesi ve 115/2. maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamından aboneliğin muris ... adına olduğu anlaşılmaktadır. Bu abonelik nedeniyle murisin, dolayısıyla da usulüne uygun şekilde mirası reddetmemiş mirasçıların mirasçı sıfatıyla sorumlulukları bulunmaktadır.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re"sen dikkate alınması gerekir.
6102 Sayılı TTK’nın 12.maddesine "bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla hakla bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. Anılan Yasanın 11.maddesinde "Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir." 15.maddesinde de " İster gezici olsun ister bir dükkanda veya sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedeni çalışmasına dayanan ve geliri 11.maddenin 2.fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır." düzenlemesi bulunmaktadır. Bir kimsenin Vergi Usul Kanunu"na göre esnaf sayılması, TTK yönünden de esnaf kabul edilmesini gerektirmez. Ticaret siciline ya da Oda"ya kayıtlı olmamak da tacir olmamanın kesin bir kanıtı olmadığı gibi, vergi mükellefi olup olmamak da tacir ve esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak kabul edilemez.
Somut olayda; abone borcu görüntüleme ekranında abone adresinin “... Pasajı” şeklinde belirtildiği ve tarifenin karşısında “...Tic.Bü.T.Faze Tek Terim” yazıldığı görülmektedir.
Hal böyle olunca mahkemece; davacı ile davalılar murisi arasındaki abonelik sözleşmesi getirtildikten sonra, yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar da dikkate alınmak suretiyle davaya konu edilen uyuşmazlık yönünden hangi mahkemenin görevli olduğuna ilişkin araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mirasçı olan davalılar ile davacı arasında abonelik sözleşmesi bulunmadığı ve davalıların tacir olmadıklarının kabulü ile görev hususunda kapsamlı bir araştırma ve değerlendirme yapılmaksızın, doğrudan Tüketici Mahkemesi’ne görevsizlik karar verilmesi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’un 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.