3. Hukuk Dairesi 2019/2909 E. , 2019/9981 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
MAHKEMESİ : ORDU 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacağa ilişkin asıl ve karşı davada verilen kararlar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalı-karşı davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-karşı davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı-karşı davalı, davalı kiraya veren ile 10 bin tonluk fındık deposunun kiralanması amacıyla 24/04/2017 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşme gereği kira bedelinin peşin ödendiğini, ancak davalının kurumlarına teslim etmeyi tahahhüt ettiği 10 bin tonluk deponun 5 bin tonluk kısmını teslim ettiğini, deponun teslim edilmeyen 5 bin tonluk kısmında davalıya ait malzemelerin bulunduğunu ve kurumlarınca kullanılamadığını belirterek kullanılan deponun kullanım süresine ilişkin kira bedeli mahsup edildikten sonra kalan 14.387,50 TL fazla ödemenin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı, mecurun teslim edilmediğine veya kiralananın ayıplı teslim edildiğine dair hususların doğru olmadığını, sözleşmede mecurun kiracıya teslim edildiğinin açık bir biçimde sabit olduğunu belirterek asıl davanın reddini dilemiş, karşı davasında ise davacı kiracının süresinde sözleşmeyi feshetmemiş olması nedeniyle iki aylık kira bedeli ödeme yükümlülüğünün bulunduğunu belirterek 80.000-TL iki aylık kira bedelinin dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, asıl davanın reddine, karşı davanın hükme esas almaya elverişli 07/05/2018 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; Hüküm, davalı-karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK’nın 297. maddesinde tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterilmiştir. Buna göre; hüküm, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsar.
Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Hüküm gerekçesi dosya içeriğine uygun olmak zorundadır. Ayrıca, hükmün gerekçesi ile sonuç kısmı birbiri ile çelişmemelidir.
Bu şekilde dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği, davalının neye göre mahkum edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır. Biçim koşullarının getiriliş amacı, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratacağı gibi dava içinden yeni davaların doğmasına neden olacaktır.
Somut uyuşmazlıkta; İlk Derece Mahkemesince, temyiz istemine konu kararın sonuç kısmında 07/05/2018 tarihli bilirkişi raporuna atıf yapılarak rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği belirtilmiş, ancak davanın türüne (eda davası olması nedeniyle) göre davacı-karşı davalıya yüklenen borç açıklanmamıştır. Oysa; mahkemece verilen kararda, hükmün açık ve anlaşılabilir olması gerektiği yanında hükmün infazı sırasında tereddüt uyandırmayacak şekilde taraflara yüklenen borç ve tanınan haklara yer verilmiş olması gerekmektedir. Buna göre HMK"nın 297. Maddesinde belirtilen şartları taşımayan hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenine göre, davalı-karşı davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK"nun 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davalı-karşı davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 11.12.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.