Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/11970
Karar No: 2017/4468
Karar Tarihi: 04.07.2017

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2015/11970 Esas 2017/4468 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2015/11970 E.  ,  2017/4468 K.

    "İçtihat Metni"



    Davacılar ... ve ... vekili arafından, davalılar ... ve ... aleyhine 29/04/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem ve haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 19/06/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalılardan ... vekilinin hakaret eylemi nedeniyle aleyhine hükmedilen manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2- Davalı ... vekilinin, davacılar hakkında hırsızlık suçlaması nedeniyle yapılan ceza yargılaması sırasında adı geçen davalının davacılar aleyhine yaptığı tanıklık ifadelerinden dolayı aleyhine hükmedilen manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarına gelince;
    Dava, haksız şikayet ve haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacılar vekili, davacıların karı koca olup çiçekçilik işiyle uğraştığını, davalılardan ...’nin düğün töreni yapıldığı sırada davacıların da davetli olarak düğüne katıldıklarını, davalı ...’nin babası diğer davalı ...’nin bilgisi dahilinde düğüne misafirler tarafından getirilen çelenkleri düğün mekanı sahibine para ödeyerek satın aldıklarını, düğünden sonra davalılardan ...’nin hırsızlık suçlamasıyla davacıları şikayet ettiğini ve davacılar hakkında yapılan ceza yargılaması sırasında, davalılardan ...’nin tanık olarak dinlendiğini ve davacılar aleyhine beyanda bulunduğunu belirterek, adı geçen davalının davacılar aleyhine yaptığı tanıklıktan dolayı kişilik haklarının ihlal edildiğini belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
    Davalılar vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya kapsamından, davacılar hakkında 10/12/2010 tarihinde hırsızlık suçundan iddianame düzenlendiği, iddianameye konu olan şikayette, davalılardan ...’nin düğün töreni sırasında davetlilerce hediye olarak getirilen düğün çiçeklerinin şikayetçi ...’nin bilgisi ve rızası olmadan gizlice bir arabaya koymak suretiyle davacılar tarafından götürüldüğü, davacıların bu şekilde hırsızlık suçunu işledikleri iddiasının yer aldığ dosyasında yapılan ceza yargılamasının 17/10/2011 tarihli 3. celsesinde
    ./..
    -2-

    davalı ...’nin tanık olarak dinlendiği anlaşılmıştır. Davalı ...’nin tanık beyanları değerlendirildiğinde, dava sırasında ifade edilen beyanların haksız saldırı olarak nitelenemeyeceği, müştekinin de şikayetini doğrular nitelikte olduğu anlaşılmaktadır. Şu durumda davalı ...’nin ceza davası sırasındaki tanık sıfatıyla söylediği beyanları nedeniyle talep edilen manevi tazminat isteminin anılan beyanların davacıya karşı haksız saldırı teşkil etmediğinden reddi gerekirken kısmen kabulü yönünde karar verilmesi doğru görülmemiş,hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    3-Davalılardan ...’nin, davacıları haksız olarak şikayet ettiği iddiasına dayandırılan ve adı geçen davalı aleyhine hükmedilen manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarına gelince,
    Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.
    Anayasa’nın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasanın başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır, 25. maddesinde, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı belirtilmiş, BK’nın 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.
    Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.
    Dava dosyasının incelenmesinde; davalı ... tarafından apılan şikayet sonucunda davacılar hakkında iddianame düzenlenerek
    Şu durumda, davalı ... tarafından, kendisinin düğün töreni sırasında düğün için davetlilerin gönderdiği çiçeklerin davacılar tarafından şikayetçi ...’nin bilgisi ve
    ./..

    -3-


    rızası olmadan alındığı gerekçesiyle şikayetçi olduğu, tarafından yapılan soruşturma sonucunda kamu davası açılmasında yeterli delil ve emare görülerek hırsızlık suçu nedeniyle davacılar hakkında ceza davası açıldığı nazara alındığında, davalı ...’nin şikayetçi olmasında somut birtakım emarelerin bulunduğu anlaşılmakla, şikayetin hak arama özgürlüğü kapsamında kaldığı kabul edilerek adı geçen davalı hakkındaki haksız şikayet nedeniyle açılan manevi tazminat davasındaki istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, şikayetin haksız olduğundan bahisle istemin kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... yararına, (3) no’lu bentte gösterilen nedenlerle davalı ... yararına BOZULMASINA, davalılardan ...’nin hakaret eyleminden dolayı hükmedilen manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE, bozma nedenine göre davalılar vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/07/2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.










    Davacılar dava dilekçesinde haksız şikayet yanında davalılardan ..."nin dükkanlarına gelerek kendilerine hakaret ettiğini iddia ederek herbiri için 5.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödetilmesini istemişlerdir.
    Davalı ... davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davalı ..."nin davacıların her birine hakaret ettiği kabul edilerek herbiri yararına 4.000 TL olmak üzere toplam 8.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 06/06/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."den tahsiline karar verilmiştir.
    Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun (hak ve nasfetle) karar vereceği Medeni Yasa"nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
    Somut olayda, olay tarihi, tarafların konumu, kullanılan ifadeler ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde hakaret eylemi nedeniyle herbir davacı yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı fazladır; davalı ..."nin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının da kabulü gerektiği kanaatinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddine dair bozma ilamının 1. bendindeki görüşüne katılmamaktayız. 04/07/2017














    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi