3. Hukuk Dairesi 2019/2763 E. , 2019/9997 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, üç aylık hamile iken kuzeninin cenazesi için davalı ve ailesiyle Gaziantep" e gittiklerini, taziye evinde babasını ve kuzenini gördüğünü, kuzeninin elini öpmesi nedeni ile kayınpederinin tartışma çıkardığını, olayın ardından Gaziantep"te kaldığını, ziynet eşyalarının kendisinden alındığını, düğün fotoğraflarından altınların ayrıntısıyla belli olduğunu, toplam 150 gr bilezik, 25 gr kolbağı ve 2 metre zincir olmak üzere toplam 22 gram altın bedelini talep etmektedir.
Davalı, düğünde kendisine takılan ziynet eşyalarının düğün giderlerine harcandığını, davacıya takılan ziynet eşyalarının ise davacı tarafından alınıp götürüldüğünü ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, anılan karar Dairemizin 08.03.2017 tarihli, 2017/9640 Esas ve 2017/2738 Karar sayılı ilamında özetle "Somut olayda, davacı tanıklarından ..."un mahkemece dinlendiği, adres yetersizliği nedeniyle dinlenemeyen tanıkların ise, iş bu davanın tefrik edildiği boşanma dava dosyasında dinlenildiği, boşanma dava dosyası, eldeki davada dinlenen tanıkların beyanları, boşanma dava dosyasında dinlenen tanıkların beyanlarıyla birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyma kararı verilmesinin ardından davacı tanığı ... dışında dosya kapsamındaki tanıkların altınların davalıda bırakıldığına dair beyanlarının olmadığı, davacının kendi rızası ile evine dönmediğinin tanık beyanları ile sabit olduğu, o halde rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olan ziynet eşyalarının kadının üzerinde olması olağan olduğu, davalının zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dava, ziynet eşyalarının bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür.Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayları ispatlaması gerekir.
Kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bu eşyaları iadeden kurtulur.
Somut uyuşmazlıkta davacı kadın altınların elinden zorla alındığını iddia etmiştir. Davalı ise, düğünde kendisine takılan altınların düğün masraflarına harcandığını, davacıya takılanların ise davacı tarafından götürüldüğünü ileri sürmüştür. Boşanma dosyasında davalı koca, düğün eşyalarının taksitle alındığını, eşi ... tarafından altınların kendisine verildiğini, bu altınların yeniden alınacağının eşine taahhüt edildiğini, ancak eşinin altınların yeniden alınması konusunda kendisine baskı yaptığını belirtmiştir. Davalının bu beyanları karşısında ziynetlerin kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere bozdurulduğu hususunda ispat yükü davalı kocaya düşmektedir. Davalı tanık beyanları ve dosya kapsamından, davalının bozdurulduğunu ikrar etmiş olduğu ziynetlerin, kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere kendisine verildiğini ispat edemediği anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece; düğün masrafları için bozdurulduğu davalı tarafça kabul edilen ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"un 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK" un 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.