3. Hukuk Dairesi 2019/2103 E. , 2019/10016 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil/alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, konut satışı konusunda malik adına hareket eden davalı ... ile 25/02/2014 tarihinde sözleşme yaptığını, 90.000.00.-TL"yi nakit olarak verdiğini, konuta 40.500.00.- TL"lik onarım yaparak taşındığını, davalıların konutu başka bir kişiye satacaklarını söylediklerini, malzemeleri sökmesini istediklerini, baskı yaptıklarını ileri sürerek; taşınmazın adına tesciline, olmaz ise 90.000.00.-TL"nin sözleşme, 40.500.00.- TL"nin dava tarihinden yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davacı ile anlaşma yapmadıklarını, borçları olmadığını savunarak; davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece; açılan davanın tapu iptali ve tescili yönünden yasal şartları oluşmadığından reddine, alacak talebi yönünden; açılan davanın kısmen kabulü ile, 90.000-TL"nin davalı ..."ten alınarak davacıya verilmesine 32.591,64-TL"nin davalı ... ve ..."dan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, hükmü davalılar temyiz etmiştir.
Temyiz incelemesi yapan Dairemizce, 08/05/2017 tarihli, 2016/242 Esas, 2017/6633 Karar sayılı ilamı ile; "Kısa kararda 32.591.64.-TL"nin davalılardan alınmasına karar verildiği halde gerekçeli kararda 32.591.64.- TL"nin davalılardan müteselsilen alınmasına karar verilmiş olup bu durumda kısa karar ile gerekçeli karar çelişkili bulunmaktadır. 10.4.1992 gün, 1991/7-1992/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması bozma nedeni oluşturur. Bu durumda mahkemece yapılacak iş önceki kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile yeni bir karar vermekten ibarettir. Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece; bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama neticesinde, açılan davanın tapu iptal ve tescil talebi yönünden reddine; açılan davanın alacak talebi yönünden kısmen kabulü ile, 90.000,00-TL"nin davalı ..."ten tahsili ile davacıya verilmesine; 32.591,64-TL"nin davalılar ... ve ..."dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamından, davalı ..."a ait bağımsız bölümün davacıya 90.000 TL bedel nakit alınarak satıldığına ilişkin 25.02.2014 tarihli sözleşme bulunduğu, sözleşmeyi alıcı sıfatıyla ..., satıcı sıfatıyla ..."nın imzaladığı görülmektedir.
Davada, 25.02.2014 tarihli geçersiz satış sözleşmesi gereğince ödenen bedelin tahsili ile konuta yapılan 40.500.00.- TL"lik onarım bedelinin tahsili talep edilmektedir.
Davalı ..., sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını savunmuştur. Bu durumda, taraflar arasında, "Sözleşme " adı altında düzenlenen 25.02.2014 tarihli belgedeki imzanın, davalı ... ait olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
TMK"nun 6.maddesinde "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür", HMK"nın 190.maddesinde "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."
Dava konusu belgedeki imzanın davalı ..."a ait olup, 90 bin TL bedeli davalıya ödedeğini iddia eden davacı, bu iddiasını ve iddia ettiği satış bedelini ödediğini ispat ile yükümlüdür.
Buna göre , mahkemece; davacıya sözleşmenin aslını ibraz etmesi için mehil verilip, ibraz edilecek belge üzerinde imza incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Kabule göre de; davacının taşınmaza yaptığı faydalı ve zorunlu masrafları isteyebileceği dikkate alınarak, davacının davaya konu ettiği masraflardan hangilerini ispat edebildiğinin belirlenmesi, alınacak raporda davacı tarafından yapılan imalatların hangisinin zorunlu ve faydalı masraflar, hangilerinin lüks masraflar olduğunun ayrı ayrı belirlenmesi, belirlenen zorunlu, faydalı imalatların yapım tarihi itibariyle rayiç bedelleri tespit edilip,davacının kullandığı süreyle orantılı olacak şekilde yıpranma paylarının da düşülmesi suretiyle, Yargıtay denetimine elverişli rapor alınması ile sonucuna uygun hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı de şekilde hüküm tesisi de doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın HUMK"nın 428. maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.