21. Hukuk Dairesi 2016/18034 E. , 2017/5012 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ve davalılardan ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, 28.12.2005 tarihli iş kazasında yaralanan sigortalı ile eşinin maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkemece asıl dava yönünden 108029,76 TL maddi tazminat ile birleşen dava yönünden davacı ... için 20.000,00 TL ve davacı ... için 5000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... haricindeki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından Mahkemece verilen 15.06.2011 tarih, 2007/235 esas ve 2011/232 karar sayılı bir önceki ilamının Dairemizin 28.03.2013 tarih, 2012/20391 esas ve 2013/6034 karar sayılı ilamı ile bozulduğu, akabinde Yerel Mahkemece bozmaya uyulduğu anlaşılmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.3.2002 gün ve 1/119-135 sayılı kararında da belirtildiği üzere; bozma kararına uyması ile Mahkemenin bozma kararı doğrultusunda işlem yapma yükümlüğü doğar. Bu ilke Usul Kanunun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeni ile ilgilidir. Yargıtayın bozma kararına uymuş olan Mahkemenin, bozma gereğince değerlendirme yaparak yeni hükmünü tesis etme zorunluluğu vardır.
Bu açıklamalardan olarak Yerel Mahkeme her ne kadar Dairemizin yukarıda esas ve karar numarası verilen Bozma ilamına uymuşsa da; sigortalının açtığı maddi davası bakımından bozma ilamına uygun bir karar ihdas etmemiştir.
Somut olayda; Dairemizin Bozma ilamı doğrultusunda zararın meydana gelmesinde, davalıların %80, işçinin de %20 oranındaki kusurlu davranışlarının etkili olmasına ve tazminatın miktarına göre, dava konusu olayda Borçlar Kanununun 43. maddesinin öngördüğü koşulların oluşmadığı açıktır. Hal böyle olunca da anılan maddeye dayanılarak tazminattan indirim yapılması isabetsizdir. Kaldı ki 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren ve kamu düzenine ilişkin olduğundan yürürlükteki tüm davalarda uygulanması gereken 6098
sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 55. maddesi gereğince de tazminatın, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılması ya da indirilmesi mümkün değildir. Bu bağlamda Mahkemece verilen 15.06.2011 tarih, 2007/235 esas ve 2011/232 karar sayılı bir önceki ilamda belirtilen şekilde, taraflar yönünden usulü kazanılmış hak doğuran ve bilirkişi tarafından hesaplanan 121913,38 TL maddi tazminat miktarı üzerinden hakkaniyet indirimi yapılmaksızın, kazalıya ödenen 49955,98 TL peşin sermaye değerinin tenzil edilerek hüküm tesis edilmesi gerekirken yeniden bilirkişi yolu ile maddi tazminat miktarının hesaplatılması ve yeni hesabın son hükme esas alınması hatalı olmuştur.
Mahkemece, yukarıda belirtilen maddi ve hukuksal olgular gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. Ne var ki bu yanlışlıkların giderilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği anlaşıldığından hüküm bozulmamalı, yürürlükteki 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi ve HUMK’un 438/7. maddesi uyarınca karar düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 1/a, 2, 3, 4 ve 8. fıkraları tamamen silinerek yerlerine;
“1-Davacının davasının kısmen kabulü ile,
a)Maddi Tazminat olarak, 71957,40 TL"nin iş kazasının meydana geldiği, 28/12/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte talep doğrultusunda davalı ... haricindeki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa ödenmesine,
2-Alınan 1.426,02 TL peşin, ıslah ve birleşen dosya peşin harcından, alınması gereken 6623,16 TL harcın mahsubu ile bakiye 5197,14 TL harcın davalı ... haricindeki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,
3-Davacı tarafça yapılan başvuru harcının tamamı ve diğer harç, bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 1317,38 TL"sinin davalı ... haricindeki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine;
4-Maddi Tazminat yönünden;
a)Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T."ne göre 8156,60 TL vekalet ücretinin davalı ... haricindeki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
b)Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T."ne göre 4267,96 TL vekalet ücretinin davacı ..."den alınarak davalı.... A.Ş"ne verilmesine,
8-Hükümden sonra, gerekçeli kararın HMK 321/2 maddesi gereğince resen taraflara tebliğine, 4 (dört) adet tebligat giderinin davacı tarafından yatırılan gider avansından karşılanmasına; bu giderlerin yapılması durumunda kabul/red oranına göre 23,97 TL giderin davalı ... haricindeki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, ” miktar ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine, 08.06.2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.