16. Hukuk Dairesi 2020/4408 E. , 2021/3336 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., ... İlçesi, ... Köyü çalışma alanında bulunan ve 1967 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle, 14.03.2014 tarihinde dava açmıştır. Mahkemece “karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereği Büyükşehir Belediyesinin de davada taraf olması” gereğine değinilen bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne 25.10.2014 tarihli bilirkişi raporu ve eki krokisinde (A) ile gösterilen 1.985,61 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün yeni parsel numarası verilerek ev ve arsası vasfı ile davacı adına tapuya tesciline, aynı rapor ve krokide (B) ve (C) ile gösterilen toplam olan 1.493,85 metrekarelik kısım yönünden dava sübuta ermediğinden reddi ile bu yerin orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece dava konusu taşınmazın temyize konu (A) harfi ile gösterilen bölümünün orman olmadığı ve bu bölüm üzerinde davacı yararına edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, taşınmazın imar planı kapsamında bulunup bulunmadığı araştırılmamış, dava konusu taşınmazın niteliği, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresine ilişkin olarak 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulundan rapor aldırılmamış, ziraat bilirkişince taşınmaz üzerinde bulunan ağaçlar ve yaşları belirtilmişse de bunların hangilerinin davaya konu (A) kısmının üzerinde bulunduğu açıklanmamış, yine söz konusu hususların tespiti amacıyla, dava konusu taşınmazın tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesi dönemlere ilişkin en az 3 adet hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek jeodezi-fotogrametri bilirkişine incelettirilmemiş; ziraatçı bilirkişisinin soyut içerikli ve zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda denetime elverişsiz, taşınmazın öncesinde imar ve ihya edilip edilmediğini belirlemekten uzak raporu ile yetinilmiş; taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu; ilk olarak ne zaman, nasıl, kim tarafından ve ne şekilde kullanıldığı hususlarında mahalli bilirkişilerden maddi olaylara dayalı ayrıntılı beyan alınmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulması hukuken mümkün bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmazın imar planı kapsamına alınıp alınmadığı, imar planı kapsamına alınmış ise imar planının hangi tarihte onaylanarak kesinleştiği ilgili belediyelerden sorularak belirlenmeli ve imar planının onaylı bir örneği dosya arasına getirtilmeli, taşınmazın bulunduğu yeri de gösterecek şekilde dava tarihinden ya da taşınmazın dava tarihinden önce onaylanıp kesinleşen imar planı kapsamında kaldığının anlaşılması halinde imar planının onay tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş en az 3 adet hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğünden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde tekemmül ettirildikten sonra mahallinde, jeodezi-fotogrametri mühendisi bilirkişisi, üç kişilik ziraatçı bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisi ile yerel bilirkişiler ve tanıkların katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte yerel bilirkişi ve tanıklar ayrı ayrı dinlenilerek, çekişmeli taşınmazın öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraatçi bilirkişi kurulundan, taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, çekişmeli taşınmazın kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle, haritaların ait oldukları yıllara göre taşınmazın niteliğini, imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten rapor düzenlemesi istenilmeli; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.04.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.