20. Hukuk Dairesi 2016/7191 E. , 2017/1149 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ..., davalılar ... ve ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü 136 ada 1 parsel sayılı 45326,62 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, Devlet ormanı vasfı ile ... adına tespit edilmiştir.
Davacı gerçek kişi, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve 171 sayılı vergi kaydına dayanarak 136 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile adına tescili talebi ile dava açmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile (1-B) ile gösterilen 26016,28 m2’lik kısmın davacı adına, (1-A) ile gösterilen 19310,34 m2’lik kısmın ... vasfı ile ... adına tesciline karar verilmiş; hükmün davalı ... Yönetimi ve ... tarafından temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 31/03/2008 gün ve 2008/819-5048 sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; "...Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Davacı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile 171 sayılı vergi kaydına dayanarak dava açmış olduğu halde 171 sayılı vergi kaydı getirilmemiş ve mahallinde uygulanmamış; davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmamış, taşınmazın öncesinin ... niteliğinin ve hukuki durumunun belirlenmesi; eğiminin doğru olarak hesaplanması için münhanili haritalar ile varsa topografya haritaları bulundukları yerden getirtilerek uygulanmadığı gibi, çekişmeli yere komşu 136 ada 2 ve 4 sayılı parsellere ait dayanak vergi kayıtlarının da getirtilerek uygulanmadığı gözlenmiştir.
Kabule göre ise kadastro müdürlüğünce 5304 sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmeliği 7. maddesi gereğince 136 ada 1 sayılı parselin dava açılan kısmına sınır teşkil eden 126 ada 4 sayılı parsel sınır yönünden davalı hale getirtilerek ve 2006/64 Esas sayılı dava dosyası ile davalı olduğu bildirilerek tutanak aslının dosyaya gönderildiği anlaşılmaktadır. İtirazlı olarak bırakılan bu parsele yönelik ... Yönetimi ve davacı gerçek kişinin açılmış bir davası bulunmamaktadır. Bu nedenle; dava konusu 2006/62 Esas sayılı dosya ile itirazlı olduğu bildirilerek gönderilen bu parselin tutanak asıllarının ve eklerinin kadastro işleminin tamamlanması için kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken bu parsel hakkında hiçbir işlem yapılmaması doğru değildir" denilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılna yargılama sonucu; davacı ..."ın davasının aşağıda açıklandığı üzere kısmen kabulüne ile fazla talebin reddine,
1) ... ili, ... ilçesi ... mahallesi (köyü) 136 ada 1 parsel için 12/11/2014 tarihinde tanzim edilen bilirkişi ortak raporuna ekli Fen Bilirkişisi Harita Mühendisi ..., Fen Bilirkişisi Kadastro Teknisyeni ... ve ... Bilirkişisi ... Yüksek
Mühendisi ... tarafından çizilen Ek-10 da kayıtlı, 1/2000 ölçekli kroki ile köşe koordinat noktaları (B) harfi ile işaretli olarak gösterilen, Ek-11 kayıtlı Tutga Koordinat Çizelgesi ve Alan Hesabı Cetvelinde (B) harfi ile işaretli, 18.217,15 m² hesaplanan yerin ... sayılmayan yer olduğunun kabulüne, bu kısmın 136 ada 1 sayılı parselden ifrazı ile adanın son parseli olarak davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline,
2) 136 ada 1 sayılı parselden ifrazına karar verilen [B=18.217,15m²] alan ve miktarları çıktıktan sonra 136 ada 1 parsel sayılı taşınmazın; değişen alan ve miktarı ile ... niteliği ile ... adına tespit ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ..., davalılar ... ve ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanuna göre yapılan ve 1948 yılında ilan edilerek kesinleşen ... kadastrosu ile 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmü gereğince yapılan aplikasyon vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman ... bilirkişi tarafından ... kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın (A) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlerinin ... sayılan yerlerden olduğu, (B) harfi ile gösterilen bölümünün ise ... sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamakla davacı ile davalı ... ve ... Yönetiminin işin esasına yönelik temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. Ancak ret sebebi ortak olan davalıların tümü aleyhine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, ... Yönetimi ve ... vekilleri lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmiş olması doğru değil ise de bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle, hükmün 7. maddesinin (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bentlerinin hükümden çıkarılarak, yerine "Davalı ... Yönetimi ve ... kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden 3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/3 maddesi gereğince takdir edilen 750.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine" ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı HMK"nın 370/2 maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 14/02/2017 günü oy birliğiyle karar verildi.