3. Hukuk Dairesi 2019/2481 E. , 2019/10070 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ... tarafından gönderilen 17/06/2011 tarihli yazı ile idareye ait ... nolu abonenin borçlarının ödenmesi halinde gecikme faizlerinin alınmayacağının belirtildiğini, daha sonra 16/08/2011 tarihli yazı ile borcun ödenmesini istendiğini, borcun zamanaşımına uğradığının davalı şirkete bildirildiğini, ancak buna rağmen kötü niyetli olarak Konya 9.İcra Müdürlüğü"nün 2011/9498 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin tebliğ edildiğini, bu durumu belirtir resmî yazışmalar yapılması esnasında borca itiraz süresinin geçtiğini belirterek, davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takibin durdurulmasına, davalı aleyhine %40 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; abonelik sözleşmesine istinaden elektrik kullanan davacının borcunu ödemediğini, Konya 9. İcra Müdürlüğü"nün 2011/9498 esas sayılı takip dosyası ile takip başlatıldığını, davalının ödeme emrinin tebliğine rağmen süresi içerisinde borca itiraz etmediğini ileri sürerek, davanın reddine, davacı tarafın %40"tan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; alacağın 5 yıl içerisinde talep edilmediğinden zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının Konya 9. İcra Müdürlüğü"nün 2011/9498 takip sayılı dosyasındaki alacağa dayanak gösterdiği belgelerden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafın haksız icra tazminatına yönelik talebinin şartlar oluşmadığından reddine dair verilen kararın taraflarca temyizi üzerine Dairemizin 27.02.2014 tarihli ve 2013/18334 E.- 2014/3080 K. sayılı ilamı ile; mahkemece mevcut sözleşme ilişkisi nedeniyle BK.nun 125.maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı uygulanması gerektiği gözönüne alınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile zamanaşımı nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesinin doğru görülmediği belirtilerek bozulmuş, davacının karar düzeltme istemi Dairemizin 2014/11913 E., 2014/11591 K.sayılı ilamı ile reddedilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine, davalı tarafın tazminat talebinin de reddine dair verilen kararın davacı tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 09.02.2016 tarihli ve 2015/14617 E., 2016/1322 K.sayılı ilamı ile özetle; davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti ve iletim bedelinin elektrik abonelerinden tahsil edilemeyeceği ve elektrik borcunun ödenmemesine rağmen sözleşme ve yönetmelik hükümleri gereğince elektriğin kesilmemesi nedeniyle gecikme zammından müterafik kusur indirimi (yasal faizin altına düşmeyecek şekilde-oranda) yapılacağı kabul edilip, bu doğrultuda hazırlanacak bilirkişi raporuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin yerinde olmadığı belirtilerek bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne, davacının, Konya 9. İcra Müdürlüğünün 2011/9498 E. Sayılı dosyasındaki alacağın takip tarihi itibariyle 4.950,70 TL"sinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının %40 tazminat talebinin reddine, davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı tarafın tüm, davalı tarafın ise sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Dava; ilamsız icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Dava konusu icra takibi; 3.473,45 TL asıl alacak, 6.430,10 TL gecikme zammı, 1.157,42 TL gecikme zammı KDV"si olmak üzere toplam 11.060,97 TL üzerinden başlatılmıştır.
Mahkemece; hüküm fıkrasında icra takibinde borçlu olunmayan toplam miktar olarak 4.950,70 TL gösterilmiş, ancak bu miktarın içinde takip talebinde ayrı ayrı belirtilen alacak kalemlerinden hangilerinin olduğu açıklanmamıştır. Bu hali ile kurulan hüküm infazda tereddüt yaratacağından HMK"nın 297"nci maddesi hükmüne de aykırıdır.
O halde; mahkemece taraflara yüklenen borç veya menfi tespit hükmü ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak nitelikte HMK"nın 297. maddesi gözardı edilerek hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın tüm, davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.