3. Hukuk Dairesi 2019/2616 E. , 2019/10071 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 18.05.2009-13.10.2009 tarihleri arasında kaymakamlık lojmanına devlet hastanesinden elektrik verildiğini, sayacın arızalı olduğunun davalıya bildirilmesinden sonra eski sayacın sökülerek yenisinin takıldığını, ancak eski sayacın enerji kaydetmediği gerekçesi ile 20.10.2010 tarihinde 4.007,40 TL tutarında tahakkuk yapıldığını belirterek, 4.007,40 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı; davanın zamanaşımından reddedilmesi gerektiğini, ölçü ayar raporuna göre sayacın arızalı olduğundan enerjiyi kaydetmediğini, bu nedenle bu dönem için davacının tüketebileceği miktar üzerinden tahakkuk yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Ergani Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesince; davanın kabulüne, davacı kurumun 3240 abone numaralı ve ... seri nolu elektrik sayacı sebebiyle davalı ... Müdürlüğüne 4.007,40 TL borçlu olmadığının tespitine dair verilen kararın davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 21.01.2016 tarihli ve 2015/1318 E., 2016/494 K.sayılı ilamı ile; "..davacı tüketici tanımına uymadığı gibi, olayda 4077 sayılı kanun hükümlerinin uygulanması da mümkün değildir. Bu duruma göre, uyuşmazlığın çözümü genel mahkemelerin görevi içerisindedir. Hal böyle olunca, yargılamanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatı ile yapılması gerekirken, Tüketici Mahkemesi sıfatıyla işin esası hakkında yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatı ile yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne, davacı kurumun 3240 abone numaralı ve ... seri nolu elektrik sayacı sebebiyle davalı ... Müdürlüğüne 4.007,40 TL borçlu olmadığının tespitine dair verilen kararın davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 09.04.2018 tarihli ve 2017/15092 E., 2018/3683 K.sayılı ilamı ile; "..Somut olayda, mahkemece bilirkişi raporu alınmaksızın davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece; davacının kaçak kullanımı olup olmadığı, varsa sorumlu olduğu bedelin tespiti hususlarında, yukarıda belirtilen ve tutanak tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve bu yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından alınan “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar ile dosyada bulunan deliller göz önünde bulundurularak, hüküm kurmaya yeterli, Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde, bilirkişiden ayrıntılı ve açıklayıcı bir rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi ile, davacı tarafın 727,90 TL ile sınırlı olmak üzere davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-) Davacının temyizi yönünden; 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK"nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2019 tarihinden itibaren 3.200 TL"ye çıkarılmıştır.
Hüküm, karar tarihi itibariyle kesin niteliktedir.
Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 Esas 1990/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararı uyarınca Yargıtay"ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
Açıklanan nedenlerle davalının temyiz isteminin REDDİNE,
2-) Davalının temyizi yönünden; dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
3-) Davacının hükmedilen harca yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Harçlar Kanununun 13/j maddesi uyarınca davacı harçtan muaf olduğu halde, sehven aleyhine harca hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Ne var ki, yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün, HUMK"nun 438/7 maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz isteminin (miktar itibariyle) reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın sair temyiz itirazlarının REDDİNE, üçüncü bentte açıklanan nedenle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6. fıkrasında yer alan "bakiye 224,04 TL"nin davacı taraftan alınarak hazineye irad kaydına" ifadeleri çıkartılarak yerine, "davacı, harçtan muaf olduğundan davacıya harç yükletilmesine yer olmadığına" ifadelerinin yazılması sureti ile hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12/12/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.