Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/5662
Karar No: 2019/10076
Karar Tarihi: 12.12.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/5662 Esas 2019/10076 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/5662 E.  ,  2019/10076 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, maddi tazminata yönelik karar kesinleşmiş olduğundan yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, manevi tazminat davasının kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar; 22.09.2013 tarihinde 5 yaşında olan ..."in evlerinin önünde oyun oynadığı esnada, ..."a ait elektrik direğinde armatür balansının patlaması ve kısa devre yaparak elektrik direğine akımın geçmesi nedeniyle elektrik direğinin zeminle temas ettiği yerde elektrik akımına kapıldığını, akabinde uzun bir süre yoğun bakım ünitesinde tedavi gördüğünü, şuan itibariyle aile bireylerini tanıyamadığını, konuşamadığını, el-kol ve bacaklarını kullanamadığını, yatağa bağımlı vaziyette yaşamını sürdürmeye çalıştığını, davalı şirketin gerekli bakım ve onarım işlemlerini yapmaması nedeniyle vahim olayın meydana geldiğini ileri sürerek ... için 10.000,00 TL (ıslahla 921.550,66 TL) maddi tazminat ile 100.000,00 TL manevi tazminat, davacı anne ve baba için ayrı ayrı 50.000"er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmişlerdir.
    Davalı; dava konusu olayda kendilerine atfedilecek bir kusurun bulunmadığını, ... İli onarım ve bakım işinin ihale usulüyle ... Mühendislik San. ve Tic.Ltd.Şti. tarafından üstlenildiğini, 3. kişilere verilecek zararlardan söz konusu şirketin sorumlu olduğunu, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, davayı kabul etmemekle birlikte olayla ilgili sorumluluğuna kanaat getirilecekse hükmedilecek tazminattan hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini, manevi tazminat koşulları oluşmadığını ve taleplerin fahiş olduğunu ileri sürerek, davanın usul ve esastan reddini istemiştir.
    Mahkemece; davacı ... açısından 921.550,66 TL tazminatın 22/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yine davacı ... açısından 30.000,00 TL manevi tazminat, diğer davacılar ... ve ... açısından ayrı ayrı 15.000,00"er TL manevi tazminat olmak üzere toplam 60.000,00 TL manevi tazminatın 22/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair verilen kararın taraflarca temyizi üzerine Dairemizin 27.03.2018 tarihli ve 2016/13126 E., 2018/3023 K.sayılı ilamı ile; " davalı vekilinin maddi tazminata ilişkin bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına, davacılar vekili ve davalı vekilinin manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davalı vekilinin tüm, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ..somut olay irdelendiğinde; takdir edilen manevi tazminat miktarının, meydana gelen zararın ağırlığı karşısında, manevi huzuru gerçekleştirmeye yeterli bulunmadığı, yaşanan olayın özellikleri, davacının tespit olunan maluliyet oranı nazara alındığında, takdir edilen manevi tazminat miktarının az olduğu anlaşılmıştır. Hal böyle olunca mahkemece, davacılar için daha yüksek oranda bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus da bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda; maddi tazminat açısından daha önceden karar verilmiş olup verilen karar Yargıtay onanmasından geçerek kesinleşmiş olduğundan yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, manevi tazminatın açısından davanın kabulüne, davacı asil ... açısından 100.000,00 TL manevi tazminat, diğer davacılar ... ve ... açısından ayrı ayrı 50.000,00"er TL manevi tazminat olmak üzere toplam 200.000,00 TL manevi tazminatın 22/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Kural olarak bozma kararına uyulmakla bozma kararında belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar.
    Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
    Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtay"ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
    Somut olayda mahkemece; bozma kararına uyulduğu halde gerekleri yerine getirilmemiş, bozmaya uygun karar verilmemiştir. Şöyle ki;
    Dairemizin 27.03.2018 tarihli ve 2016/13126 E., 2018/3023 K sayılı bozma ilamı ile; takdir edilen manevi tazminat miktarının az olduğu, mahkemece, davacılar için daha yüksek oranda bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği ifade edilmiş olup, davacıların manevi tazminat talebinin tümüyle kabulü gerektiği yönünde bir hususa değinilmediği halde mahkemece bozma ilamına uyulmuş olmasına rağmen, bozma gereği yerine getirilmeyerek manevi tazminat talebinin tümden kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi