3. Hukuk Dairesi 2019/2937 E. , 2019/10106 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, ... aleyhine açılan davanın husumetten reddine, davalı ... yönünden ise davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı kurumun elektrik abonesi olduğunu, aboneliğe dair birikmiş borçlarını taksitlendirme amacıyla 2011 yılında davalı kuruma başvuruda bulunduğunu, mevcut borçlarının dışında, dava konusu 2009/07 dönemine ait 27.178,50 TL bedelli bir faturanın daha olduğunu öğrendiğini, bahse konu faturanın hatalı tahakkuk ettirildiğini, haksız olarak tahakkuk ettirilen fatura bedelini taksitlendirme dışı bıraktığını, davalı kurum yetkililerinin söz konusu fatura bedelinin haksız ve mükerrer olduğunu şifahi olarak kabul ettiklerini, ancak faturanın iptaline yönelik talebinin reddedildiğini, faturanın güncel tutarının faizi ile birlikte 56.064,51 TL olduğunu ileri sürerek; faturanın iptali ile 56.064,51 TL den borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş; 30/09/2014 havale tarihli dilekçesi ile taraf değişikliği talebinde bulunarak, davayı ..." a yöneltiklerini belirtmiştir.
Davalı ...; davanın zamanaşımına uğradığını, işletme hakkı devir sözleşmesi gereğince husumetin kendisine yöneltilemeyeceğini, iş bu davanın ... Genel Müdürlüğü"ne karşı açılması gerektiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; yargılama sırasında alınan 06/11/2015 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda, davaya konu faturanın mükerrer olduğu, abonelik sözleşme tarihi ve ... ile ... arasındaki işletme hakkı devir sözleşmesine göre dağıtım faaliyetinin ... tarafından yürütüldüğü, davalı ..." ın davada pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle, davalı ... aleyhine açılan davanın husumetten reddine, davalı ... aleyhine açılan davanın ise kabulüne, davacının tarımsal sulama elektrik aboneliğine ilişkin olarak tahakkuk ettirilen 07/2009 dönemine ait ... tahakkuk fiş nolu fatura nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm, ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin 28.05.2018 tarih ve 2016/19575 E. - 2018/5862 K. Sayılı ilamı ile, "...Somut olayda; davacı ile davalı arasındaki aboneliğin tarımsal sulama aboneliği niteliğinde olduğu ve davaya konu edilen faturanın da bu aboneliğe ilişkin olduğu anlaşıldığından; uyuşmazlığın çözümü Ticaret Mahkemelerinin değil Genel Mahkemelerin görevi içerisindedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görev konusunda kazanılmış hak da olmaz. Mahkemece; davaya genel mahkeme sıfatıyla bakılması gerekirken ticaret mahkemesi sıfatıyla hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırıdır..." gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, ... aleyhine açılan davanın husumetten reddine , davalı ... aleyhine açılan davanın kabulü ile davacının tarımsal sulama elektrik aboneliğine ilişkin olarak tahakkuk eden 07/2009 dönemine ait ... tahakkuk fiş nolu fatura nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ve davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava; elektrik aboneliğinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ... vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve yargılama hukukumuzda, zorunlu dava arkadaşlığı dışında "dahili dava" şeklinde bir müessese bulunmayıp, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen kişi, dava açıldıktan sonra dahili dava dilekçesi ile davada taraf sıfatını kazanamayacağı gibi, ıslah yoluyla dahi davada taraf değişikliği mümkün değildir. Mahkemece, ancak davada taraf olan kişiler hakkında karar verilebilir.
Somut olayda; davanın, 23/06/2014 tarihinde davalı Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. aleyhine açıldığı, davacı vekili tarafından verilen 30/09/2014 tarihli taraf değişikliğine dair dilekçenin, mahkemece dahili dava dilekçesi olarak dikkate alındığı ve ... ın davaya dahil edildiği; dahili davalı olarak kabul edilen ... hakkında hüküm tesis edildiği görülmüştür.
Hal böyle olunca, mahkemece; davalı ... ile ... arasında zorunlu dava arkadaşlığının ve yine ... aleyhine davacı tarafından usulüne uygun olarak açılmış bir davanın da bulunmadığı dikkate alınarak, taraf sıfatı kazanmayan ... hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi ve ayrıca ... lehine vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının (2) ve (11) numaralı bentlerinin çıkarılarak yerlerine sırasıyla;
" 2- Davada taraf olarak yer alamayan ... hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ",
"11- Davada taraf olarak yer almayan ... lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına" bentlerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. Maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.