Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4755
Karar No: 2019/1648
Karar Tarihi: 26.02.2019

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2018/4755 Esas 2019/1648 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2018/4755 E.  ,  2019/1648 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi


    Dava, Kurumca kabul edilen ve çakışan Bağ-Kur sigortalılığın iptali ile yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı avukatı dava dilekçesinde özetle; davacının 21.09.2005 - 30.09.2014 tarihleri arasında 506 sayılı Kanun/5510 sayılı Kanunun 4/a maddesi kapsamında çalışması nedeniyle, 1479 sayılı Kanun/5510 sayılı Kanunun 4-b maddesi kapsamında prim borcu ve sigortalılığının olmadığının tespiti ile 01.11.2014 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
    II-CEVAP
    Davalı Kurum avukatı, davacının, Kurum kayıtlarına göre 11.04.1980 - 03.09.1998 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunu, 01.05.2008 - 23.12.2011 tarihleri arasındaki Bağ-Kur sigortalılığı ile birlikte toplam 13 yıl 10 ay 3 gün Bağ-Kur hizmeti göründüğünü, 2829 sayılı Kanun gereğince işlem yapıldığını, Bağ-Kur prim borcu bulunduğundan yaşlılık aylığına hak kazanamayacağını beyanla davanın reddini istemiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının 05/02/2014 tarihine kadar Limited Şirket ortaklığı nedeniyle Bağ-Kur prim borcu olduğu, davacının kuruma yaptığı başvurusunun "Bağ-Kur ve sigorta günlerim çakışmaktadır çakışan Bağ-Kur primlerimin iptali ve borcumdan silinmesini talep ediyorum" şeklinde olduğu görülerek hizmet birleştirme talebinin olmadığı, yapılandırmaya ilişkin borçlarını ise ödenmediği anlaşılmıştır. Ticaret Sicil Müdürlüğü"nce mahkememize gönderilen belgelerden davacının ortaklığının devam ettiği, şirketin 14.02.2014 tarihinde münfesih olduğu görülmüştür. Hizmet birleştirme işleminin yapılabilmesinin ön şartı Bağ-Kur prim borcunun olmamasıdır. Ticari faaliyette esas olanın vergi kayıtları olmadığı ticaret sicil kayıtları olduğu gözetilerek davacının Bağ-Kur faaliyetinin devam ettiği ve buna istinaden Bağ-Kur prim borcunun bulunduğu anlaşılmış ayrıca davacının baskın çalışmasının SSK hizmetleri değil Bağ-Kur hizmetleri olduğu anlaşılarak izah edilen tüm bu sebeplerle mahkememizce davacının emekliliğe hak kazanamayacağı kanaatine varılarak davanın reddine dair karar verilmiştir.
    İSTİNAF SEBEPLERİ:
    İlk derece mahkemesi hükmüne karşı davacı avukatı tarafından; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı sigortalı hakkında yasal düzenlemelerin ele alınmadığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinden bahisle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 01.03.2018 günlü ilamı ile davaya konu olayda, daha önce ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu olan 30.09.1998 tarihi itibarıyla 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalılığı durdurulması gereken davacının; primi ödenmemiş olan davaya konu dönemde 1479 sayılı Kanun/5510 sayılı Kanunun 4/b maddesi kapsamında sigortalı olarak ve dolayısıyla bu dönemde prim borçlusu kabul edilmesi mümkün olmayacağından, yaşlılık aylığı tahsisi talebinde bulunduğu 01.10.2014 tarihi itibariyle 506 sayılı Kanun"un Geçici 81/B-e maddesinde belirtilen 25 yıl sigortalılık süresinin doldurulması 5225 gün uzun vadeli sigorta kollarından prim ödeme ve 48 yaşını ikmal etme koşullarının tümünün mevcut olduğunun belirgin olması nedeniyle 01.11.2014 tarihinden itibaren davacının yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazandığının tespitine karar verilmesi gerektiği kanaati ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Adana 2. İş Mahkemesi"nin 11.04.2017 tarih, 2015/28 Esas - 2017/101 Karar sayılı kararının kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; davanın kabulü ile davacının, 1479 sayılı Kanun/5510 sayılı Kanun"un 4-b maddesi kapsamında prim borcu ve prim borcu çıkarılan döneme ilişkin sigortalılığının olmadığının; 5510 sayılı Kanun"un Geçici 1. maddesi yollaması ile 506 sayılı Kanun"un Geçici 81/B-e maddesine göre davacıya 01.11.2014 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine, faize ilişkin hakların saklı tutulmasına, dair karar verilmiştir.
    V-TEMYİZ NEDENLERİ:
    Davalı Kurum avukatı aslen ilk Derece Mahkemesinin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ
    Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin (2). fıkrasında, “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükmü öngörülmüştür. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması kamu düzeniyle ilgili olup, hükmü temyiz etmeyen yönünden sonuç doğurması gerekeceği de gözetilerek, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekir.
    Eldeki davada ise, Bölge Adliye Mahkemesince davacı hakkında uygulanması gereken yasal dayanak maddeleri yerinde olarak tespit edilmiş ise de, yaşlılık aylığı tahsisi istemi bakımından yapılan değerlendirmede 01.11.2014 tarihi itibari ile davacının tahsise esas sigortalılık dönem ve sürelerinin gerekçede ve karar yerinde gösterilmesi ile infaza elverişli şekilde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar tesisi isabetsiz görülmüştür.
    O hâlde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi