3. Hukuk Dairesi 2019/3215 E. , 2019/10159 K.
"İçtihat Metni"Davacılar ... ve diğerleri ile davalılar ... ve ... aralarındaki tazminat davasına dair Edirne 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 01/12/2016 tarihli ve 2016/66 Esas 2016/1068 Karar sayılı hükmün bozulması hakkında Dairece verilen 26/02/2019 tarihli ve 2018/1255 Esas 2019/1577 Karar sayılı ilama karşı davalılardan ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; davalı ..."ın maliki bulunduğu, kayınpederi olan diğer davalı ..."nin ise bakım ve kullanımı ile ilgilendiği binada 21/07/2011 tarihinde çıkan yangının sirayet etmesi nedeniyle maliki bulundukları 2 katlı ahşap binanın 2. katı ile bu katta bulunan hediyelik eşyaların tamamen, giriş katının da kısmen zarar gördüğünü, bina oturulamaz hale geldiğinden kiralık eve taşınmak zorunda kaldıklarını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 5.000 TL maddi tazminat, 2.400 TL kira bedeli ve her bir davacı lehine ayrı ayrı 5.000’er TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmişler; 22/05/2013 tarihli ıslah dilekçeleri ile maddi tazminat istemini (binanın onarımı için 91.174 TL, yanan ev eşyaları için 27.135 TL, yanan davacı ...’a ait konfeksiyon ürünleri için 24.602 TL ve kira tazminatı 2.845 TL olmak üzere) toplam 145.756 TL’ye artırmışlardır.
Davalılar; yangına ... isimli boya ustasının neden olduğunu, davalı ..."ın herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davalı ... "ın ise yangının çıktığı tarihte İstanbul"da olduğunu, yangının itfaiyenin yetersiz kalması nedeniyle büyüdüğünü, evlerinde çıkan yangın ile davacıların evinin zarar görmesi arasında illiyet bağının bulunmadığını savunarak, davanın husumetten ve esastan reddini istemişlerdir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 145.756 TL maddi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsili ile davacılara tapudaki hisseleri oranında ödenmesine, davacıların manevi tazminat talebinin reddine dair verilen 04/07/2013 tarihli karar, taraflarca temyiz edilmiş ve Dairemizin 24/12/2014 tarihli ve 2014/17301 E. 2014/17142 K. sayılı ilamıyla; davacı tarafın tüm, davalı tarafın sair temyiz itirazları reddedilerek, bilirkişi tarafından hesaplanan eski hale getirme bedelinden belirlenecek yıpranma payı oranında indirim yapılması suretiyle gerçek zarar miktarının hüküm altına alınması gerekçesiyle bozulmuş, davalı tarafın karar düzeltme istemi ise reddedilmiştir.
Bozma ilamına uyan mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 62.895,70 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacılara verilmesine dair verilen karar, davacılar vekili ile davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 26/02/2019 tarihli ve 2018/1255 E. 2019/1577 K. sayılı ilamıyla;
(...1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, tarafların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Kural olarak, bozma kararına uyulmakla; orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda mahkeme için zorunluluk doğar. Öte yandan, bozma kararı dışında kalan yönler ise kesinleşir.
Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09/05/1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtay"ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
Mahkemece, bozma ilamı öncesi verilen kararda; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda bina onarım bedeli olarak belirlenen 91.174,59 TL"ye (müteahhitlik karı ve genel gider olarak %25 olarak belirlenen 22.793,65 TL düşülmeden) hükmedilmesine karşın, bozma sonrası bina onarım bedeli olarak belirlenen 91.174,59 TL"den hem %25 müteahhit karı hem de %30 yıpranma payı düşülerek hesaplanan bedel dikkate alınarak hüküm tesis edilmiştir. Davacı yararına oluşan usuli müktesep hak gözardı edilerek bu şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3- ) Mahkemece, davacıların yangın sebebi ile uğradıkları zarardan, 27/05/2015 tarihli ve 29368 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan yönetmelik gereğince; davacıya Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından dava konusu yanan bu ev için ödenen 40.000 TL ödeme mahsup edilmiş ise de, söz konusu ödemenin Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından davacılara yanan bina nedeniyle onarım masrafı olarak mı yoksa korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı için yönetmelik gereği ödenmesi gerekli bir bedel mi olduğu, başka bir deyişle söz konusu yangın nedeniyle davacılara yapılan bir ödeme olup olmadığı araştırılmadığı gibi ödenen bedelin miktarı hususu da araştırılmamıştır.
Bu durumda mahkemece; davacılara söz konusu bina nedeniyle yapılan ödemenin sebebinin ve miktarının Kültür Varlıkları Koruma Kurulu"dan sorularak sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir...)
Gerekçesiyle bozulmuştur.
Davalılardan ... vekili, bozma ilamına karşı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1- Düzeltilmesi istenilen Yargıtay ilamında açıklanan gerekçelere göre, düzeltme dileğinde ileri sürülen sebepler HUMK’nın 440 ıncı maddesindeki yazılı hallerden hiç birisine uymadığından, davalının sair karar düzeltme isteminin reddi gerekir.
2- Bozma öncesi verilen 04/07/2013 tarihli kararda, kabul edilen miktar yönünden faize hükmedilmemiş ve bu husus (davacı tarafın temyizine rağmen) Dairemizce bozma konusu yapılmamıştır.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyulmakla, davalı taraf yararına “usuli kazanılmış hak” oluşmuştur. Bozmadan sonra, davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakkı ortadan kaldırır şekilde kabul edilen miktarın olay tarihinden işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş olması, usule aykırıdır.
Ne var ki, bu hususun Dairemiz bozma ilamında zuhulen yazılmadığı bu defa yapılan inceleme ile anlaşıldığından, bu bozma nedeninin Dairemiz bozma ilamına ilave edilmesine karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalılardan ... vekilinin sair karar düzeltme taleplerinin reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle Dairemizin 26/02/2019 tarihli ve 2018/1255 E. 2019/1577 K. sayılı bozma ilamına ilave olarak mahkeme kararının yukarıdaki gerekçe ile de BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 17/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.