16. Hukuk Dairesi 2019/3437 E. , 2019/5739 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 113 ada 352, 357, 367, 119 ada 706, 754, 756, 807, 1081, 136 ada 39, 42, 44 parsel sayılı 4.071.76, 3.379.84, 1.509.56, 1.118.92, 6.520.57, 3.628.28, 5.215.66, 865.64, 1.963.89, 2.242,04 ve 1.438,07 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına; 103 ada 277, 113 ada 212, 221, 350, 356, 117 ada 38, 119 ada 708, 755, 808, 899, 1082 parsel sayılı 3.642.13, 3.458.36, 802.75, 4.222.48, 5.349.26, 2.306.61, 1.129.07, 7.799.89, 7218, 920.61 ve 6.212,98 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına; 113 ada 375, 118 ada 6, 10, 119 ada 753, 136 ada 40 parsel sayılı 1.560.37, 736.14, 789.06, 2.631,96 ve 798,26 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar ise, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiş, sonrasında yapılan satış işlemleri ile 119 ada 1081 parsel ... , 103 ada 277 parsel ... ve 113 ada 375 parsel Cihan Çok adına kayden intikal etmiştir. Davacı ... (... temsilcisi), çekişmeli taşınmazların muris ... ’ten mirasçılarına intikal ettiği ve taksim yapılmadığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece verilen önceki tarihli karar Dairemizin 17.02.2014 tarih, 2014/719 Esas, 2014/1359 Karar sayılı ilamı ile “kısa karar ve gerekçeli karar arasındaki çelişkinin isabetsizliğine” değinilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, temyize konu 118 ada 6, 10, 119 ada 753, 754, 755, 756, 1082, 136 ada 39, 40, 42, 44 parseller yönünden davanın reddine, 103 ada 277, 113 ada 375, 119 ada 1081 parseller yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, çekişmeli 113 ada 212, 221, 350, 352, 356, 357, 367, 117 ada 38, 119 ada 706, 708, 807, 808, 899 parseller yönünden davanın kabulüne ve bu parsellere ilişkin tapu kaydının iptali ile ... terekesi adına kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... (... temsilcisi) vekili, davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava konusu 103 ada 277 ve 113 ada 375 parsel sayılı taşınmazlar yönünden, dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere göre davacı ... vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
2- Dava konusu 119 ada 1081 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece, bu taşınmazın dava dışı kişilere ait olduğu gerekçesiyle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve Yasaya uygun bulunmamaktadır. Dava konusu 119 ada 1081 parsel sayılı taşınmaz davalı ... adına tespit ve tescil edilmiş iken, dava tarihi olan 27.09.2010 tarihinden sonra 19.10.2010 tarihinde kayden yapılan satış işlemi ile dava dışı ... ’ye intikal etmiştir. Dava konusu taşınmaz dava tarihinden sonra el değiştirdiğine göre 6100 sayılı HMK’nın 125. maddesi gereğince davacı taraftan, davaya, taşınmazı devralan yeni malike karşı mı devam edeceği yoksa devreden eski malike karşı tazminat istemine mi dönüştüreceği sorularak, yargılamaya buna göre devam edilmesi gerekirken, davacıdan seçimlik haklarından hangisini kullanmak istediği sorulmadan husumet yokluğundan ret kararı verilmesi isabetsiz olup, davacı ...’ın temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile bu taşınmaza ilişkin hükmün BOZULMASINA,
3- Dava konusu 113 ada 212, 221, 350, 352, 356, 357, 367, 117 ada 38, 118 ada 6, 10, 119 ada 706, 708, 753, 754, 755, 756, 807, 808, 899, 1082, 136 ada 39, 40, 42, 44 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı ... ( ... temsilcisi), çekişmeli taşınmazların muris ... ’ten intikal ettiği ve taksim edilmediği iddiasıyla dava açmıştır. Davalı taraf özetle, dava konusu taşınmazların muris ... ’in tapulu taşınmazları olduğunu, murisin taşınmazlarını anneleri ... ile babaları ...’e satarak tapuda devrettiğini, babaları ...’in murisin yanına damat olarak gittiğini ve ölene kadar murise baktığını, bu süre zarfında da tüm taşınmazları kullandığını, davalıların dava konusu taşınmazlarda hiçbir zaman kullanımlarının bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, çekişmeli 118 ada 6, 10, 119 ada 753, 754, 755, 756, 1082, 136 ada 39, 40, 42 ve 44 parsel sayılı taşınmazların evveliyatının kök muris ... gelmediği gerekçesiyle bu parseller yönünden davanın reddine, 113 ada 212, 221, 350, 352, 356, 357, 367, 117 ada 38, 119 ada 706, 708, 807, 808 ve 899 parsel sayılı taşınmazların evveliyatının kök muris ... ait olduğu, murisin sağlığında veya ölümünden sonra geçerli bir taksimin yapıldığı yönünde davalılar tarafından herhangi bir delil sunulmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır.
Davalı tarafça, dayandıkları tapu kayıtlarının, daha evvel aynı taşınmazlar hakkında diğer ... mirasçıları tarafından açılan ve husumetten ret kararı verilen Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/449 Esas sayılı dosyası içerisinde bulunduğu belirtilmiş olup, bu dosya içerisine alınan 2008/449 Esas sayılı dosyanın incelenmesinde, dosyaya muris ... ’in satışıyla 1/2’şer hisseyle davalıların annesi ... ve babaları ... adına oluşan 12.05.1977 tarihli bir çok tapu kaydının sunulduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki mahkemece, bu tapu kayıtlarından hangisinin hangi dava konusu taşınmaza ait olduğu davalılardan sorulmamış ve tapu kayıtları keşifte de yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulup uygulanmamıştır. Ayrıca, mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar, dava konusu herhangi bir taşınmaz hakkında diğerlerinden farklı beyanda bulunmadıkları halde, mahkemece neye istinaden bir kısım taşınmazlar hakkında kabul, bir kısım taşınmazlar hakkında ret kararı verildiği anlaşılamadığı gibi, yerel bilirkişi ve taraf tanıklarınca genel olarak, çekişmeli taşınmazların evveliyatında muris ... ’e ait olduğu, ondan damadı olan davalıların babası ...’e, ondan da oğullarına kaldığı ve onlar tarafından kullanıldığı belirtilmiş ise de, taşınmazların muristen ne şekilde intikal ettiği, murisin sağlığında yapılan bir satış veya bağış bulunup bulunmadığı ve murisin sağlığında taşınmazların zilyetliğinin devredilip devredilmediği hususlarında uyuşmazlığı aydınlatmaya yeter somut ve detaylı beyanları alınmamıştır.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için; mahkemece öncelikle davalı tarafa hangi taşınmaz için hangi tapu kaydına dayandıkları açıklattırılmalı, dayanak tapu kayıtları tesisinden itibaren tedavülleriyle birlikte getirtilerek dosya içerisine alınmalı, başka taşınmazlara revizyon görüp görmedikleri araştırılmalı, bundan sonra çekişmeli taşınmazları iyi bilen, davada yararı bulunmayan, elverdiğince yaşlı yerel bilirkişiler ve aynı yöntemle seçilecek taraf tanıkları ile keşif yapılarak dayanak tapu kayıtları yerel bilirkişiler yardımı ile zemine uygulanmalı, yerel bilirkişilerce bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı; yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazlara ilişkin olarak muris ... tarafından davalıların murisi ... ve ...’e yapılan bir satış veya bağış işleminin bulunup bulunmadığı, murisin sağlığında zilyetliği bu kişilere devredip devretmediği, taşınmazların davalılar ve murisleri tarafından ne zamandan beri ve ne sıfatla kullanıldığı sorulup, bu hususta maddi olaylara dayalı somut beyanları alınmalı; fen bilirkişiye tapu kayıtlarında tarif edilen sınır yerleri, düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, tapu kayıtlarının uyup uymadığı komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla da denetlenmeli ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de, mahkemece uyulmasına karar verilen önceki tarihli bozma ilamında da değinildiği halde, taşınmazların kimler adına tescil edileceği açıkça gösterilmeden, infaz kabiliyeti bulunmayan hüküm oluşturulmuş olması da isabetsiz olup, davacı ... vekili, davalı ... vekili ve davalı ...’un temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.