3. Hukuk Dairesi 2020/9606 E. , 2021/3718 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davalı ... vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 06/04/2021 tarihinde davacı asil ... ile vekili Av...., davalı ... vekili Av.... geldiler. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; mirasbırakan ...’ün ... 2. Noterliğince düzenlenen 20/10/2011 tarihli ve 5502 yevmiye numaralı vasiyetnamesi ile ... İli Merkez İlçesi sınırları dahilinde bulunan gayrimenkullerindeki tüm hak ve hisselerinin yarısını yasal mirasçılarına, diğer yarısını ise kendisine vasiyet ettiğini; mirasbırakanın 10/01/2014 tarihinde vefat ettiğini, vasiyetnamenin açılıp okunarak kesinleştiğini ileri sürerek; vasiyetnamenin tenfizini talep etmiştir.
Davalı ...; muris muvazaasına dayalı olarak tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemiyle ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açmış olduğu 2014/40 E. sayılı davanın eldeki dava için bekletici mesele yapılması gerektiğini, vasiyetnamenin ehliyetsizlik nedeniyle geçersiz olduğunu, saklı payına müdahale edildiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar; davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; davaya konu vasiyetnamenin açılıp okunarak kesinleştiği, vasiyetnamenin iptaline veya tenkisine dair süresinde açılmış herhangi bir davanın da bulunmadığı, vasiyetnamenin mirasbırakanın iradesine uygun şekilde yerine getirilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulüne dair verilen karar, davalılardan ...’nun temyizi üzerine, Dairece verilen 23/05/2017 tarihli ve 2016/5200 E. - 2017/7776 K. sayılı kararla;
(...Somut olayda; mirasbırakanın kızı olan davalılardan ..., mirasbırakanın vasiyetnamenin tanzim edildiği tarihte fiil ehliyetinin yerinde olmadığını, ayrıca vasiyetname ile saklı payına tecavüz edildiğini bildirerek; hükümsüzlük ve tenkis iddialarını, def"i yoluyla ileri sürmüştür.
Bu durumda, mahkemece; davalı tarafından def"i yoluyla ileri sürülen hükümsüzlük iddiasının, bu iddia kabul görmediği takdirde ise tenkis iddiasının usulünce incelenmesi ve ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında hüküm tesis edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece; 07/03/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınarak; davalı ...’nun tenkis iddiasının yerinde olmadığı, vasiyetname ile davalının saklı payının ihlal edilmediği, usulüne uygun açılıp okunarak kesinleşen vasiyetnamenin mirasbırakanın iradesine uygun olarak yerine getirilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1) Mahkemece, her ne kadar bozmaya uyma kararı verilmiş ise de bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
Mahkemece uyulan bozma ilamında; davalı ... tarafından def’i yoluyla ileri sürülen hükümsüzlük iddiasının, bu iddia kabul görmediği takdirde ise tenkis iddiasının usulünce incelenerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği açıkça ifade edilmesine rağmen; hükümsüzlük def’ine yönelik usulüne uygun herhangi bir inceleme yapılmaksızın tenkis iddiası incelenerek sonucuna göre karar verildiği, eş söyleyişle uyulan bozma ilamının gereğinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
Fiil ehliyeti yokluğu; yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı psikolojik nedenlerin belirlenmesi, çok zaman hâkimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirmektedir.
Fiil ehliyetinin nispi bir kavram olması, kişiye, eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kuruluşu olan Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını da zorunlu kılmaktadır. Esasen TMK’nın 409/2. maddesinde de, akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceği hüküm altına alınmıştır.
Bu durumda, ehliyetsiz olduğu ileri sürülen mirasbırakanın vasiyetname tarihine yakın günlerde ve sonrasında tedavi görüp görmediği hususunda tarafların bilgisine başvurularak varsa doktor raporları, hasta müşahede kâğıtları ve film grafilerinin eksiksiz getirtilmesi, sonrasında işlem tarihinde mirasbırakanın fiil ehliyetinin olup olmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerekmektedir.
Hal böyle olunca, mahkemece; ehliyetsizlik iddiası yönünden, işlem tarihinde mirasbırakanın fiil ehliyetinin olup olmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması suretiyle, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2) Bozma nedenine göre, davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince davalı ... yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 3.050 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı ...’na verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.