Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14644
Karar No: 2017/1242

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/14644 Esas 2017/1242 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/14644 E.  ,  2017/1242 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki dava sonucu mahkemece verilen hüküm Dairemizce bozulması üzerine, verilen direnme kararına ilişkin dava dosyası 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun geçici 4/1. maddesi uyarınca Dairemize gönderilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okundu gereği görülülüp, düşünüldü:
    K A R A R

    Çekişmeli ... Köyü, ... parsel sayılı 5900.00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, yörede 1970 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında tarla niteliği ile Temmuz 1954 tarih ve 283 numaralı tapu kaydına dayalı olarak ... adına tesbit görmüş, mülkiyetin nakli ve pay düzeltimi nedeniyle ... adına tapuya tescil edilmiştir.
    Orman Yönetimi, çekişmeli parselin kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığını ileri sürerek tapusunun iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tapuya tescilini istemiştir.
    Mahkemece davanın kabulüne; çekişmeli parselin bilirkişi krokisinde (A) harfi ile işaretli 2246.00 m²"lik bölümüne ait tapu kaydının iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm, davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 16/02/2012 gün ve 2011/14174 E. - 2012/2152 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı son oturumda oluşturulan kısa kararda, (Davacının davasının kabulü ile davalı adına ... ilçesi, ... köyü, ... mevkii, ... sayılı parselde kayıtlı bulunan taşınmazın tapusunun fen bilirkişinin 07/04/2011 tarihli krokili raporu ile orman bilirkişisinin 09/04/2011 tarihli raporları doğrultusunda iptali ile orman vasfıyla Hazine adına son parsel numarası verilerek tapuya kayıt ve tesciline) dendiği halde, gerekçeli kararda (davalı adına kayıtlı ... ilçesi, ... köyü, ... mevkii ... parsel sayılı taşınmazın orman mühendisi bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 09/04/2011 tarihli rapor ile birlikte kadastro teknisyeni bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu ve krokisinde (A) harfi ile gösterilip yeşile boyalı olan 2446 m² kısmının kesinleşmiş orman sınırları içinde bulunduğu anlaşılmakla tapunun iptali ile birlikte orman vasfı ile Hazine adına son parsel numarası verilerek tapuya kayıt ve tesciline) denmiştir. Kısa kararla gerekçeli kararın çelişik olması mutlak bozma nedeni oluşturduğu]na değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmesi üzerine Dairenin 07/11/2013 tarih ve 2013/5397 – 9791 sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay ilamında özetle; "...Mahkemece, davacıya verilen kesin süre içinde dava konusu edilen taşınmazın maliki gözüken ..."ya ait veraset belgesinin alınması için dava açılmadığını belirtmek sureti ile davanın reddine karar verilmiş ise de,verilen karar dosya kapsamına ve usûle uygun değildir.Davacı tarafca, tapu maliki ..."ya ait veraset
    belgesinin alınması için ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/772 E. - 798 K. sayılı dosyasında, ..."nın halen sağ olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşıldığına göre, mahkemece ..."ya dava dilekçesinin tebliğ edilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken ..."ya ait veraset belgesinin alınması için verilen kesin süreye uyulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Bu nedenle mahkemece, sağ gözüken ..."nın veraset belgesi temini için davacı tarafa kesin süre verilemiyeceği de gözönüne alınarak, tapu maliki ..."ya dava dilekçesinin tebliğ edilerek, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda gösterecekleri deliller toplanıp, işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir...” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece eski kararda direnilmesine ve davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve dahili davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; mahkemece davacı ... Yönetimi vekiline 23/02/2010 tarihli celsede davacı vekiline tapu maliki ..."nın veraset ilamını almak üzere dava açması için 10 gün süre verildiği,13/04/2010 tarihli 2 celsede aynı gerekçe ile 20 gün kesin süre verildiği, davacı vekilinin sulh hukuk mahkemesinde 07/06/2010 tarihinde ..."nın veraset ilâmını almak için dava açtığı aynı gün verilen kararda ...’nın sağ gözüktüğünden bahisle davanın reddedildiği, buna rağmen davacı vekiline 07/07/2010 tarihli 4. celsede, davacı vekiline veraset ilâmını sunması için yeniden 10 gün kesin süre verildiği, 13/04/2010 tarihinde davanın kabulüne dair hüküm kurulduğu, hükmün davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine hükmün Dairenin 16/02/2012 gün ve 2011/14174 E. - 2012/2152 K. sayılı kararı ile kısa karar-gerekçeli karar çelişkisinden dolayı bozulduğu, bozma ilâmından sonra bozma ilâmına uyulduğu, Hazinenin davaya dahil edildiği ve davacı vekilin daha önce verilen kesin süreye rağmen, Durmuş Kaya"nın veraset ilamını dosyaya sunmadığından bahisle davanın reddedildiği, hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, dosya kapsamından davacı ...’nın ölü olduğunun nüfus kayıtlarına işlenmemiş olmasından ve sulh hukuk mahkemesinde açılan davanın ...’nın sağ olduğu gerekçesiyle reddedilmesinden dolayı, ..."nın davaya dahil edilmesi gerekçesi ile bozulduğu, bozma ilâmından sonra davalı ...’in babası olan tapu maliki ..."nın 10 yıl önce öldüğünün belirtilmesi üzerine, mahkemece tapu maliki ..."nın ölüm tarihini nüfus kaydına işletmek ve ölüm kaydı düşülmüş nüfus aile kayıt tablosunu sunmak üzere süre verildiği, davalılardan ...’nın 19/03/2014 tarihinde Durmuş Kaya’nın ölüm kaydı işlenmiş nüfus kaydını dosyaya sunması üzerine mahkemece bozma ilamına direnilmesine, davacı vekiline daha önce verilen kesin süreye rağmen veraset ilâmını dosyaya sunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya kapsamından tapu maliki Durmuş Kaya"nın ölüm kaydının işlendiği nüfus kaydının Dairenin son bozma ilamından sonra dosyaya sunulduğu, bozma ilâmından önce Durmuş Kaya"nın nüfus kaydında sağ gözüktüğü, aslında 20/02/2004 tarihinde ölen Durmuş Kaya"nın ölüm kaydının işlenmediği anlaşılmıştır.
    Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. maddesi).
    Mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
    Somut olayda yerel mahkeme temyize konu kararında, ilk kararının gerekçesinde yer vermediği "…ölüm kaydı işlenmiş aile nüfus kayıt tablosu dosyaya sunulduğu, ...’nın 20/02/2004 tarihinde öldüğünün anlaşıldığı, HMK’nın 94. maddesinde
    Kanunun
    belirlediği süreler kesindir, hâkim tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Aksi halde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir.Bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilmez, kesin süre içinde yapılması gereken işlemi süresinde yapmayan tarafın o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar hükmü uyarınca davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir..” şeklindeki gerekçeyle direnme olarak adlandırdığı kararı vermiştir.
    Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usûl hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; bozma kararından önce de HMK’nın 94. maddesine dayanarak ret kararı vermişse de; o tarihte henüz ..."nın ölüm kaydının işlenmediği, davacı vekilince veraset ilâmı almak için açılan davanın ..."nın sağ olduğu gerekçesi ile reddedildiği, bozma ilâmından sonra davalılar tarafından ölüm kaydı işlenmiş nüfus kaydının dosyaya sunulduğu, bozma kararında vurgulanan hususun değerlendirildiği yeni bir hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
    Tüm bu açıklamalar ışığında;tapu maliki ...’nın 20/02/2004 tarihinde öldüğü, davalılardan başka ...’nın eşinin de sağ olarak gözüktüğü bozma ilâmından sonra dosyaya sunulan nüfus kayıtlarından anlaşıldığından, ...’nın veraset ilâmını sunması için davacı vekiline süre verilmesi, davalılar dışında mirasçısı olduğunun tespit edilmesi halinde mirasçılar arasında elbirliği mülkiyeti olduğu ve aralarında zorunlu dava arkadaşlığı olduğu gözetilerek diğer mirasçıları da davaya dahil edilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken ve davacı vekili tarafından daha önce sulh hukuk mahkemesinde veraset ilâmı almak için dava açtığı da gözetilmeksizin davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... Yönetimi ve dahili davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Dairenin 07/11/2013 tarih ve 2013/5397 – 9791 sayılı BOZMA KARARININ KALDIRILMASINA, yerel mahkemenin hükmünün açıklanan nedenle değişik gerekçe ile BOZULMASINA temyiz harcının istek halinde iadesine 16/02/2017 günü oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi