Esas No: 2022/1024
Karar No: 2022/1705
Karar Tarihi: 28.04.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2022/1024 Esas 2022/1705 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2022/1024 E. , 2022/1705 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/1024
Karar No : 2022/1705
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : I. Huk. Müş. Yrd. V. …
DİĞER DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 16/06/2021 tarih ve E:2016/15264, K:2021/3371 sayılı kararının iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının babası müteveffa …'in çok vatandaşlılığının tespiti ile nüfus kayıtlarına işlenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemi ile bu işlemin dayanağı olan Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 52. maddesinin 1. fıkrasının "b) İlgili kişinin bizzat veya bu hakkın kullanılmasına ilişkin vekillik belgesi ile yazılı olarak talepte bulunması," hükmünü içeren (b) bendinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 16/06/2021 tarih ve E:2016/15264, K:2021/3371 sayılı kararıyla;
Dava Konusu Yönetmeliğin İptali İstenen 52. Maddesinin 1. Fıkrasının (b) Bendinin İncelenmesi:
Dava konusu 23/11/2006 tarih ve 26355 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 09/05/2020 tarih ve 31122 sayılı Nüfus Hizmetleri Uygulama Yönetmeliğinin yayımlanması ile yürürlükten kaldırıldığının görüldüğü,
Bu durumda, dava konusu düzenlemenin yürürlükten kaldırılmış olması karşısında, konusu kalmayan davanın bu kısmı hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği,
Dava Konusu İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün … Tarih ve … Sayılı İşleminin İncelenmesi:
Davacının açtığı sicil kayıtları ile ilgili tespit davasında; ... Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:…., K:… sayılı kararıyla, davanın kabulüne, Mardin İli, Midyat İlçesi, … Mah./Köy, cilt no:.., hane no:…, BSN:… de nüfusa kayıtlı … ile …'den olma 01/07/1919 … doğumlu … TC kimlik numaralı …. ile Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı … ve …'den olma 1900 doğumlu … Ulusal nolu …'ın aynı kişiler olduğunun tespitine dair verilen kararın temyiz edilmeksizin 16/07/2014 tarihinde kesinleştiği, her ne kadar davalı idarelerden İçişleri Bakanlığının savunmasında davacının babası …'in Türk vatandaşlığını kaybettiği ancak bu durumun tespitinin yapılamadığı savunması yer alsa da, …'in hayatını kaybetmiş olması, …'in Türk vatandaşlığından çıkarıldığına ilişkin bir kayıt bulunamaması, Suriye'de hayatını kaybeden … ile …'in aynı kişiler olduğunun tespitine ilişkin ... Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davalı idarece belirtilen bu hususlar hiç değerlendirilmeden, herhangi bir tespitte bulunulmadan, bizzat ilgili kişinin başvurması gerektiği belirtilerek tesis edilen işlemin, düzenleyici işlemin dar yorumlanması suretiyle tesis edildiği, davacıyı çözümsüz bir durumda bırakan dava konusu işlemde mevcut yasal düzenlemeler de dikkate alındığında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle,
Dava konusu Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 52. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin iptali istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, dava konusu İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idarelerden İçişleri Bakanlığı tarafından, somut olayda aynı zamanda Suriye vatandaşı olduğu iddia edilen kişinin nüfus kayıtlarında bekar olduğu ve Suriye kayıtlarına göre 2006 yılında öldüğü, davacının ise …'in ölümünden 11 yıl sonra aynı zamanda Suriye vatandaşı ve evli olduğunu öne sürdüğü, …'in nüfus kaydının incelenmesinden, babasının 1914 yılında ölmüş olmasına rağmen kendisinin doğum tarihinin 1919 olduğu ve nüfus kütüklerine tescilinin usulsüz olduğunun görüldüğü, ayrıca Milli Savunma Bakanlığı Midyat Askerlik Şubesi Başkanlığının yazısına istinaden …'in yoklama kaçağı olduğu ve davacının iddiasına göre de Suriye vatandaşlığına geçtiği ve bunu izinsiz olarak yaptığı anlaşıldığından, o tarihte yürürlükte bulunan 1312 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 9. ve 10. maddeleri uyarınca Türk vatandaşlığını kaybettiği, ancak bu durumun tespiti yapılamadığından Türk vatandaşlığı kaydını muhafaza ettiğinin anlaşıldığı, tüm bu nedenlerle ilgililerin iyi niyet iddiasından söz edilemeyeceği, ….'in çok uyrukluluğu aile kütüklerine tescil edilse bile Suriye makamlarından alınan evlenme belgesinin geçerliliği ve bu belgeye göre evliliğin geçerli olup olmadığı Suriye makamlarından sorulup değerlendirilmeden evliliğin tescilinin de mümkün olmayacağının göz önünde bulundurulması gerektiği, normlar hiyerarşisine uygun olarak hazırlanan ve yürürlük bulan Yönetmelik ve ilgili hüküm göz önünde bulundurulduğunda dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, Daire kararının iptale ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ….'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın iptale ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarelerden İçişleri Bakanlığının temyiz isteminin reddine,
2.Yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen karar verilmesine yer olmadığına, kısmen dava konusu işlemin iptaline ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin 16/06/2021 tarih ve E:2016/15264, K:2021/3371 sayılı kararının temyize konu iptale ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 28/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.