Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2968
Karar No: 2019/10240
Karar Tarihi: 18.12.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/2968 Esas 2019/10240 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/2968 E.  ,  2019/10240 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar, 225 ada-5 parsel, 225 ada-6 parsel, 225 ada-8 parsel sayılı taşınmazlarda bulunan tarla(meyve ağaçları olan) ve bağ niteliğindeki taşınmazlarında 24/07/2014 günü ..." a ait elektrik tellerinde oluşan kıvılcımların yere düşmesi sonucunda meyve ağaçları olan (badem, ceviz, kayısı) taşınmazın yandığını, yangın olayının ardından Ergani Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/7 D. İş (Esas) sayılı dosyası ile tespit yapıldığını, davalının kusuru nedeniyle meydana gelen zarar nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 14.000,00 TL tazminatın yangın tarihi olan 24/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmişler, dava değerini ıslahla 317.861,51 TL"ye yükseltmişlerdir.
    Davalı, illiyet bağının kesildiğini, yangının çıkış nedeninin uzman tarafından tespit edilmesi gerektiğini, meydana gelen zararın oluşmasında davacıların da ihmallerinin olduğunu ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece davanın kabulüne, 317.861,51 TL tazminatın olay tarihi olan 24/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hükmün davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 25.01.2018 tarihli, ve 2016/16835 Esas ve 2018/674 sayılı Karar ilamında özetle "Yerleşmiş Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere; meyveli ağaçların yaşamına son verilmesinden doğan zararın, bunların kaim değerinin tespiti suretiyle hesaplanması gerektiğini, bir ağacın kaim değerini bulmak için uygulanması gereken yöntemin ise, ağaçların bulunduğu yerin ağaçlı değeri ile ağaçsız değeri arasındaki farkın tespiti ile bu farkın o yerde bulunan ağaç sayısına bölünmesi suretiyle gerçeğe en yakın zararın belirlenmesi olduğunu, mahkemece hükme esas alınan 11.12.2015 tarihli ziraat bilirkişi raporunun hüküm vermeye yeterli olmadığı, 3 kişilik konusunda uzman bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınarak zarar miktarının belirlenmesi gerektiğini, belirlenen miktarın delil tespiti raporunda belirlenen miktardan fazla ise, tespit raporundaki miktar esas alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerektiğini, ayrıca davalının da kamu hizmeti gören bir kurum olduğu gözetilerek, Borçlar Yasası’nın 43/1. maddesi (TBK m. 51) gereğince belirlenen zarardan hal ve mevkiin icabına ve hatanın ağırlığına göre uygun tutarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği" belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, bozma ilamı doğrultusunda farklı bilirkişiden rapor alınmış, raporda kapitilizasyon faizi uygulanmak suretiyle hesaplama yapılmış, mahkemece bu rapor hükme esas alınarak hakkaniyet indirimi de yapılmak suretiyle davanın kısmen kabulü ile 205.075,67 TL tazminatın haksız fiilin meydana geldiği 24/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Uyuşmazlık, yangın nedeniyle uğranılan maddi tazminat talebine ilişkindir.
    Kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorunludur. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep (kazanılmış) hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen biçimde inceleme ve araştırma yapmak ve yine o kararda belirtilen hukuksal esaslar gereğince karar vermek yükümlülüğü oluşur. Bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozmada gösterilen ilkelere aykırı bulunması, usule uygun olmadığından bir bozma nedenidir. Bozma kararı ile dava, usul ve yasaya uygun bir hale sokulmuş demektir. Bozmaya uyulduktan sonra buna aykırı karar verilmesi usul ve yasaya uygunluktan uzaklaşılması anlamına gelir ki, böyle bir sonuç kamu düzenine açıkça aykırılık oluşturur. Buna göre, Yargıtay’ın bozma kararına uymuş olan mahkeme, bu uyma kararı ile bağlıdır. Bozma kararında gösterilen biçimde inceleme yapmak, yada gösterilen biçimde yeni bir hüküm vermek zorundadır.
    Somut olayda, bozmaya uyularak oluşturulan hükümde bozma gereği yerine getirilmemiştir. Şöyle ki, mahkemece, zararın bozma ilamımızda işaret edilen kaim değer metoduyla hesaplanması için daha önceki bilirkişiden farklı olarak üç kişilik bilirkişi heyetine dosya tevdi edilmiş, ancak alınan raporda kapitilizasyon faiz oranı uygulanıp arazinin kıymeti belirlendikten sonra bahçe değerinden zemin değeri çıkarılmak suretiyle hesaplama yapılmış, bozma ilamımızda işaret edilen kaim değer metodunun uygulanmadığı görülmüştür. Sonuç itibariyle mahkemece bozma ilamına uyulmuş ancak gereklerine uygun şekilde yargılama yapılmamıştır.
    O halde mahkemece yapılacak iş, davacıların davalıdan talep edeceği zarar miktarının kaim değer metodu (ağaçların bulunduğu yerin ağaçlı değeri ile ağaçsız değeri arasındaki farkın tespiti ile bu farkın o yerde bulunan ağaç sayısına bölünmesi suretiyle) esas alınarak hesaplanması için konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınarak belirlenen zarar miktarından hakkaniyete uygun indirim yapılmasından ibarettir. Mahkemece bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu gerekçelerle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK" ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK" un 428.maddesi uyarınca hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK" un 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi