3. Hukuk Dairesi 2019/3026 E. , 2019/10241 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki asıl dava menfi tespit, birleşen alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı-birleşen davalı; ... İlçesi, ... Mahallesi 38902 ada, 1 parsel sayılı taşınmazda toplam 5 blokluk inşaatın yapımı sırasında, taraflar arasında mevcut su aboneliğinin yalnız E blok yapımı için olduğu kabul edilerek davalı ASKİ tarafından 186.124,40TL borç tahakkuk ettirildiğini, sayacın doğru çalıştığını, kaçak su kullanılmadığını belirterek, davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı- birleşen davacı; davacının aboneliğinin yalnız E blok için yapıldığını, tahakkukun yerinde olduğunu savunarak, davanın reddini istemiş; birleşen alacak davasında ise, inşaatı başlanan diğer bloklar için abonelik yapılmasının zorunlu olduğu, sunulan hazır beton faturalarının mahsubu ile tahakkuk ettirilen 186.124,40 TL"nin davacı- birleşen davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; asıl davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 19.03.2014 tarih ve 2013/19760 Esas- 2014/4322 Karar sayılı ilamında özetle, birleşen dava hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi gerekçesiyle karar bozulmuş, bozmaya uyan mahkemece asıl davanın kabulüne, davacının davalı tarafından tahakkuk ettirilen 186.124,40 TL kaçak su bedeli bakımından borçlu olmadığının tespitine, birleşen davanın ise reddine karar verilmiş, hüküm davalı- birleşen davacı tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Anılan karar Dairemizin 02.03.2016 tarih ve 2015/18064 Esas- 2016/3141 Karar sayılı ilamı ile "... inşaat aboneliği yapılabilmesi için ASKİ Tarifeler Yönetmeliği 55/2-c bendi uyarınca yapı ruhsatının bulunması gereklidir. Davacı – birleşen davalı abone olduğu 31.05.2007 tarihinde sadece E bloğun yapı ruhsatı bulunmakta olup, diğer blokların yapı ruhsatı daha sonraki tarihlerde alınmıştır. Bu nedenle aboneliğin yalnızca E blok için yapıldığının kabulü gereklidir. O halde, mahkemece yapılacak iş, sayaçtan geçen suyun diğer bloklarda kullanımı Yönetmeliğin 58/a. fıkrası uyarınca usulsüz su kullanımı kabul edilerek, dava konusu bedelin, tahakkuk süresi ve tahakkuk ettirilen su miktarı ile bir bütün halinde değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir." gerekçeleriyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle verilen 27.11.2018 tarihli son kararda; asıl davanın kısmen kabulüne; 15/06/2010 tarih, 13279 sayılı yazı ile tahakkuk ettirilen borçla ilgili olarak davacı şirketin 134.426,21 TL davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin takdiren reddine, birleşen Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/628 Esas sayılı dosyasında; davanın kısmen kabulü ile; 51.698,19 TL"nin 15/06/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazla talebinin takdiren reddine karar verilmiş hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı-birleşen davalının tüm, davalı-birleşen davacının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalı-birleşen davacının hesaplamaya yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Somut olayda, aboneliğin yalnızca E blok için yapıldığı ve sayaçtan geçen suyun diğer bloklarda kullanımının ASKİ Tarifeler Yönetmeliği"nin 58/a maddesi uyarınca usulsüz su kullanımı olduğu hususlarında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, usulsüz su kullanımı gereğince davacı-birleşen davalının sorumlu olduğu tüketim bedelinin hesaplamasına ilişkindir.
ASKİ Tarifeler Yönetmeliği"nin 58/a maddesinde "Aynı abone tarifesine tabi abonelikler arasında usulsüz su verilmesi durumunda, usulsüz su verenlerin son tahakkuku normal tüketimin 2 katı olarak hesaplanır. Son tahakkuk fatura ödenmiş ise aynı miktarı içeren yeni bir usulsüzlük faturası düzenlenir. Tahakkuk formülü= (m3 x abone tarifesi YTL x 2 + KDV) "dir." denilerek usulsüz su kullanımı halinde tüketim bedelinin ne şekilde hesaplanacağı belirtilmiştir. Mahkemece dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi raporunda, dava konusu abonelikte 10.886,00 m3 su kullanımının söz konusu olduğu, taşınmaz üzerinde inşa edilen 5 adet blok inşaat alanının 41.191,00 m2, tüm bloklarda 41.191,00/2= 20.595,50 m3 su kullanılabileceği, inşaat ölçüm tutanağından hazır beton karşılığı su miktarının 4.738,52 m3 olduğu, buna göre son sayaç okuma 10.886,00 m3, hazır beton karşılığı da 4.738,52 m3 olmak üzere toplam 15.624,52 m3, toplam inşaat alanında kullanılabilecek su bedelinin ise (20.595,50 - 15.624,52) 4.970,98 m3 olduğunu açıklanmış, bu tüketim bedeli esas alınarak tarifeler yönetmeliğindeki formül uygulanmak suretiyle davacının 51.698,19 TL tüketim bedelinden sorumlu olduğunu belirlemiştir.
Somut olayda davacı ve davalı tarafça da kabul edildiği üzere davaya konu sayaç doğru tüketim kaydetmektedir. Bu halde Yönetmelik gereğince sayaç üzerindeki tüketim miktarı dikkate alınarak hesaplama yapılmalıdır. Rapordaki hesaplama yöntemi, taraf ve Yargıtay denetimine açık değildir. Keza rapora davalı tarafça, ne şekilde hesaplama yapıldığının belli olmadığı belirtilmek suretiyle itiraz edilmiş, mahkemece davalının itirazları karşılanmaksızın rapora itibar edilerek hüküm tesis edilmiştir.
O halde mahkemece, dosyanın konusunda uzman üçlü bilirkişi kuruluna tevdiyle, sayaçtaki tüketim bedelleri dikkate alınarak ASKİ Tarifeler Yönetmeliği"nin 58/a maddesi uyarınca usulsüz su tüketim bedelinin davalı tarafın itirazlarını da karşılar şekilde hesaplanması için rapor alınıp varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı-birleşen davalının tüm, davacı-birleşen davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"un 428. maddesi gereğince davalı-birleşen davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.12.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.