3. Hukuk Dairesi 2019/5561 E. , 2019/10267 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; hakkında, tarımsal sulama tesisinde abone olmadan elektrik kullandığından bahisle 05.12.2011 tarihinde kaçak tutanağı tutulduğunu, 30.12.2011 tarihli 32.003,30 TL bedelli tahakkuk yapıldığını, bu tahakkuka itiraz etti ise de sonuç alamadığını, oysa kaçak elektrik kullanmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 30.12.2011 tarihli 32.003,30 TL bedelli tahakkuk nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı; davacıya ait tarımsal sulama tesisinde 05.12.2011 tarihinde yapılan kontrolde abonesiz olarak enerji kullanıldığının tespit edildiğini, bu nedenle tutanak tutulduğunu, Enerji Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesine göre davacının fiilinin kaçak kullanım kapsamında olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davacının davalı kurumun abonesi olduğu, 05.12.2011 tarihinde davalı kurum yetkililerince kaçak tutanağı tutulduğu, ancak dosya kapsamı ve bilirkişi raporuna göre davacı adına kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlenmemesi gerektiği gerekçesi ile davacının davasının kabulune, davacının 05.12.2011 tarihli 32.003,30 TL miktarlı kaçak tüketime ilişkin cezadan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm; davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Dairemizin 10.03.2014 tarih 2013/19837 E. - 2014/3645 K. sayılı ilamı ile; “Mahkemece benimsenen bilirkişi raporunun somut olaya uygun ve bilimsel olmadığı gibi varsayıma dayandığı, bu nedenle önceki bilirkişinin katılmadığı farklı üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan somut olayı Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin ilgili 13, 14, 15.maddelerinde yeralan ilkeler ışığında değerlendiren bir rapor alınarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği”nden bahisle bozma kararı verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyma kararı verilerek yeniden yapılan yargılama neticesinde; aboneliğinin bulunduğu anlaşılan davacının normal enerji kullanımının yanında kaçak enerji kullanımının da olmasının her zaman mümkün olduğu, davacının kaçak elektrik kullandığının 05.12.2011 tarih 2324 seri numaralı tutanak ile tespit edildiği gerekçesi ile bilirkişi heyeti tarafından tanzim olunan rapor hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne; davacının 05.12.2011 tarih 2324 seri numaralı tutanağa istinaden tahakkuk ettirilen 2011/12 dönemine ait son ödeme tarihi 11.01.2012 olan 32.003,30 TL miktarlı kaçak tüketime ilişkin para cezasından dolayı davalı kuruma 12.129.06 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm; davacı ve davalı taraflarca temyiz edilmiştir.
Her ne kadar mahkemece bozmaya uyma kararı verilmiş ise de; bozma ilamına uygun karar verilmemiştir. Şöyle ki;
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı tarafın temyiz itirazları yönünden;
Dosya arasında bulunan davaya konu olan, davacının imzasının bulunmadığı 05.12.2011 tarihli kaçak kullanım tutanağı incelendiğinde; yalnızca davacının; “Abonesiz Enerji Kullanımı” yaptığından bahisle tutanağın düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; Dairemiz bozma ilamı öncesi 07.12.2012 tarihinde icra edilen keşif sırasında mahkemece; abonesiz olduğu iddia edilen tarımsal sulama tesisinin davacı adına 5279 no ile kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Bozma ilamı sonrası davalı ...’a yazılan müzekkere cevabında da; bahsi geçen 5279 no.lu aboneliğin davacı adına kayıtlı olduğu belirtilerek abonelik sözleşmesi gönderilmiş, abonelik sözleşmesi incelendiğinde de; abonelik tarihinin 05.01.2011 olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre 05.12.2011 tarihli kaçak tespit tutanağı öncesinde 05.01.2011 tarihinde davaya konu tesiste elektrik abonesi olduğu açıktır. Davalı ... bunun aksini ispat edememiştir.
O halde mahkemece; tutanak tarihi olan 05.12.2011’de davacının davaya konu tesiste abone olmadan elektrik enerjisi tükettiği davalı tarafından ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yukarıdaki gerekçe ile davanın kısmen kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bendde açıklanan nedenle temyiz eden davalının temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.