3. Hukuk Dairesi 2019/2595 E. , 2019/10292 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; Malatya Valiliği Defterdarlığı Milli Emlak Müdürlüğü"nden taşınmaz kiraladığını, iş bu taşınmazın ... ili ... mevkiinde kain verici istasyonu olarak kullanıldığını, kendisinin kiraladığı bu taşınmaz üzerinde bir kısım radyo kanallarının vericiliğinin sağlandığını, yaptığı bu hizmet karşılığında iş bu kanallardan ücretini aldığını, kendisinin iş bu taşınmaz üzerinde ... no"lu elektrik aboneliğinin bulunduğunu; davalı idarenin, önceki abonenin kaçak elektrik kullandığını ve bu abone hakkında bir tutanak tutulduğunu bildirdiğini; önceki abonenin borcu olduğunu gerekçe göstererek bu borcu kendisinin ödemesini, aksi halde elektriklerinin kesileceğini beyan ettiğini; taraflarına resmen bildirilen bir borç olmadığı için borç miktarını bilmediklerini, fakat davalı kurum çalışanlarının önceki abonenin 14.000,00 TL borcu olduğunu şifahi olarak kendisine beyan ettiklerini ileri sürerek; davalı kuruma herhangi bir borçlarının olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; talebin zaman aşımına uğradığını; davacının halen kullandığını kabul ettiği aboneye 21.11.2012 tarihinde abone olduğunu, oysa ki abone olmadan önce ilgili yerde 07.09.2012 ve 27.09.2012 tarihinde iki kez kaçak tutanağı tutulduğunu,aynı aboneye ilişkin 03.05.2012 tarihinde düzenlenen kaçak tutanağının ise sehven dava dışı ... Basın Yayın A.Ş. adına düzenlendiğini; ancak, daha sonra söz konusu bu yeri davacının kullandığının tespit edilmesi üzerine davacıya abone olurken bu borcu ödemesi gerektiğinin bildirildiğini; davacının abone olmadan önce iki tutanak düzenlenmesi sonrasında ancak abone olduğunu; bu iki tutanak öncesinde tutulan 03.05.2012 tarihli tutanak bedelinin de gecikme zammı hariç 10.901,44 TL olduğunu ve bu tüketimin de davacıya ait olduğunu, yani davacının kendi adına abone olmadan dava dışı ... Basın Yayın A.Ş. adına olan sayaca bağlantı yaparak enerji kullandığının tespit edildiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; özellikle aldırılan 3 adet bilirkişi raporunun birbiri ile uyumlu oluşu, raporların denetime açık ve hüküm kurmaya el verişli olmaları dikkate alındığında mahkemece hükme esas alındığı,buna göre davacının davaya konu yerde radyo vericisi işleterek faaliyette bulunduğu esnada davalı kurum görevlileri tarafınından aleyhine iki defa kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlediği, sonrasında davacının elektrik abonesi olduğu, buna göre davalı tarafa vergiler dahil olmak üzere toplamda 5.206,47 TL borçlu olduğu gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hüküm, Dairemizin, 20.03.2017 tarihli ve 2015/16851 E. 2017/3329 K. sayılı ilamı ile onanmış olup, davacı vekili tarafından süresinde karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Bunun üzerine; Dairemizin, 20.11.2017 tarihli ve 2017/12651 Esas, 2017/16140 Karar sayılı ilamı ile; "...mahkeme kararının gerekçe kısmı incelendiğinde, davacının davalıya 5.206,47 TL borçlu olduğu belirtilip, ancak kararın hüküm kısmında ise davanın reddine karar verildiği görülmekle, davada harca esas değerin 14.000 TL olduğu da dikkate alındığında, mahkeme kararının gerekçesi ile hüküm kısmının çelişkili olduğu anlaşılmakla, bu hususun usul ve yasaya aykırı olduğu, belirterek; mahkeme kararı bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama neticesinde; açılan davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı kuruma 8.793,53 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, kaçak elektrik kullanım bedelinden kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2)Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden; kaçak elektrik tutanağı tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesinin a bendinde; Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahele ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketimi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak tanımlanmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının abone olmadan elektrik tüketiminde bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının açıklanan bu eylemi, kaçak elektrik enerjisi tüketimidir. Esasen bu husus mahkemeninde kabulündedir.
Öte yandan, mahkemece; davacının sorumlu olduğu kaçak elektrik miktarının belirlenmesi açısından, elektrik mühendisi bilirkişiden rapor alınmış ise de; bu rapor yeterli görülmeyerek ikinci kez farklı bir elektrik mühendisi ve hukukçu bilirkişiden rapor alınmış, davacının sorumlu olduğu miktar yönünden iki rapor arasındaki çelişki giderilmeksizin, ikinci rapora dayalı olarak hüküm kurulmuştur.
Bununla birlikte,görüşüne başvurulan ikinci bilirkişi, eylemi harici hat çekilmek suretiyle kaçak elektrik enerjisi olarak nitelendirmek suretiyle davacının sorumlu olduğu miktarı belirlemişken, ilk bilirkişi, ortalama kullandığı enerjiyi esas almak suretiyle hesap yapmıştır.
Hâl böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddî ve hukukî olgular gözetilerek, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişiler dışındaki elektrik mühendislerinden oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi ve tutanak tarihinde yürürlükte olan yönetmelik ve EPDK kararları esas alınarak, iki rapor arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde; somut verilere dayalı, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınması, daha sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.