Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3652
Karar No: 2019/10314
Karar Tarihi: 19.12.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/3652 Esas 2019/10314 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/3652 E.  ,  2019/10314 K.

    "İçtihat Metni"

    Davacı ... ile davalı ... Turizm Tesisleri Ve Tic. A.Ş. aralarındaki istirdat davasına dair Bakırköy 7.Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 03/12/2015 tarihli ve 2014/1024 E.-2015/1025 K. sayılı hükmün bozulması hakkında dairece verilen 27/03/2019 tarihli ve 2017/6065 E.-2019/2610 K. sayılı ilama karşı davacı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
    Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalı ile aralarındaki 01.04.2002 başlangıç tarihli kira sözleşmesi gereğince ... isimli alışveriş merkezinde bulunan mecuru kullandığını, taşınmazı tahliye edip boş olarak davalı şirkete teslim ettiğini, davalı tarafından aleyhine başlatılan icra takibi ile kira farkı alacağı ve faiz talebi toplamı üzerinden icra takibi yapıldığını, icra baskısı altında toplam 81.681,00 TL (faiz ve vekalet ücreti yönünden) fazla ödeme yaptığını ileri sürerek, bu fazla ödemenin istirdat hükümlerine göre, bunun uygun görülmemesi halinde ise sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan ödeme tarihinden itibaren ya da ihtarnamelerine cevap tarihi olan 28/11/2013 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı; davacının icra takibine konu borcu itiraz süresi, içinde ödemeyi tercih ettiğini bu nedenle cebri icra tehdidi altında ödeme yapmak zorunda kaldığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, istirdat talebine dayanak olarak gösterilen bozma ilamına karşı taraflarınca karar düzeltme talebinde bulunulduğunu, karar henüz kesinleşmediği gibi eldeki davaya konu icra takibiyle o kararın ilgisinin olmadığını, her iki hukuk sebebi yönünden de dava açma koşulları bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; temerrüt faizi bakımından iş bu davada TBK"nun 120.maddesinin uygulama olanağı bulacağı değerlendirilerek, TBK"nun 120.maddesindeki sınırlama gözetilmek suretiyle davacının icra dosyasına fazladan 87.697,63TL faiz, 5.001,24 TL vekalet ücreti ödemesinde bulunduğu gerekçesiyle, taleple bağlı kalınarak, davanın kabulüne dair verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 27.03.2019 gün, 2017/6065 Esas ve 2019/2610 Karar sayılı ilamı ile sair temyiz itirazları incelenmeksizin hükmün hangi hukuki sebebe dayandırıldığı açıklanarak karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamına karşı davacı süresi içinde kararın düzeltilmesini istemiştir.
    Taraflar arasında imzalanan ve hükme esas alınan 01.04.2002 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesi hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı kiracı, işbu dava ile icra takibi nedeniyle ödenmek zorunda kalınan ve davalı tarafından fazla tahsil edilen takip öncesi ve sonrası faiz ile vekalet ücretinin istirdatı, bunun mümkün olmaması halinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi talebinde bulunmuş, Mahkemece sözleşme ve Türk Borçlar Kanunu hükümleri değerlendirilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Borç ilişkilerini düzenleyen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nda borç ilişkisinin kaynakları, diğer bir anlatımla borç ilişkisini kuran sebepler sözleşme, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşme olmak üzere üç başlık altında düzenlenmiştir. Sebepsiz zenginleşmeye ilişkin maddelerdeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır.
    Öte yandan, hukuki işlemin borç doğurmasının nedeni irade açıklamasıdır. Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının nedeni kişinin iradesi dışında malvarlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir. Bunun sonucu olarak, taraflar arasında malvarlıkları arasındaki değişim bir sözleşmeye, tarafların açıkladıkları iradeye dayanırsa, sebepsizlikten ve sebepsiz zenginleşmeden sözedilemez.
    Hukuki işlemlerden ve bunun en yaygın türü olan sözleşmeden doğan borçlarda, borçlunun borcunu anlaşmaya uygun olarak yerine getirmesi gerekir. Borçlu anlaşmaya uygun hareket etmezse, alacaklı borca aykırılık hükümlerini işletir ve mümkün ise borcun aynen ifasını, değilse doğan zararının giderilmesini talep eder.
    Bütün bu açıklamalara göre, sebepsiz zenginleşme alacaklıya, ikinci derecede (tali nitelikte) bir dava hakkı temin eder. Malvarlığındaki azalmanın başka asli nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelemez.
    Nitekim, sözleşmeden doğan bir hukuki ilişkinin bulunduğu hallerde taraflar sebepsiz zenginleşmeye dayanan bir talepte bulunamazlar.
    Somut olayda Mali Müşavir ... tarafından hazırlanan ve hükme esas alınan 21.10.2015 tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasında imzalanan ve uyuşmazlık bulunmayan 01.04.2002 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli sözleşme hükümleri incelenmek suretiyle davacının talepleri değerlendirilmiş olup, Mahkeme gerekçesinde de ilgili rapora atıf yapılarak sözleşme ile kararlaştırılan faiz oranının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 Sayılı Kanun"un 7. maddesinde belirtilen sınırlamalarda dikkate alınarak karar verilmiştir. Her ne kadar Dairemiz bozma ilamında, davacı tarafından birden fazla hukuki sebebe dayalı olarak talepte bulunulmuş olup mahkemece davada davacının talep sonucunun hangi hukuki sebebe dayalı olarak haklı görüldüğü açıklanmaksızın karar verildiği belirtilmiş ise de; yapılan açıklamalar doğrultusunda mevcut istirdat davasının sözleşme hukuku çerçevesinde çözümlenmiş olduğu bu defaki incelemeden anlaşılmıştır.
    Davalının esasa ilişkin temyiz isteminin incelenmesine gelince; her ne kadar Mahkemece, 6098 Sayılı TBK"nun Yürürlüğü ve Uygulama şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunun 7.maddesinde TBK"nun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76. faize ilişkin 88. temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138.maddelerinin görülmekte olan davalarda da uygulanacağının hüküm altına alındığı dikkate alındığında, temerrüt faizi bakımından iş bu davada da TBK"nun 120.maddesinin uygulama olanağı bulacağı değerlendirilerek ve belirtilen sınırlama gözetilerek karar verilmiş ise de; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 8/1 maddesinde "ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenebilir" 4/1. maddesinde "Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır." düzenlemeleri bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece, davalının tacir olduğu dikkate alınarak faiz hesabında TBK’nun 88. ve 120. maddesindeki sınırlamalarının etkili olmayacağı gözetilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği anlaşılmakla davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün açıklanan bu değişik gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Davacının karar düzeltme istemini kabulü ile Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 27.03.2019 gün, 2017/6065 Esas ve 2019/2610 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılarak mahalli mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 19.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi