3. Hukuk Dairesi 2019/3297 E. , 2019/10326 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı dağıtım şirketinin elektrik abonesi olduğunu, davalının düzenlediği faturalar ile kendisinden haksız ve hukuka aykırı şekilde kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, iletim sistemleri kullanım bedeli, perakende hizmet bedeli, sayaç okuma-satış hizmeti fatura perakende hizmet bedeli ve TRT payı adı altında haksız bedeller tahsil ettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000 TL’nin avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 04.12.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 77.406,45 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı, görev ve zamanaşımı itirazında bulunmuş, kayıp-kaçak ve diğer bedellerin ilgili mevzuat çerçevesinde abonelere yansıtıldığını ve uygulanmasının yasal bir zorunluluk olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karar, davalı tarafça temyiz edilmiş ve Dairemizin 12/06/2017 tarihli ve 2016/20115 E. 2017/9821 K. sayılı ilamıyla; karar tarihinden sonra 6719 sayılı Kanunla 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nda yapılan değişikliklerin somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının mahkemece değerlendirilmesi için bozulmuştur.
Bozma ilamına uyan mahkemece; aldırılan bilirkişi raporu doğrultusunda, 6719 Sayılı Kanunla 6446 sayılı yasal mevzuat kapsamında, davaya konu kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli, sayaç okuma bedeli (2011 yılı hariç) ve davacının serbest tüketici olmadığı dönemlere ilişkin PSH bedelinin yasal dayanak kazanmış olması ve EPDK tarafından yürürlüğe konmuş dönem tarifelerine uygun şekilde tahakkuk ve tahsil edildiğinden iade talebinin yerinde olmayacağı, davacının 2010 yılı itibariyle serbest tüketici olmasına bağlı olarak, fazladan ödediği KDV dahil 591,55 TL sayaç okuma bedeli ile KDV dahil 17.680,00 TL PSH bedeli olmak üzere toplam 18.272,78 TL yönünden davanın kabulü ile fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, taraf vekilllerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalının temyizi yönünden; 6100 sayılı HMK"nın 26 ncı maddesi hükmüne göre; hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başkasına karar veremez. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural; sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturan her bir alacak kaleminin dayanağını oluşturan vakıalar yönünden de uygulanır.
Somut olayda; davacı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun (EPDK) yürürlükte olan düzenleyici işlemlerine dayalı olarak davaya konu bedellerin alınmasının yasal olmadığını, adli yargı mercilerince verilen kararlar ile bu bedellerin abonelerden alınamayacağının belirlendiğini ileri sürerek, işbu davayı açmıştır. Diğer bir anlatımla, EPDK"nın 875 sayılı kararı ile 20 Dağıtım Şirketi İçin Gelir Gereksinimi Hesaplaması ve Tarife Metodolojisinin, Geçiş Dönemi Tarife Uygulamaları başlıklı II. Bölümünün (B) bendinin Danıştay tarafından iptal edilmiş olması nedenine dayanarak, PSH ve sayaç okuma bedellerinin iadesinin gerektiği yönünde bir iddiada bulunmamıştır.
Kaldı ki, davacı 19.11.2015 tarihli ıslah dilekçesini açıklamaya yönelik olarak mahkemeye sunduğu 4.12.2015 tarihli dilekçesinde, davaya konu talebini kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli ve TRT payı olarak açıklamış, söz konusu dilekçesinde de, EPDK"nın 875 sayılı kararı ile 20 Dağıtım Şirketi İçin Gelir Gereksinimi Hesaplaması ve Tarife Metodolojisinin, Geçiş Dönemi Tarife Uygulamaları başlıklı II. Bölümünün (B) bendinin Danıştay tarafından iptal edilmiş olması nedenine dayanarak, PSH ve sayaç okuma bedellerine yönelik bir talebi olduğundan bahsetmemiştir.
Kabule göre de; Danıştay tarafından iptal edilen EPDK"nın düzenleyici işlemi; 01/09/2006 ila 31/12/2010 tarihleri arasındaki geçiş döneminde uygulanmış olup, mahkemece 2010/01 ila 2015/05 dönemleri için hesaplama yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
Hal böyle olunca; mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasayla 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nun değiştirilen 17 nci maddesi ile yine aynı kanuna eklenen geçici 19 uncu ve 20 nci maddelerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırması nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeler içeren bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle taleple bağlılık ilkesine aykırı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacının temyizi yönünden;
Davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olan davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin ve bu giderlere dahil olan maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeler içeren bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle davanın reddedilen kısmı yönünden davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda birince bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu davacı yönünden açık, davalı yönünden kapalı olmak üzere, 19/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.