Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3854
Karar No: 2019/10458
Karar Tarihi: 24.12.2019

İtirazın iptali davası - Taşınmaz satışı - Resmi şekil şartı - Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre verdiklerini geri isteme - Faiz - Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/3854 Esas 2019/10458 Karar Sayılı İlamı

 

 

3. Hukuk Dairesi         2018/3854 E.  ,  2019/10458 K.

  •  


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
MAHKEMESİ : ALANYA 1.ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar, davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 10/12/2019 tarihinde gelen davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ...k’ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin daha derinlemesine incelenmesi ve bu konuda bir araştırma yapılması gerektiği heyetçe zorunlu görüldüğünden, Yargıtay Kanunu"nun 24/1 ve Yargıtay İç Yönetmeliğinin 21/3 maddeleri uyarınca görüşmenin 24/12/2019 tarihine bırakılması uygun görülmüştü.
Belirli günde dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı şirkete ait daireyi 03/01/2015 tarihli sözleşme ile satın aldığını, kararlaştırılan ödeme planı uyarınca davalı şirkete muhtelif tarihlerde toplam 84.000 Euro ödediğini, ancak imzalanan sözleşmenin geçersiz olduğunun ve tapu devir hakkı vermediğinin davalı şirket tarafından gizlendiğini öğrendiğini, ödediği bedelin iadesi için başlattığı takibin davalı şirketin haksız itirazı üzerine durdurulduğunu ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptali ile davalı şirketin icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı; sözleşmeye konu dairenin davacıya teslim edildiğini, elektrik ve su aboneliklerini üzerine alan davacının halen dairede oturduğunu, bakiye satış bedeli ödendiğinde davacıya tapu devrinin yapılacağını, çeşitli nedenlerle satış bedelinin indirilmesini talep eden davacının kötüniyetli olduğunu, davacının daireyi kullanmaya devam etmesi nedeniyle faiz talebinin haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; taraflarca 03/01/2015 tarihinde taşınmaz satışına dair imzalanan sözleşmenin resmi şekilde yapılmaması nedeniyle geçersiz olduğu, bu nedenle tarafların aldıklarını iade etmekle yükümlü olduğu, davacının sözleşme ile belirlenen ödeme planına göre ödemelerini yaptığı ancak tapu devrinin gerçekleşmediği, yapılan ödemeleri kabul eden davalının devre hazır olduğunu bildirdiği, taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz olması nedeniyle davalı tarafın savunmalarına itibar edilmediği gerekçesiyle; davanın kabulü ile davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, asıl alacağın %20’si üzerinden hesaplanan 62.529,60 TL icra inkar tazminatının itirazında haksız olan davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; tapulu taşınmazın mülkiyetinin geçirilmesini amaçlayan sözleşmenin resmi biçimde düzenlenmediği için geçersiz olduğu, geçersiz sözleşme çözülürken davalının aldığı satış bedelinin iadesine karar verilmesi sırasında davacının da elinde bulundurduğu taşınmazı davalıya aynı anda ve zamanda iade edilmesinin gerektiği, dosya kapsamından davacının dava konusu taşınmazı halen kullandığının anlaşıldığı, bu nedenle ilk derece mahkemesince taşınmazın davalı tarafa iade edilmesi (birlikte aynı anda ifa edilmesi) şartıyla, davacının taşınmazın satış bedeli olarak ödediği miktar yönünden itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğu, kabule göre de; satın almış olduğu taşınmazı iade etmeden gerek ödediği satış bedelini gerekse bu bedele faiz işletilmesini talep edemeyecek olan davacının icra takibine girişmiş olması nedeniyle icra inkar tazminatı isteminin de reddi gerektiğinin değerlendirilmemesinin doğru olmadığı gerekçesiyle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının düzeltilmesine, davanın kabulü ile takibe davalı borçlu tarafından yapılan itirazın dava konusu dairenin davacı alacaklı tarafından davalı borçlu tarafa iade edilmesi (birlikte aynı anda ifa edilmesi) şartıyla, davacının taşınmazın satış bedeli olarak ödediği 84.000 Euro yönünden itirazın iptaline, 84.000 Euronun dava konusu dairenin davalı borçluya tesliminden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca Devlet Bankalarının döviz cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranında faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, yasal koşullar oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; davalıya (satıcı) ait tapulu taşınmazın, davacıya (alıcı) satışı için haricen imzalanan sözleşme nedeniyle ödenilen bedelin, takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu 03/01/2015 tarihli sözleşme; TMK"nın 706, TBK"nın 237, Tapu Kanunu"nun 26 ve Noterlik Kanunu"nun 60 ve 89 uncu maddeleri uyarınca resmi şekilde yapılmadığı için geçersizdir. Bu nedenle, taraflar sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre verdiklerini geri isteyebilirler. Esasen bu hususlar, ilk derece mahkemesi ile bölge adliye mahkemesinin de kabulündedir.
Öte yandan, sözleşmeye konu dairenin halen davacının zilyetliğinde olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Bu durumda, bölge adliye mahkemesince; davacının, halen davaya konu dairede ikamet etmekte olması nedeniyle, satış bedeli olarak ödenen paranın faizsiz, dairenin ise bedelsiz olarak iade edileceği gözetilerek, davalı tarafın sair istinaf nedenlerinin reddi ile davacının satış bedelinden ibaret olan alacağı için talep ettiği faizin, takip tarihi yerine dairenin davacı tarafından davalıya iade edildiği tarihten işletilmesine karar verilerek, ilk derece mahkemesinin kararının bu yönden düzeltilmesiyle yetinilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile satış bedelinin tahsili için başlatılan takibin devamının da dairenin davacı tarafından davalıya iadesi şartına bağlanması doğru görülmemiştir.
Bundan ayrı, davalının aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazının haksız, takibe konu alacağında likit olduğu dosya kapsamıyla sabittir. Bu nedenlerle, 2004 sayılı İİK’nın 67 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine dair ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygun olmasına rağmen, bölge adliye mahkemesince aynı yanılgılı gerekçeyle davacı tarafın icra inkar tazminatı isteminin de reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Kabule göre de; faizin işlemeye başlayacağı tarihin, dairenin davalıya iade tarihi yerine infazda tereddüt yaratacak şekilde dairenin davalıya teslim tarihi olarak gösterilmiş olması da doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının HMK"nın 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA, 2.037 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalı taraftan alınıp davacı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HMK"nın 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 24/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

 

 



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi