3. Hukuk Dairesi 2019/2398 E. , 2019/10460 K.
"İçtihat Metni"Asıl davada davacılar-birleşen davalarda davalılar ... vd. ile davalılar-birleşen davalarda davacılar ... vd. aralarındaki müdahalenin meni ve alacak davalarına dair Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 20/06/2017 tarihli ve 2016/33 Esas 2017/210 Karar sayılı hükmün bozulması hakkında Dairece verilen 22/01/2019 tarihli ve 2017/15887 Esas 2019/408 Karar sayılı ilama karşı asıl davada davacılar-birleşen davalarda davalılar ... vd. vekili ile davalı-birleşen davalarda davacı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Asıl davada davacılar ..., ..., ..., ..., ... ve ...; dava konusu 13 parselin müşterek maliki olduklarını, dava dışı yüklenici ile düzenledikleri kat karşılığı inşaat sözleşmesinin Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/860 Esas 2006/234 Karar sayılı ilamı ile feshine karar verildiğini, bu nedenle yükleniciden haricen bağımsız bölüm satın alan davalıların işgal ve kullanımlarının haksız olduğunu ileri sürerek; davalı ...’nın 3 nolu, davalı ...’ın 5 nolu bağımsız bölüme elatmasının önlenmesini talep etmişlerdir.
Davalı ...; kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciye kalması gereken bağımsız bölümü inşaat %50 seviyesinde iken satın aldığını, yükleniciden daire satın alan diğer şahıslarla birlikte inşaatı tamamlayıp halen kullandıklarını, bina bedeli ödenmedikçe tahliye istenmesinin haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ...; 5 nolu bağımsız bölümü yükleniciden noter senedi ile bedelini ödeyerek satın aldığını, davacı arsa sahipleri ile yüklenici arasında imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesine halef olduğunu, yükleniciden bağımsız bölüm satın alanlar ile birlikte davacı arsa sahiplerine kalacak bölümlerde dahil inşaatı tamamladıklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen 2010/8 Esas sayılı davada davacı ...; gerek dava dışı yükleniciye halef olması gerekse malik olacağı düşüncesiyle yarım kalan inşaatı bitirdiğini, yaptığı imalat masraflarının davalı arsa sahipleri tarafından ödenmesi gerektiğini ileri sürerek; şimdilik 50.000 TL’nin (ıslah ile 104.500 TL’nin) davalılardan fesih tarihi itibariyle işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı ...; haricen taşınmaz satın alan davacının ancak yükleniciden talepte bulunabileceğini, davacının açtığı tapu iptali davasının reddedilerek kesinleştiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; asıl davanın kabulü ile davalılar ... ve ..."ın elatmalarının önlenmesine ve taşınmazlardan tahliyelerine, birleşen davanın kısmen kabulü ile 55.000 TL iyileştirme bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan hisseleri oranında tahsili ile davacı ..."ya ödenmesine dair verilen 26/02/2013 tarihli karar, birleşen davada davalı ... vekili ve birleşen dosyada davacı ... vekili tarafından birleşen dava yönünden temyiz edilmiş ve Dairemizin 15/09/2015 tarih ve 2015/2523 Esas 2015/14140 Karar sayılı ilamıyla; davacılardan (birleşen davalı) ..."ün dava ve birleşen davaların açılmasından önce 28/04/2006 tarihinde öldüğü, bu nedenle davalının ölü kişiye karşı dava açması durumunun ve HMK"nın 124 maddesi uyarınca davayı mirasçılara yöneltme imkanı tanınıp tanınmıyacağı hususlarının değerlendirilerek bir karar verilmesi, ayrıca birleşen davada davalılardan ... ve ... dışındaki davalılara dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmeden davaların birleştirilmesi ve sonrasında bu şekilde hüküm verilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle sair temyiz itirazları incelenmeden bozulmuştur.
Bozma ilamından sonra Bursa 7. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan ve işbu dava ile birleştirilen 2016/397 Esas sayılı davada ... mirasçısı davacı ...; murisinin müşterek maliki olduğu taşınmazda davalıların kullanım ve işgallerinin haksız olduğunu ileri sürerek; davalı ...’nın 3 nolu, davalı ...’ın 5 nolu bağımsız bölüme elatmasının önlenmesini talep etmiştir.
Bozma ilamından sonra Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan ve işbu dava ile birleştirilen 2016/496 Esas sayılı davada davacı ...; Yargıtay bozma ilamı sonrasında davalı ... mirasçısı olan davalı ... aleyhine dava açması için mahkeme tarafından süre verildiğini ileri sürerek, taşınmaza yaptığı imalat masraflarının davalı ..."nden tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece; asıl davada verilen kararın temyiz edilmeyerek kesinleştiği, birleşen 2016/496 esas sayılı dosyasında davacı ... tarafından ... mirasçısı ... aleyhine alacak istemiyle 26/09/2016 tarihinde dava açılmış ise de, taşınmazdaki hisselerin 21/09/2014 tarihinde ..."e devredildiği, dava tarihi itibariyle davalı ..."nın malik olmadığı gerekçesiyle; kesinleşmiş olan asıl dava hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/8 Esas sayılı dosyası ile açılan davanın kısmen kabulü ile 55.000 TL iyileştirme bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte karşı davalılardan hisseleri oranında tahsil edilerek davacı ..."ya ödenmesine, fazlaya ilişen istemin reddine, birleşen Bursa 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/397 esas sayılı dosyası ile açılan davanın kabulü ile davalılar ... ve ..."ın elatmalarının önlenmesine ve taşınmazlardan tahliyelerine, birleşen Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/496 esas sayılı dosya yönünden açılan davanın reddine dair verilen karar, asıl ve birleşen davada davalı-birleşen davalarda davacı ... vekili ile asıl ve birleşen davada davalı ... vekilinin temyizi üzerine Dairemizce;
(...1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; asıl ve birleşen dosya davalısı ... vekilinin ve asıl ve birleşen dosyalar davalısı-birleşen dosyalar davacısı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-İşbu dosya ile birleştirilen Bursa 7. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2016/397 Esas sayılı dosyasında; davacı ... mirasçısı ...; murisinin müşterek maliki olduğu taşınmazda davalıların kullanım ve işgallerinin haksız olduğunu ileri sürerek davalı ..."nin 3 nolu, davalı ..."ın 5 nolu bağımsız bölüme müdahalesinin önlenmesini talep ve dava etmiştir.
Dava konusu taşınmaza ait tapu kaydı incelendiğinde; taşınmazın diğer hissedarlarının, hisselerini 29/01/2014 tarihinde ..."e devrettikleri, 3 ve 5 nolu bağımsız bölümlerinde ... adına tescil edildiği görülmektedir.
Hal böyle olunca, dava tarihi itibariyle taşınmazda hissesi olmayan davacı ..."nin açtığı müdahalenin men"i davasının reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3-İşbu dosya ile birleştirilen Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2016/496 Esas sayılı dosyasında; davacı ..., kendisi tarafından taşınmaz maliklerine karşı açtığı alacak davası ile birleştirilmek üzere; yüklenicinin haklarına halefiyet nedeniyle yapı alacağı ve binayı tamamlamış olmasından dolayı iyileştirme giderlerinin ... mirasçısı davalı ..."nden tahsilini talep etmiş, mahkemece, dava tarihi itibari ile davalının malik olmaması nedeniyle dava reddedilmiştir.
Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli(haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için, borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır.
Somut olayda; davacı tarafın iddia ettiği iyileştirmelerin, davalı ..."nın hissesini ..."e devrettiği tarihten önce yapıldığı ve davalı ..."nın bu haliyle hissesini devrettiği anlaşıldığından, davanın iyileştirme giderleri yönünden kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir...)
Gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma ilamına karşı, asıl ve birleşen davada davacılar-birleşen davalarda davalılar ... ve diğerleri vekili ile asıl ve birleşen davada davalı - birleşen davalarda davacı ... vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Temyiz ilamında belirtilen gerektirici nedenler karşısında ve özellikle gerekçeli kararın başlık kısmında asıl dava ve birleştirilen davalar ile bu davalarda davacı ve davalı olan kişilerin ayrı ayrı gösterilmemiş olmasının mahallinde düzeltilebilecek maddi hata niteliğinde olduğunun anlaşılmış olmasına göre; asıl ve birleşen davada davalı-birleşen davalarda davacı ... vekilinin bütün, asıl ve birleşen davada davacılar-birleşen davalarda davalılar ... ve diğerleri vekilinin sair düzeltme isteğinin reddi gerekir.
2-Birleşen Bursa 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/397 Esas sayılı davasına yönelik karar düzeltme isteminin incelenmesinde;
TMK’nın 693 üncü maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uyarınca, paydaşlardan her biri bölünemeyen ortak menfaatlerin korumasını diğer paydaşları temsilen sağlayabilir. Diğer bir deyişle bir veya birkaç paydaşın bu türlü davalarda diğer paydaşları temsile yetkili bulunduğu açıktır. 21/06/1944 tarih ve 13/24 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca da; paydaşın açtığı elatmanın önlenmesi davasının, mülkiyet hakkından kaynaklanan ayni hakkına değer verilmek suretiyle pay oranında değil, mutlak olarak taşınmazın tümü yönünden kabul edilmesi zorunludur.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; dava konusu taşınmazda paydaş olan bir kısım davacılar tarafından davalılar ... ve ... aleyhine el atmanın önlenmesi istemiyle açılan asıl davanın 26/02/2013 tarihli karar ile kabulüne karar verildiği, işbu kararın taraflarca temyiz edilmeyerek kesinleştiği dosya kapsamıyla sabittir. Esasen bu husus mahkemenin de kabulündedir. Bu durumda, taşınmazda paydaş olan ... mirasçısı davacı ... tarafından davalılar ... ve ... aleyhine elatmanın önlenmesi davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemece; davacı ... tarafından davalılar ... ve ... aleyhine açılan ve işbu dava ile birleştirilen elatmanın önlenmesi davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Ne var ki, kararın (birleşen elatmanın önlenmesi davası yönünden) açıklanan bu gerekçe ile bozulması gerekirken, zuhulen davacının taşınmazda hissedar olmadığı gerekçesi ile bozulduğu bu defa yapılan inceleme ile belirlendiğinden, asıl ve birleşen davada davacılar-birleşen davalarda davalılar ... ve diğerleri vekilinin bu yöne ilişen karar düzeltme isteğinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davalı-birleşen davalarda davacı ... vekilinin bütün, asıl ve birleşen davada davacılar-birleşen davalarda davalılar ... ve diğerleri vekilinin sair düzeltme isteğinin reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davacılar-birleşen davalarda davalılar ... ve diğerleri vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 22/01/2019 tarihli ve 2017/15887 Esas 2019/408 Karar sayılı bozma ilamında yer alan (2) nolu bendin çıkartılmasına ve mahkeme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçe ile BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyen asıl ve birleşen davada davacılar-birleşen davalarda davalılar ... ve diğerlerine iadesine, 24/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.