12. Hukuk Dairesi 2014/13866 E. , 2014/16178 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Serik İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/03/2014
NUMARASI : 2012/219-2014/62
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi . . tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Borçlu, mahcuz taşınmazın meskeni olduğunu iddia ederek haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Şikayetçinin başvurusu bu haliyle İİK.nun 82.maddesinin 1.fıkrasının 12.bendine dayalı haczedilmezlik şikayetidir.
Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Ancak, haciz tarihinde ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Aksi takdirde, kurulan bir ipotek borcu ödenmiş olsa dahi, bundan sonraki tüm hacizler yönünden meskeniyet şikayetinin mümkün bulunmadığı gibi kabul edilemeyecek bir sonuç ortaya çıkar.
Somut olayda, taşınmaz üzerinde haciz tarihinden önce 13.10.2008 tarihli Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. lehine tesis edilmiş ipoteğin mevcut olduğu görülmektedir. Bu durumda, mahkemece lehine ipotek şerhi olan bankadan ipoteğin mahiyeti, verilme nedeni sorularak ve tapudan ipotek akit tablosu getirtilerek zorunlu ipotek olup olmadığı, zorunlu ipotek değil ise haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun ödenip ödenmediği tespit edilerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Öte yandan, İİK"nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu ögeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez.
Mahkemece yapılan keşif sonucunda hazırlanan 12.12.2013 tarihli bilirkişiler kurulu raporunda, şikayete konu taşınmazın değeri, dava tarihi itibari ile 130.000,00 TL, keşif tarihi itibari ile 140.000,00 TL olarak hesaplanmış ve şikayetçinin sosyal ve ekonomik durumu incelendiğinde haline münasip alabileceği evin değerinin dava tarihinde 80.000,00 -120.000,00 TL arasında, keşif tarihinde ise 90.000,00 – 130.000,00 TL arasında olacağı belirtilmiş olup, rapor bu hali ile hüküm kurmaya elverişli değildir.
O halde mahkemece; Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. lehine verilen ipoteğin tapudan mahiyeti belirlenip zorunlu ipotek olup olmadığı tespit edilmeli, zorunlu ipotek olmadığı belirlendiği takdirde bu kez haciz tarihinde ipotek konusu borcun ödenmiş olup olmadığı yöntemince araştırılmalı, ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmiyeceğinin anlaşılması halinde, bilirkişilerden ek rapor alınarak, borçlunun, şikayete konu taşınmazının haciz tarihi itibari ile değeri ile bulunduğu yerden daha mütevazi koşullara sahip yerlerde haline münasip alabileceği evin yine haciz tarihi itibari ile değeri, İİK.nun 82/12.maddesi gereğince belirlenerek, bu tespitlerden sonra borçlunun haline münasip evi alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına; şayet borçlunun haline münasip evi alabileceği miktar mahcuzun değerinden fazla ise haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz rapora dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.