20. Hukuk Dairesi 2016/7414 E. , 2018/1082 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve davalılardan Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 102 ada, 1 parsel sayılı taşınmaz, orman niteliğiyle Hazine adına tespit edilmiş olup davalılardan Hazine adına kayıtlıdır.
Davacı, 04.06.2007 havale tarihli dava dilekçesiyle, taşınmazı uzun süredir kullandığını, arazisine davalı ...’in haksız yere müdahale ettiğini, haksız müdahalenin men"ine karar verilmesini istemiştir. Of Asliye Hukuk Mahkemesi, taşınmazın orman parseli içinde kaldığı ve orman parselinin tahdit ve tespitinin yapıldığı esnada bu davanın derdest olması sebebiyle görevsizlik kararı vererek dosyayı Of Kadastro Mahkemesine göndermiş yargılamaya kadastro mahkemesince devam edilmiştir. Mahkemece kadastro tutanağı aslı davalıdır şerhi verilererek getirtilmiş, 3402 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca ilan yapılmıştır.
Mahkemece toplanan delillere göre dava konusu taşınmazın bir kısmının davacı ..., bir kısmının da davalılardan ... tarafından uzun süredir kullanıldığının ayrıca bu alanın orman sayılmayan yerlerden olduğu ancak davacının taşınmazına müdahale olmadığı gerekçesiyle davacının davasının reddine, dava konusu 102 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptaline, fen bilirkişisinin 11/12/2014 tarihli raporunun ekinde yer alan krokide (B) harfi ile gösterilen 1239,08 m2"lik alanın ‘’fındık ve çay bahçesi’’ vasfı davacı ... adına; (A) harfi ile gösterilen 3349,98 m2"lik alanın ‘’fındık ve çay bahçesi’’ vasfı davalı ... adına; taşınmazın (A) ve (B) harfleri ile belirtilen alanlar dışında kalan kısmın ise, 102 ada 1 parsel numarası verilerek ‘’orman’’ vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi ile davalılardan Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, müdahalenin önlenmesi olarak açılıp yörede kadasto çalışması yapılması üzerine kadastro tespitine itiraza dönüşmüştür.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 2007 yılında 3402 sayılı kanuna göre yapılan kadastro uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, 1959 tarihli hava fotoğrafından taşınmazlarda münferit dağılımlı ağaçların bulunduğu, tarım alanları ile açıklık olduğu, hava fotoğrafının 1969 tarihli memleket haritasına aplikasyonunda fındık plantasyonlarının çalılık olarak nitelendirilmesi nedeniyle hataen yeşile boyalı çalılık rumuzlu olarak gösterildiğinin belirtildiği, ziraat bilirkişi raporundan, eylemli olarak taşınmazda üst yaşı 25-30 arasında değişen fındık plantasyonları ve çay bitkileri bulunduğu, kuzeyinde bulunan 170 ada 25 nolu parsel, batısında bulunan 26 nolu parsel ile yine batısında bulunan yoldan sonra gelen 169 ada 13 ve 14 nolu parsellerin fındık bahçesi ve çay bahçesi niteliğinde kişiler adına tespit edildiği ve tespitlerinin kesinleştiği, keza taşınmazların anılan ziraat alanları ile bütünlük oluşturduğu, ağaçlık alanlar ile sabit kadim sınır teşkil eden keskin eğim farkının bulunduğu bu tespitlerden çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına, davacının tutunduğu geldisi K.Sani 1288 yoklama no: 2928/650 cilt: Ç sayfa: 27 olan Ağustos 1953 tariih ve 61 sıra numarasında kayıtlı bulunan 459 m2 miktarındaki tapu kaydının keşifte yapılan uygulamada taşınmaza uyduğu, tapu kayıt malikleri ile lehlerine tescil hükmü kurulan gerçek kişiler arasında irtibatın sağlandığı, davanın tarafı gerçek kişilerin babalarının kardeş olduğu, taraflar arasında, dava konusu taşınmazların ortak miras bırakan dedelerinden babalarına kaldığı ve babalarının da taşınmazları kendi arasında haricen paylaştığı, paylaşıma göre kullanmaya devam ettikleri konusunda uyuşmazlık bulunmadığına, uyuşmazlığın paylaşımın adil olmadığı iddiasına dayalı olduğu, tarafların ve keşifte dinlenen mahalli bilirkişilerin beyanlarından kök muris öldükten sonra davacının babası olan ... ile ile davalının babası ... ve diğer kardeşlerinin kendi aralarında ölmeden önce paylaşım yapıldığı, keza ... ve ...’in ölmeden önce kendilerinin kullanımında olan taşınmazları çocukları arasında da haricen paylaştığı, davacı gerçek kişi ile davalı gerçek kişinin babalarının kendilerine verdiği yerleri harici paylaşıma göre kullanmaya devam ettikleri, zeminde herkesin kullandığı yerlerin belirli olduğu, paylaşımın yapıldığı tarihten davanın açıldığı 2007 yılına kadar paylaşıma göre kullanımın devam ettiği, yine davacının 19.09.2007 tarihli duruşmada alınan imzalı beyanında “ben sınırları tam bilmediğim için amcam sınırı gösterince razı oldum” şeklindeki beyanı ve tarafların tüm beyanlarından paylaşımın veya taşınmazların eldeki davadan önce niza konusu yapılmadığı, uzun süreli kullanmanın harici paylaşımın karinesi olduğu, paylaşımda eşitliğin zorunlu bulunmadığı, yine yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tespit bilirkişi beyanından davalı tarafından davacının zilyet ettiği taşınmaza müdahalesinin bulunmadığı anlaşıldığına, keza adına tescil kararı verilen kişiler yararına yukarıda değinildiği üzere tutundukları tapu kaydının taşınmaza uyduğu, tapu miktarından fazla kalan yerler için de zilyetlikle mal edinme koşullarının da oluştuğu belirlendiğine ve bu itibarla yazılı biçimde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacı gerçek kişi ile davalılardan Orman Yönetiminin tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine 15/02/2018 günü oy birliği ile karar verildi.