16. Hukuk Dairesi 2016/4467 E. , 2019/5992 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "Davanın mülkiyet ihtilafına ilişkin olmadığı, 2859 sayılı Yasa uyarınca yapılan yenileme kadastrosundan kaynaklı, ortak sınırın belirlenmesine ve yenileme faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik olduğu, eksik inceleme, araştırma ve uygulamaya dayalı karar verilemeyeceği belirtilerek; öncelikle tesis kadostrosuna ilişkin orijinal ölçü değerlerini gösterir ölçü krokisi, çekişmeli taşınmaza ve davacı taşınmazına ait yenileme tutanak örnekleri; varsa yenileme kadastrosu sırasında yararlanılan diğer haritalar ile bilgi ve belgeler, ada raporu ile yenileme kadastrosu sonucu oluşan pafta ile diğer tüm rapor ve belgelerin getirtilmesi, pafta haritasının orijinal ölçü değerlerine uygun olduğunun anlaşılması halinde, kadastro paftası ile yenileme paftası arasında farklılık bulunmadığından 1959 yılındaki kadastro sırasında ölçüm hatası yapılıp yapılmadığının tespiti için, çekişmeli taşınmazın çevresinde tesis kadastrosunun yapıldığı 1959 yılında mevcut bulunan yapı ve tesislerin tespit edilmesi, bunun için 1959 yılı veya bu tarihe en yakın tarihli hava fotoğraflarının temin edilmesi; bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve üç kişilik harita mühendisinden oluşan fen bilirkişisi kurulunun katılımı ile yeniden yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan, ilk tesis kadastrosu sırasında zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak, varsa bu sınırlar ile hava fotoğraflarında gösterilen sabit sınırların yerleri fen bilirkişilerine işaretlettirilmesi, farklı açılardan fotoğraflarının çektirilmesi, fen bilirkişilerinden yenileme kadastrosuna esas teşkil eden bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanılarak yenileme kadastrosunu denetlemelerinin istenilmesi, fen bilirkişileri raporunda, ilk tesis kadastrosunun hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, pafta haritasının orijinal ölçü değerlerine uygun olup olmadığı, tesis kadastrosu sırasında ölçüm hatası yapılıp yapılmadığı, keşif sırasında belirlenecek sabit noktalardan hareketle ilk kadastro sırasında ölçüm hatası yapılıp yapılmadığı, yenileme kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların yasal hükümlere uygun olarak tespit edilip edilmediği, yenileme kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlar ve "ada raporu" ile "yenileme tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı ayrıntıların yer alması, ayrıca fen bilirkişilerinden, ortofoto üzerinde ilk tesis kadastrosuna ait harita ile yenileme haritasını "ada" bazında, çekişmeli taşınmaz ve komşularını kapsar bazda ve ilk tesis kadastro haritası ile çekişmeli taşınmazın zeminini çakıştırır bazda en az üç adet harita ve yenileme haritasında yanlışlık varsa, doğru sınırları gösterir harita düzenlemelerinin istenilmesi, bozma sonrası düzenlenen fen bilirkişi kurulu raporunda, ilk tesis kadastro paftasında mevcut olan binaların krokide kırmızı renkle gösterilenlerinin yenileme sırasında da olduğu ve bu yapıların aynen çakıştığının belirtilmesi de dikkate alınarak, ölçü krokisinde gözüken ancak sonradan yıkıldığı anlaşılan çekişmeli taşınmaz üzerindeki ev yerlerinin halen zemindeki ev yerlerinden hareketle harita üzerinde işaretlenmelerinin istenmesi, değerlendirme yapılırken tesis kadastrosu sırasındaki ölçü ve tersimat vb. hata yapılmadığının anlaşılması halinde, ilk kadastro paftası ile yenileme paftası arasında fark bulunmadığından davanın reddinin gerektiği, tesis kadastrosundan sonra yapılan evlerin sonuca etkili olamayacağı, yenileme kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının yenileme kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağının göz önünde bulundurulması, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 6325 ada 117 parsel sayılı taşınmazın 04.12.2015 tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 13,51 metrekare ve (B) harfi ile gösterilen 86,25 metrekare olmak üzere toplam 99,76 metrekarelik bölümün bu parselden ifraz edilerek davacı adına kayıtlı 6325 ada 116 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle bu parselin 477,50 metrekare yüzölçümlü olarak; 6325 ada 117 parsel sayılı taşınmazın ise 331,64 metrekare yüzölçümlü olarak tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulduğuna göre, bozma ilamında işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Bozma ilamına uyulmakla, taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin yerine getirilmesi zaruridir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, tanık beyanları ile 04.12.2015 tarihli teknik bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu, yeterli gerekçeyi taşıdığı ve kabule elverişli olduğu kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermek için yeterli bulunmamaktadır. Yargıtay bozma ilamında; çekişmeli taşınmaza ait pafta haritasının orijinal ölçü değerlerine uygun olduğunun anlaşılması halinde, kadastro paftası ile yenileme paftası arasında farklılık bulunmadığından 1959 yılındaki kadastro sırasında ölçüm hatası yapılıp yapılmadığının tespiti için çekişmeli taşınmazın çevresinde tesis kadastrosunun yapıldığı 1959 yılında mevcut bulunan yapı ve tesislerin tespit edilmesi gerektiğinden 1959 yılı veya bu tarihe en yakın tarihli hava fotoğraflarının temin edilmesi gereğine değinildiği halde, mahkemece sadece 1955 tarihli hava fotoğrafı getirtilmiş, teknik bilirkişiler tarafından söz konusu hava fotoğrafında yapılan incelemede ise; taşınmazların hava fotoğrafında çok küçük bir alana tekabül ettiği ve net bir sonuca ulaşmaya elverişli olmadığı belirtilmesine rağmen, taşınmazların bulunduğu yerde başkaca uçuş olup olmadığı Harita Genel Komutanlığından sorulmamış, keşifte beyanlarına başvurulan bir davacı tanığı dışında yerel bilirkişi ve diğer davacı tanığının yaşı itibariyle çekişmeli taşınmazın çevresinde tesis kadastrosunun yapıldığı tarihte yapı ve tesislerin bulunup bulunmadığını bilebilecek durumda olmamalarına rağmen, yaşları itibariyle bu hususları bilebilecek başka yerel bilirkişiler bulunup bulunmadığı araştırılmamış, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; tapulama çalışmaları sırasında hazırlanan 18 numaralı pafta ile yenileme çalışmaları sırasında hazırlanan paftanın çakıştırılması sırasında çekişmeli taşınmazlar arasındaki sınırların kabaca örtüştüğü, ilk tesis kadastro paftasının fiili zemini yansıtmadığı, tesis kadastrosu çalışmalarında grafik yöntem ile çizilen paftalarda özellikle pafta sınırlarında binmeler olduğu, pafta içlerinde de kaymaların bulunduğu, keşif sırasında beyanlarına başvurulan yerel bilirkişi ve davacı tanıklarının tapulama çalışmaları sırasında bulunan duvar ve binanın yıkılıp aynı yere tekrar yapıldıklarını ifade ettileri, bu kapsamda bina ve duvarın sabit sınır olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmiş ancak, rapor içeriğinde (A) ve (B) harfleri ile gösterildiği belirtilen bölümler rapor ekindeki krokilerde harflendirilerek gösterilmediği gibi, yukarıda belirtildiği şekilde sabit sınır olarak kabul edilen duvar ve binanın tesis kadastrosu sırasında mevcut olup olmadıklarına ilişkin tesis tarihine en yakın hava fotoğrafları getirtilerek incelenmediği gibi, sadece bir davacı tanığının soyut beyanlarına itibar edilerek rapor hazırlanmış, mahkemece de, bu haliyle hüküm vermeye elverişli bulunmayan rapora itibar edilerek hüküm kurulmuş, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; mahkemece, doğru sonuca ulaşılabilmesi öncelikle tesis kadastrosunun yapıldığı 1959 yılı veya bu tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosyaya konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve harita mühendislerinden oluşan üç kişilik fen bilirkişisi kurulunun katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında, yerel bilirkişi ve tanıklardan, ilk tesis kadastrosu sırasında zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak, varsa bu sınırlar ile hava fotoğraflarında gösterilen sabit sınırların yerleri fen bilirkişilerine işaretlettirilmeli, farklı açılardan fotoğrafları çektirilmeli, fen bilirkişilerinden yenileme kadastrosuna esas teşkil eden bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanılarak yenileme kadastrosunu denetlemeleri istenmelidir. Fen bilirkişileri raporunda, ilk tesis kadastrosunun hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, pafta haritasının orjinal ölçü değerlerine uygun olup olmadığı, tesis kadastrosu sırasında ölçüm hatası yapılıp yapılmadığı, keşif sırasında belirlenecek sabit noktalardan hareketle ilk kadastro sırasında ölçü hatası yapılıp yapılmadığı, yenileme kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların yasal hükümlere uygun olarak tespit edilip edilmediği, yenileme kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlar ve "ada raporu" ile "yenileme tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı ayrıntılar yer almalıdır. Ayrıca fen bilirkişilerinden, birincisi ortofoto üzerinde ilk tesis kadastrosuna ait harita ile yenileme haritasını "ada" bazında, ikincisi çekişmeli taşınmaz ve komşularını kapsar bazda, üçüncüsü ise ilk tesis kadastro haritası ile çekişmeli taşınmazın zeminini çakıştırır bazda en az üç adet harita ve yenileme haritasında yanlışlık varsa, doğru sınırları gösterir harita düzenlemeleri istenmeli, önceki tarihli bozma sonrası düzenlenen fen bilirkişi kurulu raporunda, ilk tesis kadastro paftasında mevcut olan binaların krokide kırmızı renkle gösterilenlerinin yenileme sırasında da olduğu ve bu yapıların aynen çakıştığının belirtilmesi de dikkate alınarak, ölçü krokisinde gözüken ancak sonradan yıkıldığı anlaşılan çekişmeli taşınmaz üzerindeki ev yerlerinin halen zemindeki ev yerlerinden hareketle harita üzerinde işaretlenmeleri istenmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken tesis kadastrosu sırasındaki ölçü ve tersimat vb. hata yapılmadığının anlaşılması halinde, ilk kadastro paftası ile yenileme paftası arasında fark bulunmadığından davanın reddinin gerektiği, tesis kadastrosundan sonra yapılan evlerin sonuca etkili olamayacağı, yenileme kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının yenileme kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır. Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırmaya, yetersiz teknik bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.