3. Hukuk Dairesi 2016/7609 E. , 2018/52 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ...davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde asıl davanın davacısı-birleşen davanın davalısı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Asıl davada davacı, ...de kendisine takılan ...ler haricindeki diğer ...ların ve paraların ... töreni sırasında davalının akrabaları tarafından üzerinden alındığını ve bunların bir daha iade edilmediğini, kendisinde kalan ...ler yönünden bir talebi bulunmayıp davalıda kalan diğer ...larını istediğini belirterek, ...de takılan ... ve paraların sayı ve niteliğinin bilirkişi marifetiyle tespit edilerek bunların aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 5.000 TL"nin yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 31.12.2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile talebini bilirkişi raporunda belirlenen 60 adet çeyrek bedeli üzerinden 9.090 TL olarak ıslah etmiştir.
Asıl davada davalı, ...de takılan takıların ... gecesi toplanarak akrabası ... Uzer ve ... Uzer tarafından tümüyle damat olarak kendisine teslim edildiğini, ertesi ... balayına gitmeden önce teslim edilen bu ... ve paraları ...dan kasa kiralayarak buraya yatırdıklarını, açılan kasa hesabının ikisi adına ortak olmasını istediğini ancak davacının bunu kabul etmediğini ve tüm ...ların davacı adına yatırıldığını ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
Birleşen davada davacı, ...de takılan ve davalı adına ... kasasına yatırılan yaklaşık 70-80.000 TL değerindeki takıların aynen iadesine, aksi durumda bedelinin ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, evlilik sırasında ... takılan ziynet eşyalarının kim tarafından alınmış olursa olsun ... bağışlanmış sayılacağı ve onun kişisel malı olacağı, bu nedenle birleşen davanın davacısı ...nın ziynet eşyalarına yönelik talepte bulunmayacağı, asıl davanın davacısı ...ın ise dava konusu ziynet eşyalarının davalı ...da kaldığını ispat etmesi gerektiği, davacı ...ın, ...de takılan ...leri ... kasasına koyduğunu kabul edip diğer ...ların ise davalıda kaldığı yönündeki iddiasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, henüz aralarında hiçbir tartışma olmaksızın balayına gidecekleri dönemde ...leri kendisinde bulunan ...ın diğer ...larını da zilyedinde bulundurmasının hayatın olağan akışı içerisinde olduğu, bu haliyle ...de takılan takıların davalı ...da kaldığı iddiasının usulünce ispatlanamadığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm asıl davanın davacısı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ziynet bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
Davacı ..., ...de kendisine takılan ...ler davacı dışındaki diğer ...ların, davalının akrabaları tarafından ... sırasında üzerinden alındığını ve bir daha kendisine teslim edilmediğini, bu suretle dava konusu edilen ...ların davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı ... ise dava konusu ...ların ...den hemen sonra akrabaları tarafından kedisine teslim edildiğini ve bu ...ların balayına gittikleri gün davacı ... adına kiralanan bir ... kasasına konulduğunu savunmuştur. Davalının bu savunması karşısında ispat yükü davalı ...ya ait olup, davalı ... ... sırasında akrabaları tarafından davacı ...dan alınarak kendisine teslim edilen bu ...ları tekrar davacı ... iade ettiğini ve bu ...ların da ... tarafından kasaya yatırıldığını ispat yükü ...dadır. Davalının iddiasının ispatı açısından dinlenen davalı tanıkları ise dava konusu somut olaya ilişkin herhangi bir beyanda bulunmamış olup, buna göre davalı ...nın davacı ...ın elinden alınarak kendisine teslim edilen ziynet eşyalarını tekrar davacıya iade edildiğini kanıtlayamadığı açıktır.
O halde mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar gözetilerek, davacı ... tarafından varlığı kanıtlanan ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince asıl dava davacısı- birleşen dava davalısı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.