1. Hukuk Dairesi 2018/4807 E. , 2019/3242 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece ..."in davasının kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar ..., ... ve ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan ...’in, ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlarını kız çocuklarından mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak davalı oğulları ..., ... ile bir kısım davalının mirasbırakanı olan müteveffa oğlu ...’e 09.02.1977 tarihinde satış yolu ile temlik ettiğini ileri sürerek dava konusu 4 parça taşınmazın tapu kayıtlarının miras payları oranında iptali ile adlarına tescilini istemişler; davacılardan ...ile ..., 28.08.2008 tarihli dilekçeleriyle davadan feragat etmişler; davacı ...’nin yargılamanın seyri sırasında 12.08.2010 tarihinde ölümü üzerine ... mirasçılarından ... ve ... 30.05.2011 tarihli dilekçelerinde; annelerinin davalılar tarafından kandırılarak ve zorlanarak feragat dilekçesi vermesinin sağlandığını, verdiği dilekçenin anlam ve mahiyetini idrak gücünün bulunmadığını, bu konuda delilleri bulunduğunu iddia ederek davaya katılmak istemişler; bilahare davacı ... mirasçıları yargılamaya katılmışlardır.
Bir kısım davalı, temlikin üzerinden uzunca bir süre geçtiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, mirasbırakanın kız çocuklarından mal kaçırma amacıyla hareket etmeyip ihtiyacı nedeniyle taşınmazları sattığını, satış bedelini aldığını bildirip davanın reddini savunmuşlardır.
Davacılar ... ve ... tarafından açılan davanın feragat nedeniyle reddine, mirasbırakanın dava konusu dört parça taşınmazını oğulları ..., ... ve ..."e temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davacılar ... ve ... bakımından davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar
Dairece, “... miras bırakanın dört parça taşınmazını oğulları ..., ... ve ..."e temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenmek ve benimsenmek suretiyle davacılar ... ve ... bakımından davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalılardan ..., ... ve ... mirasçısı ..."ın temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. ..Davacı ... mirasçılarının temyizine gelince;...Gerçekten de; yargılama sırasında ölen davacı ..."nin mirasçılarının davaya devam etme isteklerini müdahale talebi olarak nitelemek ve davayı takip talebinin reddine karar verilmek suretiyle davacıların savunma hakkının kısıtlanması isabetsizdir... mirasçılarından ... ve ..."ın, feragat tarihinde ..."nin ehliyetinin bulunmadığı ve iradesinin fesada uğratıldığı iddialarından, ehliyetsizlik kamu düzeni ile ilgili olduğundan öncelikle ehliyetsizlik iddiasının araştırılarak, tarafların hukuki ehliyetsizlik yönünde bildirecekleri tüm delillerin toplanması, davacı ..."ye ait raporlar, hasta müşahade kağıtları, reçeteler ve benzeri belgelerin getirtilmesi, ondan sonra ...dosyanın ... Kurumuna gönderilerek davacının feragat tarihinde ehliyetli olup olmadığı yönünde rapor alınması, ehliyetsiz olduğu saptanırsa feragat beyanına bu sebeple değer verilemeyeceği, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde ise bu kez feragatta irade bozukluğu iddiasının araştırılarak, tarafların bu yöndeki tüm delillerinin toplanması, irade bozukluğunun saptanması halinde de, feragata itibar edilemeyeceği ve hukuki sonuç bağlanamayacağı sabittir...Hal böyle olunca; mahkemece,..öncelikle davacı ..."nin feragat tarihindeki ehliyet durumunun araştırılması, daha sonra irade bozukluğu yönünden Menşure mirasçılarının göstereceği tanıkların dinlenilmesi, bildirecekleri diğer delillerinin toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş; Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, mirasbırakanın dava konusu dört parça taşınmazını oğulları ..., ... ve ..."e temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu, davacılardan ..."nin ise iradesinin fesada uğratılması neticesinde davadan feragat ettiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davacı ... bakımından davanın kabulüne, bozma dışında kalan diğer hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında alınan ... Kurumu 4. İhtisas Kurulu’nun 30.09.2015 tarihli raporuna göre, 28.08.2008 feragat tarihinde davacı ...’nin fiil ehliyetini haiz olduğu, yine davacılar ... ve ... tarafından davadan feragata ilişkin olarak düzenlenen 18.08.2008 tarihli belgede tanık olarak yer alan ve bozma sonrası davada tanık olarak dinlenen ...’un “annesi ...’nin davayı geri almaya gittiğini, çocuğu ...’un tehdit edildiğini, evlat acısı yaşayamam dediğini ve dayısı ...’in annesini evden adliyeye götürmek üzere eve geldiğini, kendisinin de adliyeye gittiğini, annesinin tehditlerden korktuğu için davayı geri aldığını” ifade ettiği, tanık beyanının hükme esas alındığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar mahkemece, tanık olarak dinlenen ...’ın beyanına dayanılarak feragatin geçersizliği kabul edilmiş ise de ...’ın, davacı ...’nin kızı olup eldeki davada aynı zamanda davacı sıfatıyla yer aldığı, davanın tarafı olması nedeniyle tanık olarak beyanlarına itibar edilemeyeceği; kaldı ki, davacı ...’nin feragatten sonra 2 yıl daha yaşadığı ve bu süre zarfında feragatin hile veya korkutma ile alındığı iddiasını ileri sürmediği gözetildiğinde, ölümünden sonra mirasçılarının bu yöndeki iddialarına değer verilemeyeceği gibi böyle bir iddianın kanıtlanamadığı da açıktır.
Hal böyle olunca, davacı ... bakımından da feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalıların değinilen yönden yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.