10. Ceza Dairesi 2019/3653 E. , 2019/7553 K.
"İçtihat Metni"
T.C.
YARGITAY
10. Ceza Dairesi
Adalet Bakanlığının, 16/09/2019 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... ..."nin, TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 51. maddesi uyarınca cezasının ertelenmesine dair Denizli 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/01/2016 tarihli ve 2015/213 esas, 2016/33 sayılı kararının kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 30/09/2019 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanık hakkında 14/12/2013 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı yapılan soruşturma sonucunda TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği, ancak erteleme süresi zarfında yeniden uyuşturucu madde kullandığı iddiasıyla yeni bir soruşturma başlatılması üzerine erteleme kararı kaldırılarak kamu davası açıldığı,
2- Yapılan yargılama sonucunda, Denizli 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/01/2016 tarihli ve 2015/213 esas, 2016/33 sayılı kararıyla TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 51. maddesi uyarınca cezasının ertelenmesine karar verildiği, hükmün usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak yasa yolu incelemesinden geçmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Sanığın erteleme süresinde işlemiş olduğu kasıtlı bir suç sebebiyle cezasının tamamının infaz kurumunda çektirilmesine ilişkin Denizli 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/12/2018 tarihli ve 2015/213 esas, 2016/33 sayılı ek kararının, Denizli 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/01/2016 tarihli ilk kararının kanun yararına bozulması neticesinde infaz kabiliyetinin bulunmayacağı değerlendirilerek yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre, sanığın cezalandırılmasına konu eylemin suç tarihinin 14/12/2013 olduğu, fiilin işlendiği tarihte yürürlükte olan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. maddesinde bu eylem için öngörülen cezanın alt sınırının 1 yıl hapis cezası olması karşısında, suç tarihinden sonra 6545 sayılı Kanun ile değiştirilen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. maddesi uyarınca temel ceza olarak 2 yıl hapis belirlenmek suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayin olunmasında isabet görülmemiştir." denilerek, Denizli 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/01/2016 tarihli ve 2015/213 esas, 2016/33 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Suç tarihi olan 14/12/2013 tarihi itibariyle yürürlükte olan 5560 sayılı Kanunla değişik TCK’nın 191/1. maddesinde kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna ilişkin ceza miktarının “bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası” olduğu, daha sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle ceza miktarının artırılarak “iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası” olarak düzenlendiği, TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca suç tarihi itibariyle sanığın lehine olan kanun maddesinin uygulanması gerektiği cihetle, Mahkemece ceza miktarının suç tarihinde yürürlükte olan ve ceza miktarı itibariyle sanık lehine olan 5560 sayılı Kanunla değişik TCK’nın 191/1. maddesi gereğince belirlenmesi, teşdiden üst sınırdan ceza takdir edildiyse gerekçesinin gösterilmesi gerekirken, herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin suç tarihinden sonra yürürlüğe giren ve ceza miktarı itibarıyla sanık aleyhine olan 6545 sayılı Kanunla değişik TCK’nın 191/1. maddesi gereğince ceza takdir edildiği izlenimini verecek şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; Denizli 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/01/2016 tarihli ve 2015/213 esas, 2016/33 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA; aynı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 02.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.