7. Ceza Dairesi 2021/25341 E. , 2021/15631 K.
"İçtihat Metni"
5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu"na muhalefet suçundan sanık ..."un, anılan Kanun"un 3/18 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis ve 80.00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, katılan kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen 1.320,00 Türk lirası vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılan kuruma verilmesine, yargılama gideri olarak sarf edilen toplam 152,16 Türk lirasının sanıktan alınarak hazineye gelir kaydına dair Malatya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/10/2013 tarihli ve 2013/587 esas, 2013/825 sayılı kararının Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 01/03/2018 tarihli ve 2015/5007 esas, 2018/2146 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, anılan kararın infazı sırasında, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 15/04/2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 5607 sayılı Kanun"da yapılan değişiklik nedeniyle uyarlama yapılması talebinin kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücreti hususları dışında önceki kararın tüm neticeleri ile birlikte ortadan kaldırılmasına, anılan suçtan sanığın, 5607 sayılı Kanun"un 3/5, 3/10, 3/22, 5237 sayılı Kanun"un 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 20,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, önceki kararda katılan kurum lehine vekalet ücretine hükmedildiğinden uyarlama yargılaması sonrasında sanık aleyhine vekalet ücretine dair hüküm kurulmasına yer olmadığına ilişkin Malatya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/01/2021 tarihli ve 2020/966 esas, 2021/16 sayılı kararına karşı katılan vekili tarafından yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden yapılan itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına ilişkin mercii Malatya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/04/2021 tarihli ve 2021/125 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 22.06.2021 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.07.2021 tarihli ve KYB. 2021-84279 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
Benzer bir olayla ilgili Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 25/06/2019 tarihli ve 2019/1832 esas 2019/3352 karar sayılı ilamında yer alan, " İnfaza esas alınacak olan uyarlama kararı ile uyarlamaya konu kesinleşmiş hüküm tüm sonuçları ile ortadan kalkacağından, uyarlama sonucu verilen kararda vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin de karara bağlanması gerektiğinin düşünülmemesi," şeklindeki açıklama dikkate alındığında, uyarlama kararı ile birlikte önceki hükmün geçerliliğini kaybedeceği nazara alınarak, uyarlama kararında ilk kararda hükmedilen miktarı geçmemek ve tahsilde tekerrür olmamak üzere yeniden vekâlet ücretine hükmedilmesinin gerekmesi karşısında mercii kararının bu yönden isabetli olduğu gözetilerek yapılan incelemede,
İtiraz merciince yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden yapılan itirazın kabulüyle anılan kararın kaldırılmasına karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 271/2. maddesinde yer alan, "İtiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir." şeklindeki hükmü karşısında, mercii Malatya 4. Ağır Ceza Mahkemesince itirazın kabulüne karar verildikten sonra esas yönden isabetli görülen Malatya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/01/2021 tarihli kararı kaldırılmadan yalnızca itiraz konusu hakkında bir karar verilmek suretiyle vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar
verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Olağanüstü kanun yolu olan ve öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozmanın amacı hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen kararların Yargıtay’ca incelenmesini, buna bağlı olarak da kanunların uygulanmasında ülke sathında birliğe ulaşmak, hakim veya mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkları toplum ve birey açısından hukuk yararına gidermektir.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle, kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir. Kanun yararına bozma, adalet, kamu yararı, eşit ve istikrarlı uygulama düşüncesi ve uyarma amacıyla kabul edilmiş olup, her aykırılıkta ve hakimin takdirine bağlı konularda bu yola başvurulamaz.
İncelenen dosya içeriğine göre; 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 62. maddesi ile değişik 5607 sayılı Kanunun 5. maddesinin 2. fıkrası ile 7242 sayılı Kanunun 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanuna eklenen 3/22. (ikinci cümle) maddesi uyarınca yapılan uyarlama yargılaması sonucunda, sanığın 5607 sayılı Kanunun 3/18 delaletiyle 3/5, 3/10, 3/10-son cümle, 3/22, 5237 sayılı Kanunun 62/1,51/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 10 ay erteli hapis ve 20,00 Türk Lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, katılan vekili lehine vekalet ücretine dair hüküm kurulmasına yer olmadığına ilişkin Malatya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.01.2021 tarihli ve 2020/966 Esas, 2021/16 sayılı kararına karşı katılan Gümrük İdaresi vekilinin itiraz etmesi üzerine, Malatya 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 19.04.2021 tarihli ve 2021/125 Değişik iş sayılı kararı ile önceki kesinleşmiş ilamdaki yargılama gideri ve vekalet ücretinin infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde uyarlamaya ilişkin kararda da aynen yer alması, uyarlama yargılamasından sonraki yapılan yargılama giderinin ise sanığa yüklenemeyeceği gerekçe gösterilerek, itirazın kabulü ile Malatya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.01.2021 tarihli ve 2020/966 Esas, 2021/16 sayılı kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmiş ve bu karara yönelik Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden, CMUK"nun 309. maddesi uyarınca kanun yararına kararın bozulmasına dair talebinin REDDİNE, 23.11.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.