3. Hukuk Dairesi 2017/16909 E. , 2018/146 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davalılar vekillerince temyiz edilmiş, hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı ... vekili tarafından istenilmekle, 20.06.2017 tarihli duruşmaya gelen davalı ... vekili Av. ... ile davacılar vekili Av. ...."ın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra eksikliğin giderilmesi bakımından mahkemesine geri çevrilen dosya yeniden gelmekle; belli günde dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, mirasbırakanları..."nun 04.02.2013 tarihinde çalıştığı işyerinde bulunan asansörün düşmesi sonucunda vefat ettiğini, davalılardan ..."ın işyerinin yeraldığı binanın sahibi olması, diğer davalı ..."un ise asansörü imal eden şahıs olması nedeniyle meydana gelen olaydan sorumlu olduklarını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, davacılardan ... için 1.000 TL maddi ve 20.000 TL manevi, .... için 1.000 TL maddi ve 20.000 TL manevi, ... için 1.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi, ..., ... ve ... için ayrı ayrı 7.500"er TL manevi, ..., ... ve ... için 1.000"er TL maddi ve 30.000"er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmişler, 23.10.2014 havale tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat istemi davacılardan ... için 150.266 TL"ye, ... için 9.751 TL"ye, ... için 14.614 TL"ye, ... için 26.345 TL"ye, ... için 15.931 TL"ye ve ...miha için 18.007 TL"ye yükseltmişlerdir.
Davalı ...; yük asansörünü imal ederek montajını gerçekleştirdiğini, asansörün bakımının ise diğer davalı tarafından başka firmalara yaptırıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ...; kiracısı ve ölenin işvereni olan ..."nın imzalamış olduğu kira sözleşmesi ile yük asansörünün bakımını üstlendiğini, ayrıca yük asansörüne insanların binmemesi için uyarı levhaları astırdığını, bu nedenlerle kusurunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacılardan ... için 150.266 TL maddi ve 30.000 TL manevi....di ve 10.000 TL manevi, ... için 14.614 TL maddi ve 9.000 TL manevi,.... için 26.345 TL maddi ve 9.000 TL manevi, ... için 15.931 TL maddi ve 10.000 TL manevi, ... için 18.007 TL maddi ve 10.000 TL manevi, ... için 2.000 TL manevi, ... için 2.000 TL manevi, ... için 2.000 TL manevi tazminatın 04.02.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava; desteğin ölümü nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Destek tazminatının yasal dayanağı TBK"nun 53. maddesi olup, "ölenin desteğinden yoksun kalan kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar" şeklinde hükme bağlanmıştır.
Bu maddede; haksız fiilin doğrudan doğruya muhatabı olmayan, ancak bu haksız fil nedeniyle ortaya çıkan ölüm olayından zarar gören ya da ileride zarar görmesi güçlü olasılık içinde bulunan kimselere tazminat hakkı tanınmıştır.
Yasa metninden de anlaşıldığı üzere; destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan yardımdır. Bu tazminatın amacı, ölüm olayı olmasaydı ölenin yardımda bulunduğu kimselere, yardımda bulunmaya devam edeceğinin düşünülmesi ve ölüm olayının bu süreci kesmesi sonucu, destekten yararlanan kimselerin uğradıkları zararın peşin ve toptan şekilde tazmin edilmesi, bu kimselerin ölüm olayından önceki durumlarına kavuşturulmasıdır. Eş söyleyişle amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır.
Destek tazminatı hesaplanırken, hak sahiplerine bağlanan ve rücu edilebilen Sosyal Güvenlik Kurumu ödemeleri ve sigorta ödemelerinin, hak sahiplerinin ekonomik durumlarında meydana getirdiği iyileştirme nedeniyle, yukarıda belirtilen amaç doğrultusunda zarar tutarından indirilmesi ve olaydan önceki sosyal ve ekonomik durumlarına nazaran karşılanmayan tutarın destek tazminatı olarak belirlenmesi gereklidir. Nitekim, TBK"nun 55. maddesindeki "...Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez..." hükmünden, rücu edilebilen ödemelerin zarardan indirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından gönderilen 31.12.2013 tarihli yazı ile kurum sigortalısı olan..."nun vefatına neden olan iş kazası nedeniyle sorumlular aleyhine açılacak rücu davasına esas olmak üzere, iş bu dava dosyasının karara bağlanıp bağlanmadığı sorulmuştur. Buna göre, mahkemece; Sosyal Güvenlik Kurumu’na müzekkere yazılarak, davacı mirasçılara sigortalının vefatına neden olan iş kazası nedeniyle gelir bağlanıp bağlanmadığı, bağlanmış ise rücuya tabi olup olmadığı ve rücu istekli dava açılıp açılmadığının sorulması, gelen yazı cevabına göre gerekirse aktüerya bilirkişiden ek rapor alınması ve ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA, 1.480 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalı ...’a verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.