Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2799
Karar No: 2019/3281
Karar Tarihi: 23.05.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/2799 Esas 2019/3281 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2018/2799 E.  ,  2019/3281 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ ... HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece muvzaa olgusunun sabit olduğu gerekçesi ile asıl davada davacılar ... ve ... yönünden davanın kabulüne, feragat nedeniyle asıl davada davacılar ..., ... ve ... ile birleştirilen dava yönünden davanın reddine ilişkin verilen karara karşı davalılar vekilinin istinaf başvurusu ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Asıl ve birleştirilen davada davacılar, mirasbırakan ...’ın maliki olduğu ... ada ... parsel sayılı taşınmazını 1/2’şer payla davalı oğlu ... ile dava dışı oğlu ...’e satış suretiyle devrettiğini, ’in 1/2 payı ölünceye kadar bakma akdi ile yeğeni ...’a (...’nin oğluna), ...’ın da teyzesi olan davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiğini, işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişler, aşamada davacılardan ..., ..., ..., ... ve ... davadan feragat etmişlerdir.
    Davalılar, işlemlerin gerçek satış olduğunu, mirasbırakanın ölümünden sonra mirasçıları arasında düzenlenen 12.06.1985 tarihli anlaşma başlıklı belge ile satış işleminin gerçek olduğu kabul edilerek mirasçıların bu hususa dair dava açmayacaklarının düzenlendiğini, turizm nedeniyle ilçede taşınmazlar değer kazandığından davacıların kötiniyeli olarak dava açtıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, muvzaa olgusunun sabit olduğu gerekçesi ile asıl davada davacılar ... ve ... yönünden davanın kabulüne, feragat nedeniyle asıl davada davacılar ..., ... ve ... ile birleştirilen dava yönünden davanın reddine ilişkin verilen karara karşı davalılar vekilinin istinaf başvurusu ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından esastan reddedilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’ın maliki olduğu ... ada ... parsel sayılı taşınmazını davalı oğlu ... ile dava dışı oğlu ...’e 15.10.1081 tarihinde 1/2’şer payla satış suretiyle devrettiği, dava dışı ...’in 1/2 payı 27.11.1996 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile davalı yeğeni ...’a, ...’ın da 15.07.2004 tarihinde davalı teyzesi ....’e satış suretiyle temlik ettiği, 1916 doğumlu murisin 23.01.1985 tarihinde öldüğü, geride taraflar ile dava dışı oğlu ...’in mirasçı olarak kaldığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (nitelikli-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve l.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de 4721 s. Türk Medeni Kanununun 706, 6098 s. Türk Borçlar Kanununun 237 (818 s. Borçlar Kanunun 213) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki kişisel ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Öte yandan, muvazaa iddiasına dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 190. maddesi ile TMK"nin 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Bir başka ifade ile temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu ispat külfeti davacı tarafa aittir.
    Somut olayda; dinlenen davacı tanıkları dahi murisin çocukları ile hiç bir problemi olmadığını, çekişmeli taşınmazın oğullarına bedeli karşılığı temlik edildiğini bildirmişlerdir. Nitekim davacılardan bir kısmı da bu gerekçe ile davalarından feragat etmişlerdir. Her ne kadar yerel mahkemece, toplumun örf ve adetlerine göre baba ocağının açık tutulması amacıyla oğlanlara temlik yapıldığı şeklinde gerekçe gösterilmiş ise de buna ilişkin dosya kapsamında delil bulunmayıp bu gerekçe tamamen varsayıma dayalı olup, varsayıma dayalı gerekçe oluşturulamayacağı kuşkusuzdur.
    Hal böyle olunca davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davalılar vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1. maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Didim (Yenihisar) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi